Evde soğan bitti devlet nerede!! Aloo

Son zamanlarda dikkat ediyorum her şeyin ucu öyle ya da böyle devlete dayanıyor. Ben vatanı genelde haberlerden izleyebildiğim için örneklerim hep haberlerden oluyor ya, bu yazı da haberlerden doğdu. Aslında uzun zamandır aklımdaydı bugün izlediğim haber son damla oldu galiba.

Vatandaş 8 çocuğuyla bir gecekonduda kalıyor. Elektrik kaçak. Su yok. İş yok. camlarda naylon gerili, yakacak odun yok. Çocukların üzerinde kıyafet ayaklarında bırakın ayakkabıyı çorap yok. En küçük çocuk daha bebek. Diğerlerinin arasında taş çatlasa 2 yaş ya var ya yok. Büyük bir sefalet ortamı. Ana haber bültenindeler ailecek. Gözler yaşlı. Çocuklara öğretilmiş, kameranın içine bakarak ağlaşıyorlar ve 'biz okumak istiyoruz' diyor büyükler. Küçük dersini iyi çalışmamış 'bana ne ben bisiklet de isterim' diyor. Baba suratında anlaması güç bir ifade ile 'devletten yardım eli bekliyoruk, bize kimse sahip çıkmıyo' diyor.

Herkes bu haberi seyrederken ne düşünüyor bilemiyorum ama ben çok kızıyorum. Vah vah demek gelmiyor içimden. Aklıma ilk gelen bu büyük şehirde işleri ne. Ve sanki bu haberle ortada aranan bir suçlu var. Bütün bu yaşananların sorumlusu. O çocukların yaşadığı sefalete ortam hazırlayan, onların aç uyumasına, süt içmeyişlerine neden olan bir suçlu. Suçlu kim burada. DEVLET. Neden? Çünkü birilerine suç atmak lazım ki vah vah denilsin bu vatandaşa..

Peki olaya bu yönünden baktık mı acaba hiç?

Vatandaş 8 çocuk yaparken devlete mi sordu? Hayır.

Memleketinden kalkıp taşı toprağı altın diye herşeyin daha pahalı olduğu şehre gelirken devlete mi sordu? Hayır.

Gelirken birileri ona herhangi bir güvence verdi mi? Hayır.

Herhangi bir mesleği var mı? Hayır.

İş aramak için bir çabası var mı? Hayır. (spikerin iş aradınız mı? sorusun -işi kim gaybetmiş de biz bulak.. diye bir cevap verdi)

Baktın 3-4 çocuğa bakamıyorsun gerisini yapmayım diye herhangi bir yardım talebin oldu mu devletten ? Hayır. (spikerin nufus planlaması diye bir şey duydun mu? sorusuna- he duymuşak, ama allah veriy napak. Gibi bir cevap verdi. Allahın hiç işi gücü yok böyle millete bebe dağıtıyor sanki: ( )

Burada devletin suçu yok mu? Elbette var, var ama ilk akla gelen de devlet olmamalı. Sen bir çaba göster, memleketinde yaşam savaşı ver, el uzatan olmazsa o zaman bir yardım eli yok mu de. 8 çocuk yapıp Türkiyenin en pahalı memleketinde 2 göz odada hangi el seni yerinden kaldırabilir ki sevgili vatandaş.

Bu akşamki haber tam akıllara durgunluk veren bir haberdi. Evlatcık 7 yaşında aşırı kilo problemi var. Yardım bekledikleri yine devlet. Yardımı beklerken ne yapıyorlar. Koca çocuğun eline içi süt dolu biberonu verip koltuğa yatırıyorlar. Anne geliyor görüntüye, anne de kilo sorunlu. Demek ki beslenme bozuklu var ilk planda. Hormon bozukluğu teşhisi konmuş. Ben hiç bir doktorun' bu çocukta hormon bozukluğu var, hadi al evine götür ' dediğine inanmıyorum. Mutlaka bir yol gösterilmiştir. Ama bu yola nedense çıkılmamıştır. Okula bile yollamıyorlarmış çocuğu. Yani hareket yok. Düzenli yeme yok. Çözüm arayışı bir tv kanalına çıkıp ' devletten yardım bekliyoruz' demek.

Olmaz ya. Bu kadarı olmaz. O çocuk senin kanın canın. Elindeki biberon ne? Neden sofrada hem makarna hem ekmek var? Neden sokakta arkadaşlarıyla oynamıyor? Neden okula gitmiyor? Neden elinden tutup her gün 1 saat yürütmüyorsun? Neden spor yaptırmak yerine eline biberon verip koltuğa yatırıyorsun. Ya devlet seni görmemekte kararlıysa canından vaz mı geçeceksin?

Yani neredeyse evde kalmayan soğanın hesabını bile devletten soracağız. 'evde soğan bitti devlet nerede' hadi bakalım birileri cevap versin.

Elbette sırtımızı dayayacağımız bir devletimiz olmalı, var da. Ama önce biz elimizden geleni yapsak eğer başa çıkamıyorsak 'devlet bana bir bak' desek daha iyi olmaz mı? Belki o zaman her yere uzanacak bir eli olacak devletimizin, kimbilir?