Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

Etro markalı Kemal: İşsizlere istihdamı böyle mi sağlayacaksınız?

Etro markalı Kemal: İşsizlere istihdamı böyle mi sağlayacaksınız?
 

Vatan Gazetesi web sayfasından


Görünüşte basit gibi gelebilir ama hiç de öyle değildir...

Hukukda çok önemli bir kural vardır: "Usul" de en az "Esas" kadar önemlidir.

Siz çok güzel şeyler söyleyebilir, sözlerinizle halkı kendinize hayran bırakabilirsiniz. Ama eğer sözlerinizle davranışlarınız birbirine tezat teşkil ediyorsa bunun adı "popülizm"dir..

Bu bir dürüstlük ve samimiyet sınavıdır. Ben dürüstüm, ben samimiyim, demekle hiç kimse dürüst ve samimi olamaz.

Kimsenin alnında da "dürüst" ve "samimi" yazmayacağına göre de, dürüstlüğü ve samimiyeti ancak davranışlar ortaya koyar.

Demagojiyi kendisine temel ilke edinmiş bizim siyasetimizde alabildiğine iki yüzlülük vardır.

Bir taraftan "Çoban Sülü"yüm der, cuma günleri en büyük bir caminin cemaati arasındadır, evine gidersiniz dünyanın en pahalı viskilerini görürsünüz vitrinde!

"Milli Görüş", "Milli Sanayi" der, rakiplerini "Batı'nın uşağı" olmakla suçlar, kendisi tepeden tırnağa "Versace"den başka bir marka giymez!

Milliyetçiyim, ulusalcıyım der, bu söyleminin siyasi istismariyle siyasi ve maddi rantlar da elde eder, ilk fırsatta altına lüks bir mersedes çeker!

Bir belgeselde izlemiştim. Belgeselde yanlış hatırlamıyorsam Güney Kore caddeleri gösteriliyordu. Belgeselin sunucusu araba markalarına dikkat çekti ve "Güney Koreliler çok milliyetçi insanlar, yabancı marka neredeyse hiç yok. Hep yerli araba kullanıyorlar" demişti de bizim milliyetçilerimiz ve ulusalcılarımız aklıma gelmişti!

Bundan birkaç gün önce internet sayfalarında okudum: Bir siyasetçimiz Avrupa'nın bir şehrinde İngiltere aleyhine atıp tutuyormuş. Dinleyenlerden biri dayanamamış ve ona "İngiltere'yi kötülüyorsunuz ama İngiliz pardesüsünü de giymeden edemiyorsunuz" demiş.

Demek ki sözler değil, davranışlar daha önemliymiş. Eğer biri illa da "ben milliyetçiyim", "ben ulusalcıyım", "ben halkçıyım" diyorsa onun bir milliyetçilik, bir ulusalcılık, bir halkçılık problemi vardır demektir.

Bizim çiçeği burnunda yeni siyasi liderimiz Kılıçdaroğlu da "halk çocuğuyum" diyerek kravatsız gömlekle halkın karşısına çıkmış. Bunun nedenini soranlara da "bu şekilde kendimi halka daha yakın hissediyorum" demiş!

Ama çok önemli bir ayrıntıyı unutmuş. Konuşmanın heyecanına kendini kaptırıp kollarını sağa sola gönderdiğinde ortaya çıkan gömlek markasının görünebileceğini ve bunun "twitter" izleyicıilerinin gözünden kaçmayacağını hiç aklına getirememiş.

Dünyanın sayılı mağazalarında satılan "Etro" marka bir gömlek. Fiyatı 495 Tl.

Halkın yakınından uzağından geçemiyeceği bir marka ve bir fiyat.

Kılıçdaroğlu, halka yakın olacağım diye giydiği kravatsız gömleğin onu ne kadar halktan uzaklaştırabileceğini düşünememiş mi?

Nasıl olsa marka görünmeyen bir yerdeydi ya! Bunun rahatlığı olsa gerek...

Madalyonun bir de arka yüzü var tabii ki...

Kılıçdaroğlu konuşmasında halkın sorunlarını çözeceğini, halkın en önemli sorununun da işsizlik olduğunu söylemiş ve evine akşam ekmek götüremeyen işsizlerin ve gece aç uyumak zorunda bırakılan çocukların dramına dikkat çekmişti. Bunların sorumlusu olarak da hükümete yüklenebildiği kadar yüklenmişti.

Kılıçdaroğlu'na çok masum bir soru sorsak haksızlık mı etmiş oluruz acaba?

İşte size bir dürüstlük ve samimiyet sorusu:

CHP gibi büyük bir partiye genel başkan oldunuz. Halka güzel görünmek için tabii ki güzel ve kaliteli gömlek giymek zorundasınız. Ama artık bizim de yerli çok kaliteli ve güzel marka gömleklerimiz var. Neden Etro marka bir gömlek satın alarak hem dövizimizin yurt dışına çıkmasına sebep olup çok yakındığınız cari açığa katkı sağladınız ve çok daha önemlisi bir işçi kardeşimizin daha iş imkanı bularak akşam evine ekmek götürmesini ve çocuğunun aç uyumamasını engellediniz?

Etro marka gömleği soranlara Kılıçdaroğlu'nun verdiği cevap çok daha ilginçtir:

"Parasını kazandığım paradan ödedim."

Ne güzel mantık değil mi?

Demek ki halkçıyım demekle, gecekondu dolaşmakla halkçılık olmuyormuş!

Halkçılığı özünde yaşamak ve hissetmek gerekiyor...

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..