Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '06

 
Kategori
Sinema
 

Eve dönüş: Duvarda asılı Ecevit posteri

Bir mahalle kahvesi, duvarda çerçeve içinde asılı bir Ecevit Posteri, üzerinde “Kıbrıs Fatihi” yazıyordu. Aradan kısa bir zaman geçmiş 12 Eylül olmuş, aynı kahvede duvarda daha büyük bir çerçeve ve bu çerçevede beş darbecinin fotoğrafları var. Bir soru soruyorum kendime “Bunun için mi yapıldı bu darbe?”

Keşke Ecevit sağ olsaydı ve bu filmi seyretseydi. Beyazperdenin karşısında 12 Eylül’e karşı direnişinin ne kadar haklı olduğunu görüp kendisiyle gurur duysaydı. O günlerde hepimiz Ecevit kadar cesur olabilseydik ülkemiz bugün o kadar çok ileride olurdu ki.

Eve dönüş filmi ile sinemamız 12 Eylül darbesi ile hesaplaşıyor. Darbecilerle, muhbirlerle, işkencecilerle hesaplaşırken yalın bir öykü kullanılmış. Filmde göreceği sahnelerde zaten gerginleşecek seyirciyi bir de karmaşık ilişkilere dayanan dönem öyküleriyle yormak istememiş olmalı. Böylece vermek istediği mesajı da en iyi şekilde anlatma şansı bulmuş. O günlerde yaşananları seyredip, kafamızda “cuntanın hazırladığı anayasa ile hala yönetiliyor olmamız ne kadar doğru” sorusuyla sinemadan ayrıldık.

Memet Ali Alabora, Altan Erkekli ve Civan Canova başta olmak üzere tüm oyuncular çok iyilerdi. Sibel Kekilli de iyi oyunculuğunu sergiliyor ama İstanbullu bir kadını oynarken Almanya aksanı hiç olmamış.

Son yıllarda 12 Eylül’e değinen filmler izlemiştik. Vizontele Tuuba filminde 12 Eylül’ün ülkemizin doğusundaki izlerini görmüştük. Televizyonda Çemberimde Gül Oya, 40 bölümlük uzun bir sinema filmi tadında, 12 Eylül’ü öncesiyle ve sonrasıyla sorgulamıştı. Babam ve Oğlum filminde 12 Eylül gecesi doğan oğlunu ölmeden önce babasına teslim etmek çabası anlatılırken o dönemdeki işkencelere gönderme yapılıyordu. Eve Dönüş filmi ise diğerleri gibi yalnızca 12 Eylül' e değinmiyor, 12 Eylül'ü anlatıyor.

Eve Dönüş filmini herkes seyretmeli. Çeyrek asır önce ülkemizde neler olduğunu görmeli. Eksik kalan birşeyler olduğunu yeni kuşaklar da öğrenmeli.

Ankara’nın soğuk bir Çarşamba akşamında, dolu kafelerin önünden geçerek sinemaya gelince, kalabalık bir salonda filmi seyretmeyi umarken, kocaman salonda yalnızca 8 kişi bulmak... O da 2000'li yılların gerçeği. İki yıl önce Yazı Tura filmini de aynı sinemada, Antalya’da ödüller almasından iki gün sonra yalnızca 4 kişi izlemiştik. O günlerden eksik kalan birşeyler olduğunu yeni kuşaklar da öğrenmeli ama onların öğrenmeye hiç niyetleri yok ki. Çünkü onlar 12 Eylül gençliği... 12 Eylül’ü yapanlar amaçlarına ulaştıkları için çok seviniyorlardır.

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..