Ev ya da işyerlerinizdeki şeylerin eşyalaşması

Özel günlerimizi ölümsüzleştirdiğimiz anı fotoğraflarının bizler için anlamı büyüktür. Sizler için de hatırası olan fotoğraflar olduğu muhakkaktır.

Bu, şahsınıza ait bir fotoğraf olabileceği gibi, çok sevdiğiniz bir tanıdığınıza ait de olabilir.

Onu evinizin bir köşesine ya da ofisinizde masanızın bir kenarına koyduğunuz ilk günü hatırlamaya çalışın.

İlk günlerde, yerini özenle belirlediğiniz ve hatta çerçevesini bile dikkatle seçtiğiniz o fotoğraf hemen dikkatinizi çekiyordur. Çünkü sizin için yenidir ve anlamı büyüktür. Her baktığınızda o kişiyi ya da o anı hatırlıyorsunuzdur.

Ancak bir süre sonra sürekli orada kala kala anlamını yitirebilir. Aksesuarlar için de böyledir.

Daha da önemlisi ilk günlerde tahtına kurulmuş bir kral gibi konumlandığı yerinde, sanki eski heybetiyle durmaz.

Bir biblo, süs eşyası için de durum aynıdır dedik.

Öyle olur ki, o da artık mücavir alanındaki diğer eşyalar gibi sıradanlaşabilir. Evinize geldiğinizde ya da ofisinize gittiğinizde beyniniz, o fotoğrafı/aksesuarı artık oranın bir parçası gibi kabul ettiğinden eski anlamını yitirmiştir.

Tüm bu süreç bir anda değil tedricen olduğundan, heyecanınızın azalışını, onların eşyalaşma sürecini fark edemezsiniz.

Yukarıda işaret ettiklerimiz, bilgisayarınızın masa üstü arka planı ya da ekran koruyucunuz için bile geçerli olabilir.

Kimse sizin için çok değerli olan kişilerin fotoğraflarını ya da sair süs eşyalarınızı bir kenara koymanızı tabi ki istemiyor. Ancak sözgelimi sadece bir haftalığına göz önünden kaldırmak o şeye özleminizi tetikleyebilir.

Sizin için aslında çok değerli olan şeyleri, biteviye hayatın olağan bir parçası yapmamak, onları eşyalaştırmamak elinizde.

Sabrın sonu ile