Evlendirme Programları Yeniden Başlıyor

“Gayemiz aciz haneyi taciz etmek değil, bilakis şu efkarı umumiye de bir aile bacası tüttürebilmektir. Cevabınız nispetinde kalp-i harabemi tamir edeceğinizi umduğumdan dest-i izdivacınıza talibim efendim.”

Son zamanların en önemli sosyal sorumluluk projesinden biri olan evlendirme fedakarlığı, pıtırcık gibi yeni yeni şubeler türetiyor.

Ülkemizde evlenmeyen kalmayacak.

Ne kadar tinton, geç, dul, ruhu kanlı, aktif dinamik heyecanlı insan varsa; boyu boyuna, huyu huyuna uygun bir eş bulacak kendine.

Artık devir; birinci, ikinci, olmadı üçüncü baharların devri.

Yapmacık, duygusuz, yalan dolanla yürüyen ilişkilerin karşısında; sıcacık, samimi, içten, dobra duygularla hayatının renkli cam önü fırsatlarını değerlendirmeye çalışan genç- ihtiyarlar.

Ekranlarımızda.

Ve bizler her şeyi bırakıp, çöpçatanlık programlarının karşısında sus pus olmuş bir şekilde keyiflenmeye devam edeceğiz. Onlarla ağlayıp, onlarla güleceğiz, üstüne üstlük göbekler atacağız.

Yeni bir televizyonculuk cevheridir bu sevgili izleyiciler. Hır gürle geçen zamanların ardından, evlenmek isteyen ne kadar karabahtlı kem talihli varsa, renkli cam ardından tüm ülkeye haykırıyor talebini.

Kaçan fırsatları yeniden yakalayabilmek, içinde ukde kalanları yaşabilmek adına “Ben bu izdivaca talibim“ diyor erkek, kadın, geçkin geçmeyen yaş-lılar.

Geleceğin yeni gözdesi hayırlı olsun.

Artık elini sıcak sudan, soğuk suya sokmak istemeyen kadınlarla, fıkır fıkır bir kadının ilgisiyle yaşamak isteyen erkeklerin düello zamanı.

Talepler ortada, eleman meydanda, iş bir araya gelip kaynaşmakta. Eksik olunmasın bunu da şen şakrak bir güzelle hallediveriyorlar!

Medya dünyası içinde tutan, ses getiren, reytingleri alt üst eden, hayatı durduran, insanları kendine bağlayan program yapmak her geçen gün daha zorlaşmakta. Kanal ve yayın sayısı arttıkça, emeğin hakkını vermek gibi bir endişeden ziyade, bomba gibi olmak çok önemli. Eeee, insanların derdi para ve ilişki olunca, tüm yayın politikalarının bunlar üzerinde ilerlemesi kaçınılmaz.

Ülke insanın durumu vahim. Avantadan para kazanma koşuşturması içinde o yarışma senin, bu yarışma benim derken; izdivaç yapma isteği depreşiverdi damarlarında. Tabii para hazır, her şey tamam, bir tek eş eksik. Şöyle boyu boyuna, huyu huyuna, güzel, anlayışlı, dürüst…vs, yaşadığı ortamda bir türlü ruh eşini bulamayan insanlar haykırıyor ekranlardan ”beni everin” diye.

Artık Türkiye’ de evlenemeyen kalmayacak. İkinci baharını yaşayan, birinci baharının içinde olan, kışı görmüş, yazın kurumuş feleğin sillesini yiyen ne kadar insan varsa, eş bulmak için atacak kendini buzlu camın önüne. Şanssızlıklarının boyutlarını değiştirmek, içindeki cevheri gün ışığına çıkarmak isteyen genç yaşlı, kadın, erkek ülke fertleri, göbek atmalar eşliğinde kadersizliğini haykıracak.

Halkımızın durumu için, sosyolojik bir turnusol kağıdı bu program. İzleyin, izlettirin, tavsiye edin. İki saatte olsa, hayatın sıkıntılarından uzaklaşın. İnsanımızın ne kadar saf-ı iyi niyetle dolu olduğunu ve derinlemesine beklenti içinde girilmemesi gerektiğini anlayın. Yani bir mesaj verilmesi gerekirse: İnsanımız budur, gidişat uygundur. Daha ne olcek, be ya!

Haydi, yandan, oh, oh…..(Geçmişten karaladıklarımdan;))

On sene önce izdivaç programlarının ilki startı verildiğinde durum bu şekilde yansımış bendenizden.

Son yıllarda programlar iyice vahimleşince, şikayet üzerine şikayet alıp başını gidince; sayın rtük yetkilileri aile bütünlüğünü korumak adına yayından kaldırdı güya!

Lakin yeni sezonda aynı sunucular, aynı isimler; barıştırmalar, bulmalar, aramalar, sormalar kapsamında çağrışımlı dekor içinde mesaiye devam ediyorlar.

Şimdi Hande Ataizi ilk çağ izdivaç programının safiyeti ile naif bir şekilde ekranlara gelecekmiş, kavgasız dövüşsüz en ballı kaymak kıvamında! Yukarıdaki gibi olandan yani. Devamında da ilk buluşu yapan da şekil değiştirecekmiş!

Pehhhhhhh...