Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilik aşkı öldürmez (mi)?

Evlilik aşkı öldürmez (mi)?
 

Aşk üzerine kafa patlatan herkesin ve yazılar yazan arkadaşlarımızın bile çeşitli tanımlamalar yaptığını, herkesin aşk anlayışının farklı olduğunu görüyoruz. Evlenmeyen, evlenemeyen, evlenme fırsatı bulamayan, evlenip de mutlu olmayan, evlenip de boşanan bir tanıdığımız mutlaka vardır. Bir klişe vardır: "evlilik aşkı öldürüyor" hatta şarkısı bile var. Aslında öyle olmadığını, tam tersine sağlam temellere oturtulan bir evliliğin lezzetli bir aşka dönüşmesi gerektiğini düşünüyorum.

Aıds raporları ve bulaşıcı hastalıklardan korunma ile ilgili raporlar, aile hekimliği uzmanları vs.vs sağlıklı bir toplumun ancak tek eşlilikle mevcut olabileceğini söylüyor. O halde tek eşli olacağız ve mutlaka evleneceğiz ya da beraber yaşayacağız. Peki beraber yaşama taraftarları neden evlenmeye yanaşmazlar?Evliliğin getirdiği damat- gelin aileleri gelenekleri yüzünden mi? Kız tarafında kınalar, nişanlar, çeyizler, yatak odasını kız tarafı, oturma odasını erkek tarafı alır pazarlıkları mı? Ya da bir gün rahat rahat terkederim, boşanmak için hakim- avukat arama zahmetinde bulunmam düşüncesi mi? Ya da günübirlik maceralar benim için daha uygundur, arkadaşımı seviyorum ama aldatmayı daha çok seviyorum diyen radikal aşıklar mı?

Ne olursa olsun evliliği basit bir imza gibi görenler bence yanlış yapıyor. İmza bir kimliktir, bir belgedir. Ömür boyu beraber yürünecek bir yolculuğun sözleşmesidir evlilik cüzdanı da. Yuvayı dişi kuş yapar misali cüzdanı kadınlara verirler evlendirme memurları. Nikah yüzükleri sol ele, serçe parmağın yanındaki parmağa takılır. Rivayet odur ki: ilk kraliçe Nefertiti kocası firavun Akhenathon'un nikah yüzüğünü bu parmağına takmış. Yüzük parmağı diye adlandıran bu parmaktan kalbe direk bağlı olan bir damar olduğu söylenir. Yüzük parmakta olduğu müddetçe kalple bağı hiç bir şekilde kesilmez. Ama genelde evli erkekler çeşitli bahanelerle yüzüklerini bir türlü takmazlar. Bu yazıyı okuyanların fikirlerini değiştireceğine inanıyorum.

Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin evlenselerdi bugün isimlerini bilmiyor olacaktık. Onlarda sıradan insanlar olarak hayatlarını yaşayacaklardı. Belki de anlaşamayacak, ayrılacaklardı(!). Aşk uğruna canını feda ettirecek bir duygudur. Efsane aşklar da çileleri, acıları, gözyaşları ve ayrılıkları yaşattığı için efsane oldular. Bugün bol gözyaşı dökülen kadın programlarının yüksek reyting alması da bu yüzdendir. Acı varsa aşk daha caziptir, kavuşma yoksa aşk daha çekicidir. Ne yapıp edip ulaşmaya çalışılır böyle aşklarda. Olur da evlenilirse bir gün aşk biter. Çünkü gözyaşı yoktur, tehlike yoktur, risk yoktur. Sevdiği kişi elinin altındadır, evdedir. Gece aynı yastığa başkoymak garantidir. İşte bu garanti duygusu kemirir aşkı. Yeni bir tat katılamayan aşkların sonu hüsrandır. O yüzden delice birbirini seven aşıkların eviliğinin ilk haftalarında kavga haberlerini duyuyoruz.

Evliliği sadece çocuk yapmak için bir platform olarak düşünenler de birgün gelecek "evlilik aşkı öldürür" diyecekler. Evliliğe kısmetimi kaçırmayayım diye bakanlar da, kariyerimi yaptım sıra çocukta diyenlerde, yaş 35 olmadan evleneyim bari diyenler de.

Ben evlilik aşkı öldürmez diyenlerdenim. Evli olan herkesin evliliklerini yanan bir ateş olarak görmeleri ve bu ateşi söndürmeyecek hararette aşklarını, evliliklerini yaşatmaları dileğimle...

Aşkla kalın...

http://biryardimeli.bz.tc/

 
Toplam blog
: 242
: 1784
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

1970 doğumluyum.Karadenizin bir sahil şehrinden, hayatın güler yüzlü tarafına tutunmak için İstan..