Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '12

 
Kategori
Yılbaşı
 

Evde yılbaşı kutlanır mı?

Evde yılbaşı kutlanır mı?
 

Yılbaşını evde kutlamak en iyisi.


Neden olmasın? Yılbaşı´nda, dışarının kalabalığından ve ulaşım sıkıntısından  uzak, sizin için özel insanlarla  evinizde  ekonomik  ve  keyifli  bir gece geçirmek daha güzel olmaz mı?  Elbette olur.

Tüm sıkıntılarımızı bir geceliğine dondurup, yeni yıl’ın isteklerimizi yerine getireceğini ve mucize dediğimiz şeylerin de gerçekleşebileceğini ummak güzel olmaz mı?  Bir gece de olsa böyle yaşamaya ne dersiniz?

Bir yılı daha geride bırakıyoruz.Yılbaşı öncesinde çoğumuz tatlı bir telaşa kapılırız. Yeni yılda arkadaşlarla, aile ile ya da sevdiklerimizle baş başa geçirecek olmanın verdiği heyecan günlük hayatımıza yansımaya, aklımızı sürekli meşgul etmeye başlar. Hele bu konu gençler arasında  günlerce konuşulur.

Yeni yıl ile ilgili plânı olanlar alışveriş, sohbetler ve hediyelerle meşgul olurken, henüz plân yapmamış olanlar ve hatta birlikte geçirebileceği bir arkadaşı bile olmayanlar ise, atlatılamaz gibi görünen bir karamsarlığa kapılırlar.

Günümüzde “yılbaşı kutlaması” için özellikle büyük şehirlerimizde eğlence mekânlarında, “tuzu kuru” olanlar günler öncesinden rezervasyon yaptırmaktadır. Yurtiçi ve yurt dışı otellerde ve eğlence merkezlerinde varlıklı ailelerin yılbaşını nerede, nasıl, kiminle geçirdiklerini  TV.lerin magazin programlarında görmektesiniz.

Evde yılbaşı kutlaması yapacak olan birçok varlıklı ailelerin ilk olarak “yılbaşı ağacı” alıp, onu “yılbaşı partisi” için renkli süsler, ziller, yılbaşı balonları, çanlar, noel baba simgeleri ve kar spreyi ile süslediklerini, renkli ledli ampullerle ışıklandırdıklarını, “en güzel kutlama bizdeki” havalarına  girdiklerini  ve “sokak partilerini” de  magazin programlarından öğreniyoruz.

Varlıklı ailelerin yılbaşı alışverişleri, birbirlerine aldıkları hediyeleri, o gece için giyecekleri yeni giysilerini, “Jingle Bells” şarkısını söyleyerek nasıl eğlendiklerini, yılbaşı gecesi saat 24.00 ü gösterirken “geri sayımları”nı, külahlar takarak ”Happy New Year! ” - mutlu yıllar- çığlıkları ile zıplarken, kısacası yılbaşı kutlamalarını  televizyon kanallarından “canlı yayınlar”la izlerken,  çocukluğumuz aklımıza gelirdi.

Ortaokul öğrencisiyken, 1960’lı yıllarda çoğu ailelerde “yılbaşı” evde kutlanırdı. 1971 den sonra “tek kanallı”, akşam 19.00 da başlayıp, gece 24.00 de kapanan TV. yayını vardı. Evinde televizyonu olan komşularımızın evlerine giderdik sıkıla sıkıla. Bizde TV yoktu çünkü. O yıllarda kentimizde dışarıda eğlence mekânları da olmadığından, arkadaşlarla da dışarıya konser falan için çıkamazdık. Zaten evdekiler izin vermezdi. Ayrıca okul yönetimleri ansızın kahvelere kontrola gelirlerdi.

Bizler “31 Aralık gecelerini” bugüne kadar sevdiklerimizle hep evde “p.t.t.”pijama, terlik, televizyon” modunda sohbet ederek, kuruyemiş ve meyve yiyip, bir süre tombala oynayarak geçirdik. Yine de öyleyiz.

Yılbaşı eğlencesi,” denilince ilk akla gelen oyun tabii ki "tombala". Oyun, İtalya’nın güneyindeki şehirlerde eldeki kazancı yükselterek hayır yapmak ya da gelir elde etme amaçlı olarak çıkmış. Sonra bir yılbaşı eğlencesi olmuş ve ne olursa olsun tüm dünyada hâlâ popülerliğini koruyor. Özellikle çocukların sevdiği tombala, 7’den 70’e tüm aile bireylerinin katılımıyla daha da keyifli hale geliyor.  

Klasik tombala oyununun da aslında ne kadar eskirse eskisin insanı neşelendiren ve en önemlisi kaynaştıran bir oyun olduğunu unutmayın.

