Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Evde kalmış kızlar jenerasyonu

Evde kalmış kızlar jenerasyonu
 

Bizim nesilden bahsediyorum. 70 li yıllarda doğanlardan. O yılların gergin siyasi ortamında, tehlikeli ama sıcak gündelik yaşamında büyümüş bizim nesil hatunlardan. Ve bizim neslin armudun sapı, üzümün çöpü derken nasıl evde kalmış kız kurularına döndüğünden.

Biz "Kadınca" annelerinin kızları sayılırız az çok. Feminizmin furya olup menepoza girmek üzere olan annelerimize dadandığı yılların küçük kızlarıyız. Ergenliğimiz 80 li yıllara denk geldi. Annelerimizin kafaları karışık, kocaları abileri hapiste biz ise sokaklarda ve Şeker kız Kendy seyretmekteydik. Gençlik dergisi Blue Jean ve Onyedi alıyorduk gazete bayilerinden. Oysa bizden önceki nesil ya Hey dergisi okurdu ya da fotoroman. Biz Beyaz Diziler okuduk. Kadınca, Erkekçe ve Nokta dergisinin yayınlandığı dönemde, Gırgır dergisinin kenarında kıyısında, en kahraman Rıdvan kıvamında kaynadık gittik. Hafiften ilgisiz, hem isyankar hem itaatkar, kentli ve üniversiteli olduk sonra.

Sevgililerimiz oldu. Bakirelikten vazgeçtik. Kız muhabbetleri yaptık ama 20'li yaşlara geldiğimizde evlenme hayali kuran çok azdı aramızda. İş, kariyer hadi bilemedin eğlenelim coşalım modundaydık.. Kariyer yaptık, eğlendik coştuk ve bir gün baktık ki yaş 20'nin sonuna gelmiş. Bütün iyi adamlar kapılmış. Ortadakiler de boşanmış, travmasını yaşıyor.

Bizim neslin hatunlarını aldı mı bir telaş. Sağa baktık sola baktık ı-ıh. Armudun sapı ve üzümün çöpü tabii ki. Şimdi otuzlu yaşlardayız hepimiz. O telaş sırasında bir panik abuk sabuk evlilikler yapanlar kısa bir süre sonra boşandı. Bizbize kaldık hatun muhabbetlerinde. Alıştık bir de yalnız yaşamaya. Yatak benim, tabak benim bu evdeki her şey benim demeye ki en heyecan verici sevgiliye bile eyvallahımız yok. Bize uymayana ağlaya ağlaya da olsa kapıyı gösteriyoruz hemen. Yalnızız. Evde kaldık.

Oysa söylemişti büyüklerimiz yalnızlık allaha mahsustur diye. Dinlemedik. Evlenmedik, üremedik. Kimseye güvenmedik en fenası. Biz kızlar birbirimize güvendik. Erkeksiz yapılan şarap muhabettleri, rakı muhabbetleri bizim neslin sembolü oldu. Çok kapılar açtık bizden sonrakilere ama kayda değer hiçbirşey yapmadık. Duygusal ve kırılgandık. Güçlü olmaya çalıştık. Bizi sevecek kollayacak beyaz atlı prensi beklemek ayıp geldi bize ama hepimiz onu beklerken pencerenin önünde yaşlandık.

Şu güçlü kadın şarkıları da bu yüzden böyle popüler oldu zaten. Yakıştıramasak da kendimize hepimiz ablalarımızın pek beğenerek dinlediği Ümit Besen ve "nikah masasına oturdun işte" durumundayız. Mahallenin bakkal çırağına göz süzdüğümüz günler eskide kaldı. Lise aşklarımız evlendi çoluğa çocuğa karıştı. Bize de güçlü ve bağımsız olmak düştü.

Şimdi hep beraber söylüyoruz gururla "tek taşımı kendim aldım tek başıma kendim taktım" diye. Yine de gözlerimizde umut bekliyoruz, pencerenin önündeki minderde.

 
Toplam blog
: 79
: 1562
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1972 yılıydı. Doğdum. Evde hep kitap okuyan iki kişi vardı. Büyüdüm, okullar okudum. Birşey öğrenmed..