Evli Sinderellalar

Şu yerküre denilen şahasere bir gün afet-i can olan kadın arzı endam etti.....

Adına hikayeler, masallar, menkıbeler, methiyeler yazıldı... Hatta öyle bir zaman geldi ki tarihi yapan da, yaptıran da, yazdıran da kadın oldu.. Kimi zaman masumluk abidesi, kimi zaman doğruluk  timsali, bazen melekle beraber gelen şifa, bazen şeytanın attığı zehirli ok olan kadın her ne kimlikte vücuda gelsede asla vazgeçilemeyen oldu... Ama bir gün geldi o büyü bozuldu.

Ezberbozan modern çağa gelindiğinde, her kadın kendini küçükken okuduğu masalın içinde görmek isterken, bir baktı ki artık içinde yaşayacağı o masal hayatlar format değiştirmiş. Genelde'' the end''yazılarak kalp içinde mutlu sona ulaşılan masallar çok gerilerde kalırken, önce masalın mutlu son dediğimiz kısmı başta yaşanıp kırmızı kalpler havada uçuşurken, masalın sonu önceleri iyilik perisi olan kadının cadıya, beyaz atlı prensin de mızraklı bir avcıya dönüşmesi ile son bulur. Hafızalara kazınan gelmiş geçmiş en güzel masallardan biri olan Sinderella'da bütün kadınların yaşamak isteyebileceği türden bir masaldır. Masalda Sinderella'ya getirilen gece yarısı 12 sınırlaması aslında evlilik yemininin edildiği o kutsal gündür. Evlenmeden önce genç kadın, aynı Sindrella'nın prensin şatosundaki balado boy gösterip dans etmesi gibi bir hayat yaşarken Sinderella için saatin 12'yi vurması demek genç kız içinde evlilik gününün gelip çatması demektir. Her ikiside külkedisine dönüşürler. Bu dönüşümün onları daha güçlü yapacakları konusunda bir fikirleri olmaksızın hayatlarına devam ederler.

Evli Sinderellalar mutlu sonu baştan yaşadıkları için hayatları boyunca başlangıca koşmaya çalışacaklardır. Hangi büyülü kapıdan girmiştik acaba derken zamanın çıldırtıcı akıcılığı karşısında yenilmemeyide öğrenmeye başlamışlardır. Artık balo vaktinin bitip bütün kapıların kapandığını görüncede bir kabulleniş yaşarlar. Masum köylü prenslere gelince baloda kaybedilen ayakkabıyı ülkedeki tüm genç kızlara denetirler nasıl saf bir erkek!!! Aynı günümüzün erkeği gibi!! Doğru kadını bulduğu halde kalbini başkalarına sunar. Evli Sinderellalar'da ayaklarına o ayakkabının uyacağı günü beklerken artık  etrafında onu yoran herşeyden sıyrılmak için bırakın tekrar prenses olmayı balkabağı olup görünmez olmaya bile razı olmuşlardır. Bu razı oluş ve kabulleniş hali onları önce huzura sonrada güçlü bir hale sokar. Hayata daha sıkı sarılarak yaşama karşı inancı daha çok artmıştır. Belki masalın sonunda Sinderella gibi ipeklerden bir elbise giymese bile içinde taşıdığı güç onun en önemli hazinesi olmuştur. Güçlü olmak bir kadının üzerinde taşıdığı en güzel elbisedir.

Bizim masalımızın sonunda  gökten düşen üç elmada  kadının başına isbet eder. Düşen tüm elmalar kadının herşeyi unutup baştan başlaması içindir. Çünkü bir kadın için unutmak en büyük özgürlüktür.