12 Dünya, 11 Avrupa Kupasına tanık olmanın tecrübesiyle buradan kadınlarımıza sesleniyorum. Bir erkeğin muayyeni olarak kabul ettiğim turnuva süreci için onlara 16 altın kuraldan bahsedeceğim. Hoş kendileri biraz alınganlık gösterecek ama onlar için de gelecekte enteresan bloglar düzeceğim. Ağdalı sabah kuşağı programları ve ‘hatırla Sevgili’ müdavimlerine dokunulmazlık zırhı giydireceğim.
Şimdi gelelim futbollu günlerin ideal kadınını anlatmaya;
Maç esnasında televizyonun önünden geçmez. Hele top ceza alanındayken hiç geçmez.İzleyicinin dikkatini dağıtacak volümde konuşmaz, soru falan sormayı aklından geçirmez.Maç saatinde en düşük desibelde dahi elektrikli ev gereçlerini çalıştırmaya teşebbüs etmez.Gün organizasyonlarını maç günlerine denk getirmez.Olmadık anlarda çalan kapı ve telefon zillerine bakar. Tv seyrini engelleyecek gelişmeleri savuşturur. Uzaktan kumanda aletine temas etmez. Aletin ele çarpması bile ceza gerektirir. Ekrana sarkacak tv örtüsü kullanmaz. (Top hep oraya kaçıyor da) Turnuva konulu gazete, dergi ve bültenlerin kaybolması ve zayi olmaması konusunda hassastır. Kritik pozisyonlar sırasında sarf edilen küfürle muhalif olmaz.TV volümünün kısılmasını hiçbir şekilde talep etmez. Talep eden diğer aile bireylerini sesini kısmaya çabalar. Seyir sırasında halıya dökülen sigara külü, çekirdek kabuğu ve cips kırıntılarını sorun etmez. Turnuva sonrası özel bir temizlik ve boya firmasından randevu alır. İzleyicin yapabileceği basit ev işleri için, devre arasında bile, yardım talebinde bulunmaz. (Hiç, maç esnasında perde takan adam duydunuz mu!)Maç yorum ister düsturundan yola çıkarak eve arkadaş çağırılmasına surat etmez. Turnuva sürecinde başta kayınpeder ve kayınvalide olmak üzere yatılı misafir kabul etmez. Bu süreç içinde asla doğum yapmaya falan kalkmazTurnuva boyunca hane halkının sağlık problemi yaşamaması için koruyucu hekim gibi çalışır.