Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '16

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Euro 2016 için beklediğimiz dış destek gelmedi!.

Euro 2016 için beklediğimiz dış destek gelmedi!.
 

Emekle kazanılan ile havadan gelenin farkını, ancak emek verenler bilir.

Çek Cumhuriyeti’nden, kendi gücümüzle aldığımız 3 puanla sevindik; ancak bir gün sürdü bu sevincimiz.

“Biz bitti demeden bitmez” diyorduk, ama gruplarda oynadığımız 3 maç bittiğinden, bize beklemek düşüyordu.

Gruptan çıkma olasılıklarına bakarak, Macaristan, İtalya ve Belçika’dan işimize yarayacak skorlar elde etmesini beklemeye başladık.

Saatler 19.00’u gösterirken ekranlara kilitlendik.

Macaristan, puana en çok gereksinimi olan takım gibi başladı. Oysa gruptan çıkmayı garantilemişlerdi. Macaristan, bizim Lig’deki takımlardan biri olsaydı, bu hırsı anlamak mümkün olurdu!.

Macaristan, sanki bizim için oynuyordu. Art arda gelen sarı kartların “kırmızı”ya dönüşme olasılığına, beklenmedik sakatlıkların sonraki maçları etkileyecek olmasına karşın, 3 puan hedeflemişti.

Macaristan öne geçtikçe, doğal olarak biz seviniyorduk.

Macaristan, 3 kez öne geçmesine karşın skoru koruyamadı. Skor, 3-3 olduktan sonra, skoru korumak için oynamaya başladı. 3 dakikalık uzatmayı, kendi aralarında pas yaparak geçirmeye başladılar. Kendileri grup birincisi oldu, Portekiz ise en iyi üçüncüler arasına girdi.

İlk beklenti, hüsranla bitti.

*****

Saatler 22.00’yi gösterirken, bu kez, İtalya ve Belçika’ya umut bağlamıştık.

İtalya, liderliği garantilemişti. Belçika ise, kendisi için oynayacaktı. Çünk 3 puanı olmasına karşın, sonuncu da olabilirdi.

Her iki maçta, 85. dakikaya kadar süren 0-0’lık skorlar, bizi sevindiriyordu. Hele o dakikada gelen Belçika’nın golü, “Bu iş bitti”ye götürdü bizi.

Sloganımız, o coşkuyla, belki de koro halinde söylenmeye başlamış, kanallar “klip”lerini hazırlamıştı:

“Biz bitti demeden bitmez!”

Ama o da ne?

Rastlantıya bak ki, aynı dakikada İrlanda Cumhuriyeti’nin golü geldi.

Şaşkınlık!

Son düdük çalınca, bir günlük sevincimiz hüzne dönüştü; gazetelerin, kanalların bütün hazırlığı çöpe gitti. "Canlı yayın"la, ekranlarda boy göstereceklerin psikolojik durumlarını anlamak mümkün!.

Artık, “Biz bitti demeden bitmez”, hikâye olumuş; Fransa’dan dönüşümüz resmileşmişti.

*****

Kendi göbeğini kendin keseceksin!.

“İp”ler, “dümen” başkasının elindeyken, beklenen sonuç alınırsa, bunun kendi gücünle olduğunu sanmayacak, kendinden kaynaklanan sorunları göz ardı etmeyeceksin.

Milli Takım, son maçta yapabileceğini yapmış, işini bitirmiş; “Biz bitti demeden bitmez”i bizim adımıza başkalarına havale etmişti.

Beklentimiz hüzünle sonuçlanınca, kime, niye, ne diye kızacağız?

Kızanlar, yetmedi, işi suçlamaya götürenler olmuyor değil.

Niye mi?

Bizde garip, “hastalıklı” bir futbol anlayışı var:

Sizin adınıza bir başkasının oynamasını, direnmesini beklemek...

Bu anlayışla bazen "iki kişilik" oynamak, direnmek; bazen de boş vermek... 

“Çelme takılması” gereken, "ortak rakip"le oynarken, kendi adına değil, bir başkası adına oynamak...

Bu anlayışı normal karşılayanların, İtalya’nın, sonraki maçlarını düşünerek, sarı kartı olan futbolcularını ve kimi aslarını oynatmamasını, bize karşı yapılan bir haksızlık olarak görmeleri bir başka gariplik.

İtalya’nın yönetimi, dünyada/ ülkemizde, sonraki maçların özelliğine göre uygulanmıyor sanki...

Birçok oyuncusunun sarı kartı olan, her an sakatlanma olasılığı ile karşı karşıya kalan, en önemlisi liderliği garantilemiş takımın teknik adamın, geleceğini tehlikeye atarak, takımını ölümüne bir mücadele içine sokması, ancak, cinnet getirmesine bağlanır!.

*****

Şimdi ne olacak?

Övgüde "kantarın topuzu" kaçırıldığında bundan büyük mutluluk duyanların, eleştiride benzer yol izlendiğinde köpürmeleri, hep kendine yontmanın sonucudur.

Artık, her dediklerinin onaylanmasını bekleyenler; sahada konuşacaklarına, mikrofonu görünce dili çözülen, zamanını ve gücünü “soysal medya” denen alandaki “hesapları”na verenler, kendilerine gelmeli..

Hesap soracağım diyen/ler, önce hesap vermeli; haydi, yumuşak bir deyişle, özeleştiri yapmalı... Bu özeleştiri, "ben yerimde kalayım"la sonuçlanırsa, bu, yapılanın göstermelik olduğunu gösterir.

Günü kurtarmak, ancak siyasetçi tavrıyla bağdaşır.

Olumsuzlukları “sistem”e bağlayıp kenara çekilmek, o “sistem”in ana parçası olanları aklamaz. “Sistem”in değişmesi, o “sistem”den beslenenlerin dışta kalmasıyla sağlanabilir ancak.

Son söz:

Milli Takım futbolcuları, onun bunun değil, “Türkiye’nin Aslanları”dır.

 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..