Tombaladan sıkılınca, iskambil oyunları devreye girerdi. “pişti”,”pis yedili” “kasa açmaca”, “papaz uçtu” gibi. Bazen “sessiz sinema” da oynardık.

Batı hayranlığının olmazsa olmazı “hindi olayı”mız da yoktu. Onun yerine sevdiğimiz yemekleri yapardık.  Öyle birbirimize hediye alıp-vermek de yoktu. Sadece iyi yıllar dilerdik içten ve samimiyetle.

80’li yıllara doğru, yılbaşı gecelerinde erken saatlerde çocuklar için palyaço ve sirk, trapez gösterileri, daha sonra da sevilen sanatçıları, tiyatro oyunlarını izlerdik. Yeni yıla girerken Zeki Müren izlemek bambaşkaydı. Gece yarısı yaklaştığında “tek kanal” televizyonumuzda, yılda bir kez, “yılbaşı dansözü” de çıkardı. O zaman evler daha da renklenirdi. 

Ardından milli piyango biletlerinin kısa bir çekilişi gösterilirdi. Sabaha kadar milyoner rüyaları görürdük. O gece TV. yayını 3-4 saat daha uzatılırdı. Ama ailece saat 01.00 gibi “hobidi gırtlak, tombi yatak” misali uykuya dalardık.  

Günümüzde, yazılı basın ve internet gazetelerinde  boy boy yılbaşı kutlamaları ilanlarını görmüşsünüzdür. Sanatçıların nerede konserlerinin olduğu duyurulur.

Sizler yılbaşını nerede, nasıl,  kiminle   geçirmeyi  planladınız mı?

Yakın dostlarla geçirilecek bir yılbaşı elbette akıllarda kalacaktır. Tek yapmanız gereken, hayatı güzel kılan şeylerin yenilikler olduğunu görmek ve buna uygun hareket edecek gücü kendiniz de bulmaktır. Bu da evde oturup zamanın ilerlemesini beklemekten daha zor değildir. Dışarıdaki gürültülü ve pahalı ortam yerine, evlerinde DVD player  veya “home cinema” sı olanlar için duygusal ortamda seçtikleri güzel bir film  izleme yılın yorgunluğunu attıramaz mı?  Tabii çiçekleri ve mumları da bulunduğunuz ortamdan eksik etmeyin.

Yalnızlıktan hoşlanmayan ve coşku isteyenler, arkadaşlarıyla yılbaşı gecesinde “ev partisi” düzenleyebilirler. Dilediğiniz müzik, dilediğiniz menü ve her tarafta aile veya tanıdık dostların olması gerçekten çok hoş olur.

Ancak, bir arkadaş partisi yerine ailecek yeni yıla “evde bir gece” ile girmeyi düşünebilirsiniz. Ailecek geçirilen bir yılbaşı gecesinde, bir ev partisine göre daha zengin bir menü olur. Daha rahat bir ortamda yılbaşı eğlencesi olarak, lüks tesisler yerine, sahne alan yıldızların aynılarını evinizde büyük ekran, HD yayınlı televizyon ekranında bulabilirsiniz.

Kanımca, yeni yılı evde karşılamak gerçekten mutluluk verici ve umut doludur. Bu anlarda ailenizle birlikte olmak, çoğu zaman söylemek isteyip de aslında söyleyemediklerinizi ailenize söyleme imkânı verebilir.  

Bir yılın sona erip değişikliklerle ve sürprizlerle dolu yeni bir yıla yaklaştığımız şu günlerde umutsuzluk içerisinde olmamaya gayret etmeniz size iyi gelecektir.

Herkes tarafından söylenen  bir söz vardır. “Yeni yıla nasıl girersen o yıl öyle geçer”. Doğru ya da yanlış.  Ama kişilerin özlemini  duydukları yaşamı ifade ettiği de bir gerçek.

Bir yılı daha bitirmenin sevinci, yenisinden beklenen güzelliklerin heyecanı ile  yılbaşı gecesinde hayata gülümseyin ki, o da size gülümsesin.

Sevdiklerinizle eğlenerek geçireceğiniz bir yılbaşı gecesi ve mutlu bir yıl dileklerimle.  2013 sizlere sağlık, mutluluk ve şans getirsin.

Sevgi  ve saygılarımla.

 

Ali İhsan ÖZÇAKIR

MEB. Başmüfettişi ( E )

e-mail: aliihsanozcakir@hotmail.com

 
Toplam blog
: 172
: 4867
Kayıt tarihi
: 07.04.09
 
 

50 yıllık eğitimciyim. İngilizce öğretmenliği ve Bakanlık müfettişliği yaptım. Bunca yıllık eğiti..