Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Etkiye tepki

Etkiye tepki
 

 
Daha evvel de yazdım galiba her gün en az 1 saat deniz kenarına inip yürürüm.
Yapmazsam kendimi hasta hissediyorum ve beynime oksijen gitmiyor.
 
Yine geçen akşamüstü böyle yürüyüşe çıktım. Deniz kenarında 3 genç dikkatimi çekti.
Oturmuş, çekirdek çitliyorlar.
Pardon, çiğdem...:))
İzmir'de çiğdeme çekirdek, simite gevrek deniliyor malumunuz...
 
Çekirdek yemekte bir sorun yok ama yedikten sonra kabukların ne yapılacağına dair bir sorun var bu şehirde...
Bu çocuklar da yemiş yemiş, yere atmışlar ama öyle böyle değil! Ayaklarının altında bir tepe oluşturmuşlar bildiğiniz. 
 
Tabii, bu rahatsız edici görüntü üzerine önlerinden geçerken uyarayım dedim ancak bir bey benden önce davranarak gençleri uyardı.
 
2 erkek ve bir kız oturuyorlar. Gençkız ve erkeklerden biri hiç ses çıkarmayıp, biraz utanır gibi oldular ama ortadaki çocuğun tındığı yok tabiri caizse...!
 
Bir de bununla beraber, " Dayı ! sen önüne bak, yürüyüşünü yap " gibi külhanbey ağzıyla kendisini uyaran adamcağıza da diklendi. Ben de tasvip etmediğimi ve rahatsız olduğumu belli eden bir bakışla gençlere bakıp yürümeye devam ettim. 
 
Yaklaşık 50 dk. sonra dönüyorum ki, bu tipler hâlâ oturmuş orada, aynı hızla ve fütursuzlukla ortalığı pisletmeye devam ediyor. Bir kişi de uyarmıyor, öyle gelip geçiyorlar önlerinden.
 
Tepem attı! 
Zaten az önceki saygısız ve serseri tavrı yüzünden ortadaki çocuğa gıcık kapmışım. Önlerinden geçerken çocuğun karşısında durdum ve dedim ki:
 
- Bak delikanlı...! Delikanlılık önce efendi olmaktır. Senin gibi ortalığı pisletip, kendisini uyaran yaşça, başça büyük insanlara terbiyesizlik etmek değil! Bir gün sen de başkasının pisliğini temizlemek zorunda kalırsan bu yaptığını hatırla...
 
Son cümleyi sanki Allah söyletmiş bana...19- 20 yaşlarında bir genç bu...Kafasını kaldırdı, gözlerinde bir öfke ama incinmişlikle bana:
 
Merak etme, ben zaten her gün temizliyorum dedi...!!!
 
Birkaç saniye afalladım, böyle bir cevap beklemiyordum çünkü. 
Sonra " O zaman ne demek istediğimi daha iyi anlaman lazım" deyip, arkamı dönüp yoluma devam ettim.
 
Giderken içimdeki ses konuştu:
 
Kızım Çiğdem! Sen çocuğa ders vereyim derken, çocuk da verdiği cevapla sana başka bir şey fark ettirdi bak.
 
Kimbilir bu çocuk; nerede, kaç saat, hangi şartlar altında çalışıyor? Belki de tek izin gününde deniz kenarına geldi ve o gün hayata, insanlara dair öfkesini, kırgınlığını yere çekirdek kabuklarını püskürterek haykırıyor. 
 
Herkes pisletirken ben temizliyorum, bugün de ben pisleteyim de başkası temizlesin diyerek intikam alıyor bu şekilde belki de hayattan. Kanının en deli, ömrünün en tepkisel çağında...
 
Bir insanın kötü, hatalı, hoşumuza gitmeyen bütün davranışlarının arkasında sadece eğitimsizlik, terbiye noksanlığı yok. Gözardı edilen, ilk bakışta fark edilemeyen yaralar, isyanlar, hayalkırıklıkları, adam yerine konmamalar var.
 
Sokağın ortasında çocuğunu döven kadında da, sudan bir sebep yüzünden kavga çıkaran adamda da, çevresine karşı umarsız, saygısız dediğimiz gençlerde de...
 
Her sonuç, bir sebebe bağlı...
 
Maalesef fırsat eşitsizliği çok bizim ülkemizde...Hayat standartları, yaşam biçimleri arasında uçurum var. Gittilçe de daha derinleşiyor. Ne eğitimde, ne sağlıkta, ne gelir dağılımında, ne de yaşam kalitesinde bir adalet, bir denge yok. Maalesef gün geçtikçe davranışlarda ve sözlerde de ayar bozuluyor.
 
Bu durum da aramızdaki yabancılaşmayı, birbirimizden uzaklaşmayı daha görünür kılıyor.
 
Sonuçta yol aynı belki ama hepimiz aynı ayakkabılarla, aynı hizada yürümüyoruz.
 
Görünenin arkasındakine de bakmak gerek...
 
 
Toplam blog
: 115
: 830
Kayıt tarihi
: 18.11.12
 
 

1967 yılında İstanbul'da doğdum.Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden 1988 yılınd..