Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '07

     
    Kategori
    Sosyoloji
     

    Evet Hepimiz Ermeniyiz!

    Evet Hepimiz Ermeniyiz!
     

    Hrant Dink'in cenazesinde atılan ve yazımın başlığı olan slogana bir çok tepki gelmekte. İçlerinde siyasi parti liderlerinin, blog ve gazete köşe yazarlarının da bulunduğu nice insanda bu slogan irkilmeye neden olmakta ve hemen bildik "Hayır! Hepimiz Türküz!" tepkisi verilmekte; şehit cenazeleri için neden birebir aynı tepkinin verilmediği sorgulanmaktadır.

    Öncelikle, Dink'in katledilmesi sonrası Taksim'den Osmanbey'e gerçekleştirilen yürüyüşe katılan ve bu sloganı atanlardan biri olarak slogan'ın ifade ettiği anlam üzerine bir kaç satır yazmalıyım.

    Binlerce yıldır bu toprakların parçası olan fakat 1915 Tehcir kararı (ismini ne koyarsanız koyun), Varlık Vergisi, 6-7 Eylül saldırıları ve yığınla toplumsal önyargıdan kaynaklı dışlanmışlık ve baskı sonrasında bugün buralarda kalan bir avuç Ermeni'nin sesi olmaya calışan, Ermeni toplumunun, her türlü toplumsal onyargıdan sıyrılarak diğer halklarla barış içinde bu topraklarda yaşaması hedefi ile hayatını anlamlandıran ve bunun için hem Ermeni Diasporası ile hem Ermeni milliyetçileri Taşnaklar ile hem Patrik Mutafyan başta olmak üzere kendi cemaati ile hem de devlet ile mücadele etmek zorunda kalan ama inatla bu mucadeleye devam ederek bu toprakları terk etmeyen bir portre bulunmaktadır karşımızda. Ve bu portre için 8 km'lik kortej azdı aslında.

    Bugüne kadar hiç olmadığı biçimde toplumsal çatırdama ve çatışmanın yaşandığı, halklar arasında nefret tohumlarının ekildiği şu günlerde, inatla ve yılmadan toplumlar arasında diyalog koprüleri kurmak ve halkların birarada özgürce yaşamı için calışmak, dağılmaya yüz tutan bu "mozaiği" ilelebet yaşatmak için uğraş vermek bu portrenin değerleridir. Bütün bu hedefler için üstelik silahsız, nefret etmeden, düşünerek, üreterek, yazarak çalışmak, bu ülkenin insanları ve geleceği icin hafife alınabilecek bir hizmet midir?
    Bence hayır!

    İşte bu hizmeti önemseyen ve takdir eden insanlar, Ermeni olmasalar da, bazı düşüncelerini paylaşmasalarda Dink'in cenazesine katıldılar. Toplumdaki herkesin kendileri gibi düşünmesini, kendileri gibi giyinmesini, kısaca kendileri gibi yaşamasını isteyen zihniyetin katlettiği Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Abdi İpekçi, Onat Kutlar, A. Taner Kışlalı, Musa Anter gibi sayısız düşünce insanından sonra bu kez de hepimiz tarafından lanetlenmesi gereken zihniyetin bir başka uzantısı tarafından Hrant Dink öldürülmüştü. Aralarında benim de bulunduğum onbinler, farklı düşünebilme, farklı yaşayabilme hakkını savunmak, kimsenin düşünceleri ve etnik kimliği nedeniyle yokedilemeyeceğini haykırmak, farklılıklarmızın bu toprakların bize bir hediyesi olduğunu gostermek icin oradaydılar. Bu sloganı atanlar, Dink'i katleden ve bu süreci hazırlayan zihniyetin, kendisi ile başkaları arasındaki farklılıkları diğerleri aleyhine yoketmek için durmadan savaşacağını, herkes kendilerine benzeyinceye kadar, herkes kendileri gibi düşünüp yaşayıncaya kadar pervasızca saldıracağını biliyorlardı. Ve yürüyen onbinler bu sloganı atarken Türklüklerinden utanmıyorlardı. "Neden ermeni olarak doğmadım?" diye hayıflanmıyorlardı. Çünkü güzelliğin veya çirkinliğin insanın ırkı ile değil, değerleriyle ilgili olduğunu biliyorlardı. Bu sloganı atarken sadece ve sadece, saldırıya uğrayan, yok edilmeye çalışılan bir düşünce ve toplum ile dayanışmak, onların yanında olduklarını göstermek ve katillere "Hrant'lar yalnız değildir!" diyebilmek istiyorlardı.

    Bu slogana tepki gösterenler ise, bu slogana atanları tarafından yüklenen anlamı gayet iyi bilmektedirler. Amaçları, Dink'e gösterilen duyarlılığı gölgelemek ve sorgulanmakta olan zihniyetlerini yeniden cilalamaya çalışmaktır. Bir kavram kargaşası yaratarak, "vatanı sevmek" olgusunun sadece kendi tekellerinde olduğunu göstermek gayesi içindeki bu insanlar (Milliyetçiliğin aslında ne olduğunu başka bir yazımda ifade etmeye çalışacağım), rahatsızlıklarını ifade edebilmek için herkes tarafından anlamlı olan şehit cenazelerini kullanma utanmazlığını bile gösterebilmektedir.

    Maalesef şehit cenazeleri inanılmaz bir biçimde istismar edilmekte; bu konu, gasptan, hırsızlıktan, çete kurmaktan ve hatta tecavüzden yakalanan insanlar tarafindan bile "Siz gidin PKK'lıları çekin" veya "Neden teröristleri yakala mıyorsunuz?" biçiminde kullanılabilmektedir.

    Hangi halktan hangi dinden ve hangi siyasi görüşten olursak olalım, 20 yaşındaki bir fidanın yasaminin son bulması hepimizi derinden yaralamaktadir. Ve cenazelerine katılım elbette onemlidir. Ancak şehitlerin cenazelerinin daha kalabalık olması gerektiğini söyleyenler (bu söyledikleri açısından haksız olmasalar da) bu törenlerdeki tepkilerinin niteliği ile aslında yeni şehitlerin cenazelerine giden yolu açtıklarının farkında olmalıdırlar. Ve şehit cenazelerinin neden Dink'in cenazesi gibi kalabalık olmadığına kafa yoranların, tüm enerjilerini, aynen Dink'in cenazesine katılanların yaptığı gibi, hem devlet hem de PKK içerisindeki birilerinin maddi ve siyasal güçlerinin temel dayanağı olan ve bu kesimlerce bitmemesi için her türlü çaba sarfedilen çatışma ortamının sonlandırılması ve arkasında kortej oluşturulacak bir sehit cenazesinin hiç olmaması için harcamaları daha mantıklı ve daha insancıl olmaz mı?

     
    Toplam blog
    : 1
    : 821
    Kayıt tarihi
    : 26.01.07
     
     

    1979 doğumluyum. İstanbul Üniversitesi SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunuyum. Bir lojistik fir..