Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '07

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Evdeki misafir

Evdeki misafir
 

Resimden de anlaşılacağı üzere konumuz fareler. Çok hoş olmadığını biliyorum. O yüzden gerçek resim koymaktansa ilüstrasyon koymayı tercih ettim. Ama hayatın içinde olan canlılar bunlar. O kadar içinde ki geçen hafta bize de uğradılar. Tüyap fuarından sonra hemen yazamamıştım ya sebebi buydu işte. Evdeki misafirleri rahatsız etmeyelim diye evi onlara bırakıp gitmek zorunda kaldık bir kaç günlüğüne. Biz yokken eminim resimdeki fare gibi banyo bile yapmışlardır. :))

Anlatayım efendim. Olay, evde olduğumuz bir akşam vakti cereyan etti. Eşim serhatt banyoya girmek üzere iken dışarı fırlayıp "Bir problemimiz var" dedi donuk donuk. Benim aklıma ilk gelen su basmasıydı. "Eyvah yine mi su bastı?" diye sordum ve cevap çok acı oldu. "Hayır fare var!!" Anaaaam dedim Avrupa yakasındaki Burhan Bey gibi. Ne yapacaktık ki? O anlık şaşkınlığı atlattık. Eşim hazırlandı ve cengaverce eline bir sopa ve tava alıp kendini onunla birlikte banyoya kapattı. Arayış başlamıştı. Ben kapının dışında sesleri dinliyordum. Çamaşır makinesini falan çekti ama yoktu oralarda. Her tarafa, ne olacaksa, böcek ilacı sıktı ve çıktı. Kapıyı kapadık yani. İlerleyen saatlerde ihtiyaçtan dolayı eşim tekrar banyoya girdiğinde arkasından ben yine gittim kapının önüne. Hani içeriden bir şeye ihtiyacı falan olur diye bekliyorum. Derken yanımda bir şey hopladı. Ben de onunla birlikte hopladım. Banyoda değil koridorda benim yanı başımda duruyordu. Gerçi pek duruyo denemezdi. Ben bağırıp hopladıkça o da korkudan hopluyor kaçacak yer arıyordu. Eşim çıktı banyodan. Yine elinde sopa ve tava, ben de bir tava edindim tabii. Derken palto dolabından fırladı dışarı. Bir bana doğru geliyor ben bağırınca tekrardan eşime doğru gidiyordu. Her ikimizde vuramadık tabii. O karambolde duvar kenarlarından hızlı bir şekilde fırlayarak bizim yatak odasına kaçıverdi. Bittik biz dedim. Çünkü yatak odasında onu bulmamıza imkan yoktu. Minicik bir şey zaten. Fındık faresi denenlerden. Çocuklar oyuncak zannedip alıp oynasalar haberim bile olmaz. Biz de kapadık kapıyı. Altlarını da sıkı sıkı örtüp ilaç koyduk. Hatta ben un serptim yere olur da kaçarsa ayak izlerinden anlarız diye. Salonda yatmaya karar verdik. Ben tabi hemen internetten araştırmamı yaptım. 7 gün 24 saat açık bir ilaçlama şirketi buldum. Sabah olsun ararız dedim. Nasıl olsa fareyi hapsetmiştik.

Salonda oturduk biraz. Tüh nasıl oldu nerden girdi falan diye düşündük. Sonra o gün tüyap'a giderken yatak odasının penceresini açık bıraktığımız aklımıza geldi. Gerçi her zaman açık bırakırız ama bu sefer yağmur dolayısıyla eve girdiklerini düşünüyoruz.

Ha söylemeyi unuttum. Bizim ev bahçe katı. Bahçemiz var, bahçemiz de köpeğimiz de var ama sanırım böyle durumlarda en iyi çözüm evde ki kedi olsa gerek. Aslında bahçeden girmesi çok doğal. Sadece bu zamana kadar girmemiş olması enteresan. Asıl biz bu evde 4 yıldır oturuyoruz da bir fare kaçırıcı almayı akıl etmedik ya ona yanıyorum. Her neyse.

Gece oldukça ilerlemişken salonda koltukta televizyon izleyerek uyumaya çalışıyorduk. Küçük oğlumdan ses geldi ona gitmek için koltuktan kaktım ki oda ne??? Bir minik fare bana bakıyor. Tabi yine aynı sahne tekrar etti. Ben hopladım o hopladı. Koltuğun tepesine çıktım gayri ihtiyari. Hep öyle olur ya. Gerçekten insan koltuğun tepesine çıkma ihtiyacı duyuyormuş. Deneyim konuşuyor burda aloo. Yatak odasının önüne baktım hiç bir hareket yoktu. Yanii bu o değildiiii. Bu ikinci bir fareydi. İşte ondan sonrasını hatırlamıyorum. Apar topar sabahın beşinde annemlere gittik.

Sabah ilk işim ilaçlama şirketini aramak oldu. Saat 11 de randevulaştık. Eve korkarak girdim tabii o gün. Adam geldi. Hemen ilaçlar yerleştirdi ve maskesini takıp bizi evden çıkartıp gaz şeklindeki bir ilacı eve bastı. Apartman da bile zor durduk kokudan. Ancak 4 saat durması gerekiyormuş. Evdeki tüm haşare ve fare artık ne varsa ölüyormuş. 1 yıl da garantisi var. Gerçi insana zararı yokmuş. Evi havalandırın, kap kacağı da sudan geçirin yeter dedi. Ben evi baştan aşağı yıkadım o ayrı. Evham işte. Küçük çocuk var evde ne de olsa. Evde akvaryum da var, ben balıklar için endişe ettim bir şey olmaz dedi. Biz tabii eve 4 değil 24 saat sonra girdik. Daha doğrusu ben girmedim önce. Annem ve temizlikçi kadın girdiler. Evin altını üstüne getirdikten sonra ben girdim. Ölüsü falan bulunamadı. Zehirler de yerli yerinde duruyor. Tekrar girme ihtimaline karşıymış ancak o ilaçlar evde olduğu sürece garanti altındaymışız. Bu arada az da olsa böcek çıkıyordu onun da kökü kesilmiş oldu bu vesileyle..

Ya işte böyle. Başıma gelmez demeyin. Ben bunu yaşayıp etrafımdakilere bahsedince bir baktım ki hemen hemen fare macerası olmayan yok. Hatta benim ki bazılarının yanında evcil hayvan gibi kalıyor. Eminim sizin de başınızdan benzer olaylar geçmiştir. Evinde elektronik fare kaçırıcı olan varsa bize bir akıl verirse çok sevinirim. Nasıl bir şey almak lazımdır, hangi marka iyidir gibi bilgiler çok makbule geçer. Bir daha yaşamamak için gerekli önlemleri alalım bari diyoruz.

Hayvanlar alemi programımız bugünlük bu kadar efendim sağlıcakla kalın......
 
Toplam blog
: 144
: 2928
Kayıt tarihi
: 30.10.06
 
 

İzmir Cumhuriyeti'nde yaşıyorum... Sarmaşık Sanat Atölyesi'nde ebru sanatı ile uğraşıyorum. En es..