Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '18

 
Kategori
Evcil Hayvanlar
 

Evimizin Neşesi Pati Hanım 3. Bölüm

Evimizin Neşesi Pati Hanım 3. Bölüm
 

Evimizin Neşesi Paticik


Bir müddet Pati'yi izledim, daha sonra yetkiliden - Kediyi kucağıma alıp sevebilir miyim? Onayını aldıktan sonra minik kediyle oynamaya, her hareketini izlemeye, yumuşak ve uzun tüylerini okşamaya başladım. Barınaktan kurtarılmayı bekleyen kedileri seçme şansı elde ne kadar varsa o, bu sokak kedisi de olabilir, sokağa bırakılan, evden kapı aralığından kaçan cins kedilerde. Amaç elbette sahipsiz kedileri yuva sahibi yapmak. Bunun yanı sıra Danimarka kron karşılığı olan Türk parası 500 tl (1000 DKK) vermek zorunlu, kısırlaştırma, aşı, kedi kartı vs.
 
Kararımı vererek bu kediyi almak istiyorum dediğimde. Barınağın şefi hanım - Ancak 3 gün sonra dedi. Ben biraz sabırsızlık göstererek - Neden; Öyle ya da böyle, kolaylıkla bir kediye sahip olamıyoruz ki? Biz barınağın yolunu adeta komşu evi yaptık!  Son bir ayda defalarca ne çok geldik, alacağımız kediyi evimize götürmek istiyoruz ama bir türlü nasip olup da götüremiyoruz? Yetkili - Çünkü, kedi 5 gün önce kısırlaştırıldı, en az 3 gün iyi gözlemlenmesi gerek dolayısıyla 3 gün sonra verebiliriz. Oğluma rica ederek - Evde, annem ve biz büyük bir ihtimam göstererek kediye bakacağımızı, lütfen rica ediyoruz, parasını verip kağıt işlemlerini yapamaz mısınız? Bunun üzerine şef hanım yarı tebessümle - Gözlerinizde ki hayvan sevgisi açıkça belli, neredeyse tüm hayvanları da sahiplenecek kadar, biliyorum burada 'ev satmıyoruz' ama prosedür gereği işlem bu! 
 
(Hatamı anlayacaktım fakat iş işten geçecekti. Yetkili hanımın bu kadar sabırlı tutumuna sonradan hak verecektim de, maalesef başıma gelmesi gerekiyormuş! Sonradan duyduğum vicdan azabını, minik Paticik'e çektirdiğimi hatırladıkça - Canım keşke seni alıp o minicik halinle acı çektirmeseydim diyerek kendime kızıp hayıflandığım vakitler ne kadar çoktu ki anlatamam. Oysa sık, sık empati yaparak hatamı en aza geçen ben, anladım ki, nefsime yenilip minik kediciğin hastalanmasına sebep olmuştum.)
 
Ve o an gelip çatmış! Kafeslerin içinde onlarca irili ufaklı kedinin heyecanla adeta beni de dışarı çıkarın, der gibi koro halinde miyavlayıp göz bebekleri heyecanla büyümüştü! Dayanmak ne mümkün, gözlerim yaşarıp yanaklarımdan yaşlar süzülmeye başlamadan elimin tersiyle silmiştim. Yetkili hanım - Biz çalışanlarda duygulanıyoruz fakat, sizin göstermiş olduğunuz hassasiyetimize, bizler gem vurmak zorundayız demiş ve o an sadece birbirimize buruk bir şekilde gülümsemiştik.
 
Prosedür gereği; Kedinin sigortası, kağıt kürek işlemleri derken 1000 TL yi (helal olsun) vermiştim. Yanımızda getirmiş olduğumuz kafes tarzı, taşıma çantasını, elimden alan yetkili - Siz oturun tatlı kedimizi kedi kafesinin içine koyup getireyim. Yavru kediyi ayağımın dibine koyan hanım şef - İmzanızı atmadan önce, kedinin cinsi, doğum tarihi, adınız, adres ve telefon numaranızı birde kedinin isminin ne olacağını yazacağım, sonra size sadece eve gidip, onunla sevgi yumağı olmanız kalıyor deyip gülümseyen hanıma. Ben - Eyvah, aklımda ki isimler bir birine karıştı, böyle anlarda da insanın aklı karışıyor, oğluma bakarak - Aklına gelen kedi isimleri neler dediğimde. Tebessümle karşılık veren oğlum, saydıkça sayıyordu - Karamel, Paspas, Kınalı, Mırmır, Yumak, Cingöz, Tırmık, Toti, Pişmaniye! Birden ayağımın üzerinde yumuşacık bir dokunuş hissettim. Patisini kafes aralığından çıkarıp beni kucağına al der gibiydi. - Tamam, buldum kızımızın ismi Pati olsun dediğimde Şef - Değişik, fakat bir o kadar da sevginin eli, o patileri sizin elinize bırakıyorum. Son olarak size kedinin koynuna takacağınız küçük bir muşambadan yapılan önlük vereceğim, kesinlikle iyi bakacağınızdan kendim gibi eminim deyip bizi sevgiyle uğurlamıştı. 
 
