Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Evet… Hayır…

Evet… Hayır…
 

Referanduma kadar herkes düşüncelerini yazacak, hatta aklına yeni bir şeyler geldiğinde de paylaşacak. Ben kendi adıma sabah Milliyet Blog’u açtığımda önce referandumla ilgili yazıları okuyorum. Hiç de defaeten aynı konuyu okumak beni sıkmıyor, tam tersi yeni bir şeyler öğrenebilirmiyim diye bakıyorum. Ben de aynı konuyu referanduma kadar sanırım sıkça yazacağım. Başınızı şişirirsem şimdiden özür dilerim.

Bir referanduma gidiyoruz. Öncelikle, maraba kalmaya, sigortasız merdiven altı işçisi olmaya, ağanın, şıhın, tarikat liderinin emrettiği gibi yaşamaya, çocuklarınızın ellerinizden çekilip alınmasına, bir kısmının terörist olmasına, kız çocuklarının para ile satılmasına, sizin oylarınızla vekil seçilip anında unutulmaya, yani kısaca birey değil de mal veya ümmet olmaya razımısınız.

Referandum öncesi bu soruya gerçekten iyi düşünüp doğru cevap vermek lazımdır. Zira cevabınız evet ise zaten sizin için referandumun hiçbir önemi yoktur. En mantıklısı iyi bir pazarlık yapın ve oylarınızı sahiplerinizin istediği biçimde verin. Çünkü siz istemezseniz sizin için kimse bir şey yapamaz.

Yok eğer bende bireyim veya artık yeter birey olmayı istiyorum diyorsanız, referandum konusunu biraz konuşalım.

Ortada kesin bir durum var ki, referanduma sunulacak olan bu paket sonuç ne olursa olsun kaosa neden olacaktır. Sebebi ise “ancak BMM nin hazırladığı bir teklif referanduma sunulabilir. Anayasa Mahkemesinin değil. Biliyoruz ki, Anayasa mahkemesi, anayasaya aykırı maddeleri çizmesi gerekirken, onlarla oynayarak maddenin niteliğini değiştirmiştir. Yani meclisin kabul ettiği maddeler gitmiş yerine mahkemenin oluşturduğu maddeler gelmiştir. Muhtemelen Yüksek seçim kurulu bu maddeleri referandum paketinden çıkaracak, kalanları referanduma götürecektir. Değilse, 13 Eylül sabahı hoş geldin kaos.

Bunun dışında referandum mantığı da insanlarla adeta alay ediyor.

Birinci sakınca, referanduma girecek yirmiden fazla bağımsız konu ve madde var. Eğitim ve sosyal düzeyi ortada olan Türk seçmeninin bu maddeleri teker teker inceleyip ona göre oy kullanması söz konusu bile değildir. Öyle bile olsa bir seçmenin önüne konan maddelerin hepsine evet veya hepsine hayır demesi mümkünmüdür? Aklı başında hiç kimse bu soruya olumlu cevap veremez.

O zaman ne olacaktır; Sayın Erdoğan bilir ben bilmem, ben kim oluyorum ki diyenler “evet” sayın Kılıçdaroğlu veya sayın Bahçeli bilir diyenler “hayır” diyecek. BDP şimdilik pazarlıkta gibi görünüyor.

Peki hal böyle olunca bu referandumun ne değeri kalacak Bir yığın masraf. Bu işsizlik zamanında günah değil mi? Oysa CHP anayasa mahkemesi ve HSYK ile ilgili anayasa mahkemesinin bozduğu maddeleri paketten çıkaralım, kalanına bizde destek verelim. Bir dünya masraf ve zaman kaybı olmasın dedi.

Sırf bu durum da gösteriyor ki AKPnin derdi diğer üvertür maddeler arasında anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez maddelerine aykırı olan bu maddeleri geçirebilmek, En önemlisi Anayasa mahkemesine kendi istediği kişileri atayarak yarın yüce divan adı altında onu yargılayacak hakimleri kendi atayarak büyük yıkımdan kurtulmak.

Ben yaşım itibari ile 1960 dahil bütün darbeleri, muhturaları, darbecikleri yaşadım. 12 Eylül en acımasızı idi. Getirdiği anayasa da kendi gibi acımasızdı. Onlar bile, darbe yapmışken, her şeye hakimken Anayasa mahkemesine, HSYK ya dokunmadı.

Bu referandumdan “evet” çıkarsa cuntanın yapamadığını AKP yapmış olacaktır. Ondan sonra demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi sözcükler dudaklarımızda birer eski aşk şarkısından kalma sözcükler olacaktır

Evet mi, hayır mı? Seçim sizin….

12/07/2010

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..