Evet mi çıkacak?

Leonardo da Vinci şöyle söylemiş; Görmeyi öğrenin. Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu göreceksiniz.

Tabi bu biraz da Görmek ve Bakmak arasındaki fark konusuna da giriyor.

Biz o konuya girmeyelim istiyorum.

Bağlantıya biraz kafa yoralım mı ne dersiniz?

Mesela, Sovyet Rusya dağıldı Piyasa Ekonomisi Modeline geçtı kapılarını tüm dünya ülkelerine açtı, insanlar bir ülkeye gidiyor ürün satın alıyor ülkesine getirip satıyor besleniyor ve yaşam standrdını yükseltmeye çalışıyor.

Bir başka örnek; Amerika, Ortadoğu İslam ülkelerine karşı gücünü kullanarak işgal girişiminde bulunuyor, pek fazla başarı elde edemiyor. Çıkış yolu olarak terör örgütlerini örgütleyerek mezhepsel iç çatışmalarla İslam ülkelerinde hem kan döküyor hem de algı yaratmaya çalışıyor sözümona iyi bir gelecek vadedilerek. Amacına ulaşmak için de bölgeye yakın komşu ülkelerini de harekete geçiriyor gerek siyasal gerek dinsel temaları önde tutarak. Her ne kadar Ortadoğu ülkesi sayılmazsak da Amerika'ya olan müttefik bağımızdan ötürü büyük proje olan BOP bağlamında görev payımızı almış durumundayız.

Her iki örnekte bir bağlantının söz konusu olduğunu söyleyebiliriz.

Bugünlerde en merak edilen konu 16 Nisan Referandumunda sonucun ne çıkacağı dır.

Sandıktan evet mi çıkacak hayır mı çıkacak?

Kimi araştırma şirketlerine göre hayır oy oranının yüksek seyrini sürdürürken bir başka araştırma şirketi evet oy oranlarını yüksek göstermektedir.

Peki, hangi sonuç çıkar?

Bugünden kestirmek oldukça güç. Referandum tarihine 10 gün kala daha somut verilere dayanarak bir öngörüde bulunabiliriz ama ben başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum.

İyi görmeliyiz.

İyi görmeliyiz ki, her şeyin ne kadar birbiriyle bağlantılı olduğunu da görelim.

Madem Amerika'nın müttefiki sayılan bir ülke pozisyonundayız ve de Ortadoğu'da bir rol üstlenmişiz, siyasal bağlamda da Amerika'nın dolaylı müttefiki sayıldığımıza göre rafta durmakta olan Anayasa değişikliği tasarısının neden raftan alınarak meclise taşındığını sorgulamak gerekir öncelikle.

Gerçekten Bahçeli'nin kendi isteği doğrultusunda gelişen bir durum mudur yoksa müttefiki olduğumuz Amerika'nın isteği doğrultusunda gelişen bir durum mudur?

Bunu çok iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Başkanlık sisteminin Ortadoğu projesiyle bir ilgisi alakası var mı?

Eğer bir ilintisi alakası olacaksa vede Amerika'nın bu sistem değişikliği konusunda bir tercihin söz konusuysa ona göre bir sonucun çıkanacağını düşünüyorum.

"Efendim sandık bu, öyle demeyiniz" dediğinizi duyar gibi oldum.

Yani "seçmen karar verecek" diyorsunuz öyle mi?

Elbette ki seçmen seçecektir ama hangi tercih sonucu çıkması isteniyorsa o tercihe yönelik toplumda algı operasyonları yapılacağını düşünüyorum. 

Algı operasyonu iki seçenek için de geçerlidir.

Bilmem görebiliyor muyuz?