Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '10

 
Kategori
Siyaset
 

Evet oyu için iftar verilir mi?

Evet oyu için iftar verilir mi?
 

Bir Ramazan daha bitiyor. Şunun şurasında bir-iki gün kaldı. Çocukluğumdan hatırlarım, her sene oruç ayı bitiminde ‘seneye inşallah bir daha nasip olur’ denir ve niyet edilir. Bir sene sonra da Ramazan’a girince ‘şükür kavuştuk’ denirdi.. Ta ki, Ramazan bitimine kadar.

Ramazan’da güzel şeyler hatırlanır, iyi şeyler söylenir, kimse kırılmamaya özen gösterilir. Uzun süren açlık ve susuzluk mümkün olduğunca çok ibadet yapılarak unutulmaya çalışılır. Ramazan’ın olmazsa olmazlarından biri olan ibadet’in yanı sıra maddi yardım-yardımlaşma, maneviyat, kuran, sahur ve iftar yemekleri de Ramazan’ın vazgeçilmezlerinden biridir..

İftar yemekleri hatırlamaktır. Zorda olanı, aç olanı doyurmaktır. Bu sebepten dolayı da yurdun her yerinde mahallelerde, caddelerde, Pazar yerlerinde, gönüllülerin yardım ve imkanları ile iftar çadırları kurulur. Komşular, akrabalar birbirlerini iftar yemeklerine alırlar. Hep birlikte yemek yenir, dualar okunur, açlar doyar, evine gitmeye ya da yemek yapmaya vakit bulamayanlar da nasiplenir bu iftar çadırlarından.. Amaç hoşluk, güzellik, hatırlamak, olanı paylaşmak, aç olanı, olmayanı doyurmaktır.

Yalnız bu gelenek ve görenek gittikçe dejenere olmaya yüz tutmaya başlamış gibi gözüküyor. Yıllardan beri gönüllülerin ceplerinden, kasalarından ayırdığı ödeneklerle oruç ayı boyunca kurulan iftar çadırlarının yakın geçmişte sanatçıların, müzisyenlerin, şarkıcıların daha sonra da yüksek sosyetenin gövde ve reklam amaçlı gösterisine malzeme oluyordu. Bir yerde x sayıda kişiye iftar yemeği veren bir şarkıcı ya da sanatçıya nispet olsun diye başka bir yerde daha fazla sayıda kişiye iftar yemeği veriliyor ve oralara bir de basın ordusu davet ediliyordu. On bir ay boyunca açık saçık gezen, içkiyi elinden bırakmayanlar sırf malzeme olsun, bir yerlere hoş görüneyim diye örtünürlerdi, ilahiler okurlardı falan filan. Bunları yaşadık değil mi ? Bu resimler bu ülkeden.

Bu resimler şimdi başka resimlerle yer değiştirmiş gibi gözüküyor. Son yıllarda sanatçı ve şarkıcıların yerini AKP’li Belediye Başkanlarının iftar yemekleri aldı. Bunlar konuşulur oldu. Nasıl ve kim verirse versin, amaç insanı Ramazan’da bile olsa doyurmaksa gerisi aranmazdı, bu konuda konuşmak ve eleştiri yapmak doğru olmazdı ama amaç televizyonlarda ve gazetelerde boy göstermek olunca, insanın iki çift laf edesi gelirdi. Çoğu zaman, siyasetçilerin bir basın ordusunun kameraları ve flaşları altında verdiği ya da katıldığı iftar yemeklerinin görüntülerine hiç itibar etmezken, bu görüntülerin bu sene ne hale geldiğini gördünüz mü? Akp’li vekiller, Belediye Başkanları birbirleri ile yarışır cinsten ardı ardına çok katılımlı iftar yemekleri vermeye başladılar. Birbirleri ile adeta bir yarış içine girdiler. Sonradan anlaşıldı ki, bir rekor denemesi içine girmiş Belediyeler ve topladıkları kalabalık ile Guinness rekorlar kitabına gireceklermiş. Rekor denemesi bir yana AKP’lilerin kalabalık iftar sofraları kurdurması durumu Akp tabanını sevindirebilir, birileri de “ne kadar sevap işlemişler” diyebilir. Ancak, verilen iftar yemeklerinin siyasi malzeme edinilmesi, her iftara gelenlere ‘referandum konuşması’ yapılması ve ısrarla ‘evet’ istenmesi ne kadar ahlaki ve ne kadar sevaptır. Bunu tartışmak gerekmez mi? Örneğin, bir Akp’li İstanbul Belediyesi 40.000 civarında bir kalabalığa iftar vereceğini açıkladığında ister istemez bu basının ilgisini çekti. Ancak, iftarın ilerleye dakikalarında olay bir siyasi şova dönüştü ve vekiller, bakanlar herkesten referandumda ‘evet’ istediler. Son olarak bundan geri kalmak istemeyen Ankara Büyükşehir Belediyesi 50.000 kişiyi toplayacağını ve rekor kıracağını söyledi. Gözler Ankara’ya çevrildi. Hesaplar yanlış yapılmıştı. Stadyuma 70.000 kişi gelmişti ve bu insanların çoğu iftar açamadan geri gitmişti. Bu bir rekor sayılabilir ancak, yorumlanması gereken bu kadar kalabalığa iftar yemeği vermek değil, insanların oturduğu masalardan, dağıtılan iftarlık paketleri ve suların üzerinde bile kocaman ve kırmızı olarak ‘evet’ yazmasıydı ilginç olan. Şimdi bu durumu eleştirmeyecek miyiz?

