Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Evet, demeden önce…

Anayasa değişikliği paketine toptan evet açıklamaları yapan kişileri, adına STK denilen örgütleri ve partileri görünce insan haliyle merak ediyor.

Bu anayasa değişikliği paketinin neresini beğeniyorsunuz?

Aslına bakarsanız sizi birazcık da olsa anlayabiliyorum. Siz genelde milli bir düşünceye mensup olmayıp beraberinde ulus devlet, vatan gibi kavramları da anlamaktan bi habersiniz.

Biraz etrafınıza baksanız…

Evet, oyu çıkması için sizle beraber çaba gösteren çok uluslu şirketleri fark ederdiniz.

Onlar da…

Onların temsilcisi, batılı devletler ve ABD ‘de sizinle beraber anayasa mahkemesinin ve tüm yargının yapısının değiştirilmesi ve yetkilerinin kısıtlanmasını sağlamaya çalışıyorlar.

Biliyoruz ki

Onların bu işten çok büyük çıkarları var…

Çünkü ülke kaynaklarının talan edilmesinin karşısında duran tek örgütlü güç ne yazık ki yargıdır.

Bu gün için yargı dışında bu çok uluslu şirketleri önleyebilecek herhangi bir güç de görünmüyor.

Hatta görülmediği gibi

O STK denilen dernek ve sendikaların önemli bir kısmı da ne yazık ki hala gaflet uykusuyla mışıl mışıl uyumaktadırlar.

Belki, bunun üzerine diyebilirler ki biz diğer maddeleri...

Yani diğer değişiklik maddelerini benimsedik.

Hani paket olduğu için de ayıramadık, onun için evet diyoruz falan gibi sözler de edebilirlerse, biz de o zaman açıkça sorarız.

Hangi maddeleri?

Çocukları yaşlıları engellileri korumakla ilgili 1. maddeyi mi?

Bu güne kadar çocukları, yaşlıları, engellileri korumakla ilgili yasal düzenlemeler yapıldı da, bu anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır diye kaç dava açıldı örneği var mı?

Hadi bırakın tüm bunları…

Çocuklar, yaşlılar, engelliler öyle lafla falan korunmaz.

8 yılda Kaç yetiştirme yurdu açıldı, kaç huzur evi hizmete girdi, kaç engelliyi işe soktunuz.

Kaç çocuk sokaktan kurtuldu.

Yine madde 2, “Herkes kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir.”

Yahu el insaf!

Yaklaşık son dört yıldır bırakın kişisel verilerin korunmasını….

Ortalığa saçılmasını izlemiyor muyuz?

Bugün bir sürü insan, sadece bu tür bilgi ve belgeler nedeniyle yıllardır yargılanmayı beklemiyor mu?

Veriler Korunacakmış…

Bırakın korumayı

Bu gün yasadışı olarak dinlenmeyen kaç kişi var.

Kaç kişi dinlenmediğinden emin.

Bırakın dinlendiklerini…

Bu bilgiler üstelik ulu orta ortaya dökülmüyor mu?

Peki, tüm bunlar ulu orta yapılırken

Sizce özel hayatın gizliliği falan gibi kavramlardan soz edilebilir mi?

İşte durum böyle olunca, bu değişikliğin hepsinin hikâye olduğu ayniyle vakidir.

09–09–2010
Nusret KEBAPÇI

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..