Evlilik, kişiliği törpüler ...

Mutlu bir evliliğin en önemli koşulu, tarafların evlenmeden önceki kişilikleri törpülemeleridir.

Taraflar bilmelidirler ki evlilik, birlikte yaşamak ve paylaşmak için yapılan bir akittir. Birlikte yaşama ve paylaşmanın en önemli koşulu ise, ben egosunu törpülemektir. Taraflar artık, sadece kendilerine karşı sorumlu değildir. Eşlerine karşı da sorumludurlar. Artık "ben istediğimi yerim, içerim, giyerim" yoktur. “Ben, istediğim zaman işten istifa ederim” yoktur. “İstediğim kadar parayı istediğim şekilde harcarım, kazancımı istediğim gibi değerlendiririm” yoktur. Bu ego törpülenmesini, kişilik kaybı olarak görenler varsa, evlenmesinler. Kimse, kimseyi evlenmeye zorlamıyor.

Kişiliğinin törpülenmesini izin vermeyecek insanlar, kesinlikle çocuk sahibi olmasınlar. Çocuk sahibi olmak kişiliğin ve davranışların daha fazla törpülenmesi demektir. Çünkü hiçbir çocuk, hiçbir anne-babaya doğumu için talepte bulunmaz. İnsanlar sorumluluğunu taşıyabilecekse çocuk sahibi olmalıdır. Bu sorumluluk, kişinin kendisine karşı duyduğu sorumluluktan daha fazla olmalıdır.

Hanımefendi ve beyefendiler önce birbirleriyle olmaktan mutlu olacaklar, bir süre sonra da birbirlerini mutsuz edecekler ve bunun bedelini çocuklar çekecek. Anne baba yanlış tercih yaptılarsa çocuğun suçu ne?

Son söz:

Kişilik ve tavırlarını törpülemeyecek insanlar evlenmemeli. İllâ evleneceğiz diyorlarsa, iyi bir boşanma avukatını önceden hazırlasınlar.