Öyle ki, kedimizin her ihtiyacını evimizde karşılamış, battaniyesine kadar hazırlığını yapmıştık. Kuru mama, kedi kumu ve tuvaleti ayrıca tuvaleti için minik kürek, uyuması için peluş sepet, kedimizin uzun tüyleri için bakım tarağı, başının ağrımaması için kedi çimi, tırnaklarını güçlendirmesi için hasırdan değişik türde kedi paspası ve dahi aklıma gelmeyenler niceleri :)  
 
Ev halkı olarak kedimizi çok sevmiştik, ama ne olduysa ertesi günden sonra oldu. Kedimize o muşamba önlüğü barınakta, yetkili hanım takmış en az 3 gün çıkarmamamız açısından da bizi uyarmıştı. Kedinin çişi geldiğinde onu tuvaletinin yanına götürmüş kumun içine bırakıp çiş yapmasını beklemiştim. İlk günü atlattıktan sonra Pati'cik tuvaletini yapmaya alışmıştı, ertesi yani 2. gün erken uyanıp kediyi kontrol ettiğimde, muşamba önlüğünde kedi pisliğinin az da olsa bulaştığını gördüm. Patinin önlüğünü çıkarıp yıkadım ve bir kaç saatte olsa önlüksüz dolaşması için kendimce izin verdim. Keşke önlüğü yıkamayıp sadece silseymişim. Maalesef kedinin boynundan çıkardığım önlük, küçük kedimizin bir ay karnında iltihaplanmasına sebebiyet verdi, kendi kendime kızarak - 3 gün daha sabır gösterseydin, ne ev halkı olarak bizler, ne de minik kedimiz üzülecekti. O bir ay zarfında kendimi suçladım, gerçekten de kendi suçumdu, kedinin yattığı sepeti yatak odasına alarak her mızmızlanıp uyandığında başına dikilip seviyor ve rahatlaması için medidasyon müziğini telefonumdan açıp yanına koyuyordum. Bu zaman zarfında özel ihtimam göstererek, her ihtimale karşı Pet shop'tan 2. bir önlük aldım,  kedimizin çiş yapacağı saatleri tahmin ediyor, onu ne zaman tuvaletine götürüp bıraksam, çişini yapıyordu. Muşamba önlük kedimizin yarısı kadar olunca ayaklarına dolanıp boynundaki ipi gevşetiyor, minik ayağının birini gevşettiği ipten geçirip kendisini boğacağından çok korkmuştum. Çünkü bir kez aynı şekilde onu kızım gece yarısı boğulmaktan kurtarmıştı. - Nasıl oldu diye sorduğumda. Kızım - Banyonun kapısı açık olmasına rağmen, Pati acı ile miyavladı, bende kontrol etmek için kalktığımda, tuvaletinin içine girememiş, tek patisi normal fakat diğer patisini boynundan geçirince karnındaki derin olan yarasını, kendi tuvaletinin kenar kısmına değerek acıtmış, kucağıma alıp baktığımda dikişi açılmış tuvalet kağıdı ile yarasını sildiğim de hafif kan lekesi vardı.
 
Hiç durur muyum ertesi günü zor etmiş ve hiç uyuyamamıştım. İlk işim barınağa telefon etmek olmuş, aldığım cevap ise - Hemen getirin, iğne vuralım dediler, akabinde küçük hanımı götürüp iğnesini yaptırdım. Bir hafta sonra Pati iyileşti de çok şükür hepimizde derin bir nefes aldık! Şimdiler de mi? Tonton kızı iyi ki barınaktan kurtarmışız Temmuz ayında 3 yaşına basacak, inşallah uzun ve sağlıklı bir ömrü olur. Ara sıra onunla ilgili anılarımı sizlerle de paylaşmak isterim, sevgilerimle  ;))
 
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..