Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Evimi terk ediyorum!

Evimi terk ediyorum!
 

Sen... Bakınca göremezmisin?


Evimi Terk Ediyorum!

Ben evimi terk ediyorum. Yıllarca içerisinde yaşadığım bin yıllık evimi terk ediyor ve üst katta ki kiracımı çıkartarak onun oturduğu evime taşınıyorum. Nedense birden yukarıda olmak istedim. Geriye baktığımda aşağıda iken fark edemediğim batan güneşin o muhteşem manzarasını, ileriye baktığımda farkında olamadığım ufkun derinliklerini görebilmek istedim. Kendi gözlerimle göreyim dedim. Daha önce üst kattaki komşumun anlattıkları beni sıkmaya başladı. Hep aynı şeyleri anlattı bana. Bin yıllık evimden geriye baktığımda göreceklerim bu kadar az ve bu kadar sıkıcı olamazdı. İleriye baktığım da görebileceğim ufuk da bu kadar bulanık ve belirsiz olmamalı idi. Ama alt katta oturmak beni tüm bu güzelliklerden mahrum etmişti. Başkasının gözü ile görmek, başkasının anladığı ile hayal etmek zorunda kalmıştım.

Dürüstçe söyledim ve üst kat komşumu, kiracımı çıkarttım kendi evimden. Almanya’dan oğlum gelmediği halde çıkarttım. Evlenecek kızım olmadığı halde çıkarttım. Doğrudan “çık kardeşim istemiyorum seni” dedim.

Hiç de öyle zor değilmiş,

Etrafımda oturan diğer komşu evdekiler bana kızdılar. Hatta gücendiler. Daha da ileride oturan yaşlı amca benimle konuşmadı bile. “Ben buranın en yaşlısıydım. Neden bana sormadan çıkarttın üst kiracını” dedi. Uzak mahalledeki komşular “Bir daha size gelmeyiz. Sizi de aramıza almayız. Hıııı !!!” dediler. Bu kadar insan üstüme geliyorsa acaba yanlış mı yapıyorum diye kendime sordum. Yok, yok yanlış yapmıyorum. Yakın geçmişte evimi tamir ederken, yuvamı güzelleştirmek isterken de kızmışlardı. Ailemle birlikte daha huzurlu, daha rahat yaşayayım istemiştim. O zaman da, şimdi bana kızan o komşularım ve hatta uzakta ki yaşlı amca bile camlarımı kırmışlardı attıkları taşlar ile. Hatta bahçemin çitlerini yıkmaya çalışmışlardı derenin karşı tarafında ki komşum ile. Benim evimin güzelleşmesinden neden rahatsız oldular diye düşünmüştüm o zamanlar. Pek anlam veremedim. Şimdi ben üst kata çıkacağım için yine bana kızıyorlar.

Bir seferinde de bahçemde meyve sebze yetiştirmeme bile izin vermemişlerdi. “Biz sana istediğinde veririz” demişlerdi. Ailem, çocuklarım, büyüklerim rahat gidip gelsinler diye yaptığım yolu dahi manzaramızı bozuyorsun diye kapattırmışlardı.

Şimdi düşününce anlıyorum ki bu komşularım benim rahat yaşamamı istemiyorlar. Üst kata çıkarsam alacağım keyfi de yaşatmak istemiyorlar. Ama kendileri en alasını yaşıyorlar. Yeter ki ben yaşamayayım. Bu onları mutlu ediyor.

İyi de ben bu üst katta ki komşumu nereden buldum da oturttum oraya. Zamanın da ben neden orada oturmadım ki. İşte onu hatırlamıyorum. Bir de anlamıyorum. Madem biz aynı evin iki komşusuyuz, be adam bir gün bana “Gel komşu, sen ev sahibimsin. Şu manzarayı birlikte seyredelim” desene. Ne adamlar var yahu…

Dün akşam kiracımın boşalttığı üst kata çıktım. Güneş batıyor. Geriye doğru bakayım da şu manzaranın keyfini ayak üstüde olsa birde ben süreyim dedim. Muhteşemdi gerçekten. Neler varmış meğer göremediğimiz. Bu gün sabah erken kalktım. Kalktım ki yıllardır hasret olduğum ufukta güneşin doğuşunu seyredeyim üst kattan diye. Aman Allahım!!!!! Göremiyorum. Bu tarafa bakan pencereler içeriden sıkı sıkıya kapatılmış. Dışarısı hiç görülemiyor. Be adam dedim. Sen yıllardır hep geriye bakıp batan güneşi mi seyrettin. Hiç mi merak etmedin güneş nasıl doğar? Hiç mi merak etmedin gün nasıl başlar diye. Hep biten günün arkasından mı baktın sen bunca yıldır.

İlk işim bütün pencereleri açmak oldu. Günün doğan bütün ışıklarını evime doldurdum. Ne manzara! Anlatamamış komşum bana güneşin doğuşunu. Nasıl anlatsın kendisi görememiş ki. Kim bilir kimin kendisine anlattıklarını anlatıyordu bana. Ama ben görebiliyorum artık. Bana kimsenin anlatmasına gerek yok.

Pencereleri açınca ne oldu biliyor musunuz? Tüm komşular bana yine kızdılar. Hele o ileride ki yaşlı amca, çıldırdı. Neden kendisine bakan tarafı açmışımda, bahçesini dikizliyormuşum da ayıpmış ta falan filan.

Beni cezalandırdı üstelik. Ormanın eteğinde ya evi. Bir daha odun almama izin vermeyecekmiş.

Verme be amcacığım. Tezek yakar yine ısınırız kışın. Yeter ki siz evimizden uzak durun...

M.Refik BARLAS

 
Toplam blog
: 21
: 4564
Kayıt tarihi
: 22.10.08
 
 

1962 Gaziantep Doğumluyum ve Gaziantep'de yaşıyorum. 1979 Gaziantep Lisesi ve 1984 Bursa UÜ İİBF ..