Evlilik programları ne kadar bizden?

Şartlar değiştikçe, maalesef yaşam tarzları da beraberinde değişiyor. Birçok örf ve adetlerimiz, zamanın kurbanı olarak eriyip kayboluyor. Bunlardan biri de görücü usulü evlilikler.

Eskiden oğlan anneleri, oğlu askere gidip gelip eline mesleğini aldı mı, helal süt emmiş bir kız aramaya başlarlardı. O devrin çöpçatan aracıları da bu işi bizzat üstlenir; “ Filan yerde tam sizin aileye yakışır bir kız var” diyerek başlanılan hayırlı işler ya mutlu sonla biter ya da başka adaylara bakılmak üzere yola devam edilirdi. Hem kız evi hem de oğlan evi birbirlerinin soy sop araştırmasına girerek, evlatlarını” aman ateşe atmayalım “ düşüncesi hasıl olurdu.

Anadolu’nun bazı yörelerinde bu uygulama hâlâ devam etse de artık gençler bu tür evlilik şeklinin çağdışı olarak adlandırıyorlar. Beyaz atlı prenslerini beklerken geçen zaman diliminde, kriterler ağırlaşıyor, evlilikler zorlaşıyor. Eee burada da devreye yeni moda çöpçatan evlilik programları, evlilik siteleri devreye giriyor.

Birkaç gündür sosyal medyada, evlilik programında evlenip, üç ay sonra karısını bıçakla öldüren şahsın haberleri yer alıyor. İnsan, mutlu bir yuvanın hayalini kurarak çıktığı yolda, celladıyla tanışıp evleneceğini bilemez ki. Ancak bu tür programlar böyle ciddi bir misyonu üstlendilerse, adayları titizlilikle seçmeleri, geçmişlerini araştırmaları gerekir diye düşünüyorum.

Bu haberi okurken, bu şahsın önceki eşini de öldürdüğünü, cezasını çektiğini, bunu da canlı yayında kendisinin anlattığını yazan bir izleyici yorumunu gördüğümde, böyle bir şey, programcıların ve yapımcıların dikkatlerinden nasıl kaçar diye de sormadan edemedim. Bir kere suç işlemiş bir insanın, aynı suçu işlememesinin garantisi var mıdır?

Evlilik programları, evlilik siteleri, günümüzün çöpçatanı olarak adlandırılsa da, eski görücü usul evliliklerindeki çöpçatanların yakınından geçmiyor. Çünkü herkes birbirine yabancı. Gösterilmeyen madalyonlar çok fazla. Kısacası bu olay hiç bizden değil.

Bir evlilikte, çiftlerin anlaşması önemli olsa da, ailelerin birbirleri ile uyumları da çok önemlidir. Bir çok evlilik, dış etkenlerin evliliğe müdahalesi yüzünden bozulmuş ve bozulmaktadır. Sosyal ve kültürel yapısı birbiriyle uyumsuz olan ailelerdeki boşanma oranları oldukça yüksektir.

Bununla birlikte özellikle ikinci bir evlilik yapılacaksa ve arada bir de çocuk varsa, bu tür programlar insanları yanlış seçim yapmaya, ciddi problemlerin yaşanacağı birliktelerin oluşmasına sebep olabilir. Çünkü evlilik gibi ciddi bir kurum kurulurken, olayın sadece elektrik alma noktasına takılıp kaldığı bir yerde, manevi kriterlerden, çocuk ruh sağlığından ne kadar söz edilebilinir ki?

İkinci evliliğini yapacak çocuklu kişilerin, öncelikle çocukların ruh sağlıklarını, huzurunu düşünmeleri gerekir. Boşanmadan dolayı oldukça çok fazla etkilenen bir çocuğun, farklı bir kişi ile yaşamaya başlaması da hiç kolay olmayacaktır.

Sonuç olarak, bizi biz yapan değerlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz var. İnsanın sevdiği bir kişi ile yuva kurması elbette çok önemli ancak aşık olunup sevilen kişinin, geleceğin temellerinin atılacağı bir yuva için doğru kişi olup olmadığı da bir o kadar önemli diye düşünüyorum.

EMAİL: nuran_cal@hotmail.com

WEB: www.nurancal.com

TWİTTER: @SARENDE