Ev Ödevleri

Yedi yaşında bir çocuk, günde altı saat ders yapıyor. Bazı okullarda da etüde kalıyorlar.

Bunlar yetmiyormuş gibi, bir de eve ev ödevleri getiriyorlar.

Anne yorgun, baba yorgun, çocuk zaten yorgun.

Ev ödevi faslı başladığı zaman herkes gergin.

Zoraki isteksiz yapılan ödevden de hayır gelmediği gibi, zararlı da olmaya başlıyor.

Asıl olan, çocuklar öğreneceği konuları okullarda öğrenmelidir.

Ödevler, Anaokulundan başlayarak, çocukları disipline edecek, sorumluluk ve kişilik geliştirecek şekilde, çok az zamanlarını alacak şekilde planlanmalıdır. Bunu uygulamak da ustalık, uzmanlık istiyor.

Ödevler, çocukların yaş ve sınıf seviyelerine uygun olmalıdır. Çocuklar öncelikle niçin ödev yaptıklarını bilmelidirler.

Ödevler, genellikle okulda öğrenilenlerin pekiştirilmesine, uygulanmasına veya derslere ön hazırlık şeklinde verilmektedir.

Ödevler, öğrencinin ilgi ve yeteneğine uygun olmalıdır. Öğrenciyi zorlayacak, çok zamanını alacak, fizksel ve ruhsal yönden sıkıntı yaratacak ödevler verilmemelidir.

Kısa sürede yapılacak ödevler verilmelidir. Ödevler, düşünme ve yaratıcılığını geliştirici olmalıdır. Kopyala getir, çıktı al. On kere yaz şekline bürünmemeli.

Ödevler, mutlaka kontrol edilmelidir. Kontrol edilmeyen ödevler yanlışları pekiştirdiği gibi, öğrencilerin de ödev disiplinini bozar, fayda yerine zarar verir.

Öğrencilere ev ödevleri veriliyor ama, çocukların evlerinde uygun çalışma ortamları var mı dikkate alınmıyor ! Ne yazık ki ülkemizde çocuklarımızın büyük çoğunluğunun çalışma odası yok. Genellikle televizyon seyredilen yerde bu ödevleri yapmaya çalışırlar ki... Bu ödevden hayır gelmez.

Ödev yapma zamanı çok disipline edilmelidir. Çocuk geç vakte kadar televizyon izlemiştir, uykusu geldiği zaman ödev aklına düşmüştür, bu şartlarda da ödev yapmanın bir anlamı yok.

Çocuklar ödev yaparken, bir çok kaynağa ve yardıma ihtiyacı vardır. Çocuk kaynaklardan kendisi yararlanmasını öğrenmelidir. Veliler yardım konusunda rehber olmalıdırlar. Kontrol ve gözden geçirme yapmalıdırlar,

Tüm bunların yanında çocuklarımıza oynayabileceği, hobilerini, yeteneklerini ortaya koyabileceği bir zaman vermeliyiz. Öncelikle, birinci sınıflardan başlayarak...

Müfredat progrsamları, çocuklara sosyal, bedensel, kültürel aktiviteler kazandıracak şekilde planlanmalıdır. Bunun için Beden Eğitimi, müzik, resim, yüzme, santranç, v.b ile ilgili, derslerin sayısı artırılmalıdır.

Matematik programı hafifletilmeli, İlkokuma- yazma eğitimi için geniş bir zaman dilimi kullanılmalıdır.

Ödev vermiş olmak için ev ödevleri verilmemelidir. Bu ödevlerde yozlaşma yaratır, bu da çocukların kişiliklerini etkiler, sorumsuzluğa ve yalancılığa alıştırır.

İlköğretmden başlayarak, ödev konuları bilimsel verilere dayanarak yeniden ele alınmalıdır. Öğretmenlerin, kendi eksiklerini veya programlarını yetiştirmek için öğrencilerini sıkıntıya sokmalarını engelleyici kurallar, programlar, yönetmelikler hazırlanmalıdır.

Bu konu da Milli Eğitim Bakanlığına önemli görevler düşmektedir.

Çocuklarımızı bu ödev yükünden kurtarmak, eğitimimiz ve çocuklarımız açısından çok önemli olacaktır.