Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '11

 
Kategori
Haber
 

Evde sağlık hizmeti

Evde sağlık hizmeti
 

Dün akşam Kanal D Haber’de çok sevindiğim bir haber izledim.

Sağlık Bakanlığı yaşlılara evde sağlık hizmeti veriyormuş.

Televizyonda bir otomobil tahsis edilmişti. Otomobil’in içinde de şoför, doktor ve hemşire vardı. Doktor ve hemşire adresi önceden belli olan yaşlıların evine gidiyor ve periyodik muayenelerini yapıyordu. Bu uygulama gerçekten çok güzel. Düşünenleri tebrik ediyorum. Zaten hep diyorum hep iyilikte, güzellikte yarışmak lazım. Hizmette farklılaşarak öne çıkmak lazım. Muhalefet partilerinin somut projelerle, icraatlarla halkın önüne çıkması lazım. Geçmişin acıları birilerine refah, ferahlık olarak dönmeli hep.

 

Bu hizmetin adı “Evde Sağlık Hizmeti” imiş. Yatalak, bakıma muhtaç, hastaneye ulaşması zor olan hastaların sağlık görevlileri tarafından evlerinde muayene ve tedavi edilmesini amaçlıyormuş.

 

Evinden çıkması çok zor olan hastalar veya yakınları “444 38 33" numaralı telefonu arıyorlarmış, sonra sağlık ekibi tarafından hastanın durumuna göre randevu veriliyormuş. Belirlenen saatte tam donanımlı araçlarla hastanın evine sağlık ekibi gelip, gerekli muayeneyi yaptıktan sonra teşhis koyuyor, ardından gerekli tıbbı malzemeyi de hasta veya hasta yakınına teslim ediyorlarmış.

 

Gerçekten büyük bir hizmet. Umarım bu hizmet bütün Türkiye çapına yayılır. İnsanlar niçin var? Biz niçin varız? Elbette bir işe yaramak için, birbirimize hizmet etmek için. Orman kanunu gibi vahşi bir kavram bizim kültürümüzde geçerli olamaz, olmamalı.

 

Aynı uygulamayı 112 Acil Servis’te de gördüm kaç kez. 112 Acil Servis’de de Şoför, Hemşire ve Doktor haber alır almaz, derhal olay mahalline geliyor ve en yakın sağlık merkezine hastayı taşıyor, sonra hastanın işlemi bitene kadar, hasta yanlız bırakılmıyor. Hemşireler ve şoförler hastanın evraklarıyla bile uğraşıyorlar hatta hasta başka bir sağlık merkezine sevk edilirse işleri orada da takip ediliyor ve gerekiyorsa tekrar hastaları evlerine bırakıyorlar. Bu uygulamayı Ankara Dış Kapı Hastanesinde gördüm ve gerçekten inanamadım, çok sevindim.

 

Bir başka uygulama ise çocuğu özürlü olanların okula devlet tarafından karşılanan ücretsiz servislerle gidip gelmelerinin sağlanması. Bu da büyük bir ferahlık.

 

Demek ki isteyince, vatandaş-odaklı olunca bazı şeyler değişiyormuş.

 

Keşke bu tip uygulamalar daha başka alanlarda da uygulansa. Mesela mahkemelere yaşlılar, yatalak hastalar gidemiyor, mesela emekliler banka kuyruklarında telef oluyorlar. Keşke bunlar için de çeşitli hizmetler, projeler gerçekleştirilse.

 

Ancak bu tip işler tabii ki göstermelik olmamalı. İnsanlara iş ortamı sağlanmalı, insanlar helaliyle kazanmalı. İş olmadan hiç bir şey olmaz. Önce iş olmalı. Okullarda öğretmen eksikleri var örneğin. Ama bakıyorsunuz yine öğretmenler atanamamaktan şikayetçi. Buna da bir çözüm bulunmalı, gerekiyorsa bazı yerlerden kısıntı yapılmalı, fon oluşturulmalı ama okullarda öğretmen sıkıntısı olmamalı, öğretmenler mesleklerini yapabilmeli. Ondan sonra da devlet de insanlara sosyal devlet olmanın gereğini tereddüt etmeden yerine getirmeli.

 

Kanımca ülkenin konut sorunu çözülürse (ki TOKI son yıllarda muhteşem şeyler başarıyor) kalkınmamız daha da hızlanacaktır. Artık çarpık kentleşmeyi terk etmemiz gerekiyor. Daha çağdaş evlerde, daha ferah bir çevrede, sağlıklı ve huzur içinde yaşamamız gerekiyor. Örneğin İstanbul’u gördükçe insan acayip bir karamsarlığa kapılıyor. Keşke İstanbul’da devlet TOKI ile kentsel dönüşümü başarabilse diyorum (İstanbul deyince şunu da eklemeden edemeyeceğim. Lütfen yetkilier şu İstanbul Otogar’ına da bir el atsalar çok iyi olacak. İstanbul gibi bir dünya kentine böyle bir ucube hiç yakışmıyor çünkü). Hem bu deprem gerçeğine de büyük bir çözüm olacaktır.

 

 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..