Evinize köpek alacaksınız. İyi düşündünüz mü?

"Canım kızım " Alice " 8 adet yavru yaptı. Hızla büyüyorlar ve evi istila etmeye başladılar. Eğer sizde bu güzel "golden " yavrulardan bir tane almak isterseniz lütfen benimle irtibata geçin. "

Bu tarz e-postalara hepimizin bilgisayarlarına ulaşıyor. Esasında bunlar bilinçsiz-plansız hayvan üretiminin sonunda ortaya çıkan panik neticesinde sizlere ulaşıyor. Alice' in sahibinin evi 100 m2 ise eğer ve bahçeside yoksa, elinde ki yavruları iki aylık olduklarından itibaren acilen postalamak zorunda, çünkü o eve birden fazla köpek sığdıramaz. Bunu en başta Alice istemez.

Problem bu noktadan itibaren başlıyor 8 adet yavruya türlü türlü talepler geliyor. Eğer Alice' in sahibi yavruları bedava dağıtıp stokları olabilecek en çabuk şekilde eritmek niyetindeyse muhtemelen başarılı olacaktır nitekim biliyorsunuz ki bedava sirke baldan tatlıdır. Heleki bahsi geçen 4 haftalık kıvır kıvır tüylü şaşkın bakışlı bir golden yavrusu ise bedava sirkeden bile kat kat tatlıdır.

İşte güzelliğim benim lanetimdir şeklinde yavrular tabiat harikası şirinliklerinin kurbanı olmaya başlarlar. Çünkü 1 dakika koştuktan sonra yorulup ayakta uyuyakalan ve kardeşleriyle bir pofidik yastık oluşturan bir yavruya bakan herkes ona sahip olabileceği ve ona bakabileceği izlenimine kapılar. Bu bir yanılsamadır.

Eğer 8 tane canavara sahipseniz ve onları -ne pahasına olursa olsun- dağıtma sevdasındaysanız, muhakkak yanlış muhataplarada ulaşacaksınız ve bunu çok önemsemeyecek belki de görmezde geleceksiniz. Yanlış bir sahip edinen köpek için acı dolu günler başlar. Acı dolu günlerin olay kronolojisi genellikle şu şekilde olur :

1) Küçükken aşırı sevilir, sıkıştırılır ve şımartılır.
2) Biraz büyüyünce enerjisi evini içine sığmaz ve çimlerde koşmak ister.
3) Günde 9 saat çalışan ve 2 saatini yolda harcayan sahibinin hele ki kış aylarında köpeğini dağ bayır gezdirecek durumu olamaz ve köpekcik eve hapis olur. Bazen 20 saat çişini tutması gerekebilir.
4) İstediği gibi koşup enerjisini yakamayan köpek yaramazlık yapmaya başlar. Eve zarar veririr.
5) (Malesef, esefle kınıyorum) Bilgisiz ve çaresiz sahip dayağa başvurur ve bu noktada balayı bitmiş olur. Sahip ve köpek arasında hiç kapanmayacak duygusal yaralar açılabilir.
6) Yavruyu küçük yaşta disipline edemeyen sahip ilerleyen aylarda ondan kurtulmak ister ve yeni bir ev arayışına girer. Bazen şöyle postalar düşer bize; acil adres değişikliğinden ötürü canım yavrum Vincent'a yani bir ev arıyorum. Kendisi 8 aylık bir golden fotoğrafı ekte görebiliirsiniz. Vincent artık 8 aylıktır ve çok sevimli değildir. Hatta kafa vücut orantısı ve tüy değişimi gibi nedenlerden kariyerinin en tipsiz dönemindedir. Bu noktada 4 ihtimal vardır.

7a) Vincent ı kimse istemez. Sahibi çaresiz kalır ve bu zoraki birlikteliği olabildiğince devam ettirir.
7b) Vincent ı kimse istemez. Sahibi çaresiz kalır ve ve onu arabayla Kemerburgaz'a götürüp ormana bırakır ve kaçar.
7c) Vincent'ı birisi ister. Gittiği yerde tüm süreç yeniden başlar.
7d) Vincent'ı birisi ister. Belki şansı döner, dere kenarında küçük bir çiftlikte mütavizi bir klübesi olur. Sabah süte ekmek papara yer, bütün gün koşar koşar koşar ve kendisini seven herkesi çok mutlu eder.

İnanın karamsar bir tablo çizmedim. Hatta bundan çok daha kötü durumlarda olabilir. Peki bundan kaçınmak için ne yapmak gerekir. İşte gerçek hayvan sever köpeğini çiftleştirirken şunlara dikkat etmeli :

1) Köpeklerde çiftleşme sayısı ve yavru sayısı arasında orantı vardır. Bir çiftleşmede erkek dişiyi 2-4 yavru için döller. Çiftleşme sayısını bir ile sınırlı tutmak gerekir.
2) Dişi köpek hamile kalmadan önce 2-3 yavru için araştırma yapmalısınız. Onları bedava dağıtarak değil, gerçekten alıp beslemek isteyen insanları önceden bulmalısınız.
3) Yavruları dağıttıktan sonrada yeni sahiplerle dostane ilişkinizi sürdürmelisiniz. Deneyimlerinizden faydalanmalarını sağlayın.
4) Eğer köpek alıyorsanız gerçekten buna ne kadar hazır olduğunuzu iyi ölçün. Bakım için hergün kaç saat ve ne kadar para ayırabilecekseniz?

Hayvanların çektiği yalnızlığın ve acıların azalması dileğiyle...