Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlenmek istemiyorum!!!

Evlenmek istemiyorum!!!
 

Yaşımı merak ediyorsunuz değil mi? Acaba bu Kokoş kaç yaşında? Erkekler kesin beni 20’lik bir kaşar olarak hayal ediyor. Evet 26 yaşındayım. Yani çıtırlıktan çıkmış, genç ama evlenmeye de artık hazır bir genç kız ha? Hayat bu kadar basit yani, öyle mi? Doğarsın, büyürsün, ilkokuldan üniversite mezuniyetine kadar giden bir yol, mezun olursun kebini fırlatırsın havaya. Sonra nolur, erkekler askere. Askerlik dönüşü iş bulunur, ve bir çift bulursun kendine. Arkadaşlar çifter çifter buluşur haftasonları, ondan sonra teker teker evlilik haberleri gelir. Arkadaş baskısı seni de evlenmeye zorlar. Kız arkadaşların evlilik fotoğraflarını facebook’a yerleştirmiştir bile boy boy, poz poz. Ne de olsa onlar tam yaşları gelince evlenmeyi başarmış, başarılı, güzel ve akıllı kızlardır. Kocaları da iyi bir iş ve kariyer sahibi, paralı ve yakışıklıdır. Sen hala evlenmemişsen, kendini rezil ve çirkin hissedersin. Ve sen hala evlenmemişken, çoktan evlenen arkadaşlarından hamilelik haberleri gelir. Bu kez facebook’ta doğum fotoları. Bebekler pembe veya mavi cicileriyle annelerinin elinde bir zafer kazanmışçasına, Oscar ödülü almışçasına verilen pozlar…

Daha sonra evli ve hamile arkadaşların birlikte toplanırlar ve senin gibi bekarlara uzaktan bakarlar. Çünkü onların hayatlarında ciddiye alacak çocukları vardır, onların sorumlulukları vardır. Sense hala bir dikiş tutturamadığın için onların gözünde hayatı hafife alan gereksiz birisin. Çocuklarının eğitimi inanılmaz önemlidir. Acaba hangi kolejde okumalılar, yazın şezlongda güneşlenirken kadınların konuşmazsa olmazlarından biri olan bir konudur. O okulun havuzu var, bu okulunsa İngiliz native speaker hocaları bir harika, ama o okulda bir de özel danışman hocaları varmış, çocuklara psikolojik testler yapıyorlarmış falan falan… Tabi arada bir de şehrin iyi bir noktasında bir siteden ev alınır. Bundan da şezlong muhabbetleri esnasında mutlaka bahsedilir. İşte sitenin güvenliği, havuzu, fitness centeri, odaların metrekaresi, mutfaktaki ankastreye kadar birer birer tartışılır. Eee bahçede duran arabadan da bir kuple bahsedilir tabi. Ondan sonra yazlık alınmaya gelinir. Ay şekerim Bodrum mu, Çeşme mi? Çöz çözebilirsen, ne olacak bu halimiz? Devremülke mi girsek, yoksa ev mi alsak bir türlü karar veremedim. Denize de yakın mı acaba, yürüme mesafesinde değilse vallahi olmaz… Neyse bu muhabbet uzar gider, demek istediğim FORMAT BUDUR!!!

Bu arada bunlar olurken ben hala bekar olduğumu hayal ediyorum. Neden mi? Çünkü tüm bu basmakalıp yaşam biçiminden tiksiniyorum da ondan. Evlenmek neden ki? İnsan hayatına aykırı bir kere. İnsanlar neden evlenir ki? Bir erkeği terk etmek istiyorsam terk ederim, ya da o beni bırakmak isterse bırakır, bunun tazminatı mı olur? Neyi garanti altına alıyoruz, çok kutsal bir kurum denen ailemizi mi? Kimi sahiplendiğimizi zannediyoruz. Kocamız günün birinde bizi elbet aldatacak, neyi görmezden geliyoruz? Hayatımızda tutmak istediklerimiz zaten hep hayatımızda var olacak, vurup başımızı başka bir kıtaya da gitsek ve seneler sonra dönsek bile o kişiler hep var olacak hayatımızda, peki ya evlendiğimiz erkek? O hep hayatımızda mı sanki? Gece iş yemeğinde olduğunu söyleyip de başka kadının koynundayken, Pazar günleri ise arkadaş toplantısında yanımızda sevgili koca rolü oynarken mi hayatımızda oluyor?

Herkes rol yapmayı bıraksa keşke hayat ne kadar kolay olur. Evliliğin değil de aşkın peşinde koşmayı öğrensek…

www.gurmelife.net

 
Toplam blog
: 102
: 1607
Kayıt tarihi
: 26.08.08
 
 

1980 İzmir doğumluyum. Kendimi bildim bileli gözlem ve yorum yapmayı çok seviyorum. Genelde hayatı h..