Biz çocukluğumuzdan bu yana “bir kişiye bile oruç açtırmak, bir misafir sofranda oruç açtırmak, Ramazan ayında açları doyurmak, korumak, gözetmek, yardımlaşmak sevaptır” diye öğrendik. Ve bunun yanısıra açılan iftar sofralarının verilen iftar yemeklerinin, doyurulan insanların, oruçluya verilen bir zeytin ya da hurma tanesinin yada bir bardak suyun bile ‘Allah rızası için” verildiğini, yapıldığını öğrendik.

Ama son zamanlarda gördük ve öğrendik ki, aslında bizim çocukken anamızdan-babamızdan, atamızdan öğrendiklerimiz hikayeymiş. İftar sofraları şov, gösteri hatta rekorlar kitabına girmek için kurulurmuş. Daha da ileri gidip vatandaştan oy istemek, siyasi propaganda yapmak için iftar sofraları kurmak gerekirmiş. Bunu da öğrendik.

Görüldü ki, kurulan iftar sofraları hayır ve sevap kazanmak için değil, fazladan ‘evet’ oyu kazanmak içindir. Üzerinde ‘evet’ yazılı dağıtılan iftarlık kutuları da bunu belgelemiyor mu ? Belediye Başkanından, vekiline, Bakanından, Başbakanı’na kadar herkes iftar çadırlarında, iftar sofralarında oturan herkesten mikrofonlardan referandumda ‘evet’ oyu istediler. Şimdi şöyle sorular sormak şeytanın avukatlığını mı yapmak olur acaba ?

Her kurulan iftar sofrasında ‘evet’ oyu isteyen AKP, ne kadar sevap işlemiştir ? Gerçekten iftar sofrasına oturanlar ‘evet’ oyu verecekler midir ? İftar sofralarını kurmak, binlerce insanı doyururken, ardından mikrofonu eline alıp ‘oy istemek’ siyasi rüşvet değil midir? İşin sosyal ahlaki boyutu bir yana “biz sizin karnınızı doyurduk, bize artık oy verirsiniz” demek ve insanların inançlarını sömürmek olan bu durum, İslami ahlaka ve Müslümanlığa ne kadar yakışır bir durumdur. Son olarak, 13 Eylül günü sandık sonuçlarından ‘Hayır’ fazla çıkarsa, bu iftar sofralarını hazırlayanlar geriye dönüp “o kadar da yemek verdik, boğazınızda kalsın” der mi ?

Son sorunun cevabı ne olur bilemem. Ancak, siyasi şova dönüştürülen ve halkın dini inançlarının sömürüldüğü iftar yemeklerinin yeni gençlik ve çocukların hafızalarında nasıl yer edeceğini açıkçası merak ediyorum. Aynı günlerde İstanbul’un Şişli semtinde geniş katılımlı iftar yemeği veren Belediye Başkan Sarıgül’ün bir kere bile olsun referandum sözünü ağzına almadığı için de tebrik ediyorum.

Ramazan bitti. Oruç tutanların oruçları ve sevapları Allah katında kabul olur inşallah. Ramazan’ın arkası Bayram. Bayramın arkası ise referandum. Oy kullanmaya giderken yukarıdaki durumu da göz önünde bulundurarak oyunuzu kullanmanızı öneririm..

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..