Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilik,sakıza benzer mi?

Evlilik,sakıza benzer mi?
 


İnsanlar belli bir yaşa gelince evlenmeye ve çocuk sahibi olmaya adeta iç güdüsel olarak yönlenir veya yönlendirilir.Hemen denir; artık zamanı geldi evlenmelisin!

Bu kadın olsun erkek olsun hiç değişmez,anne babalar hatta eş dost birlik olur... hadi zamanın geldi de geçiyor nutukları atmaya başlarlar.

Bu söylemleri söyleyenlere dikkat ettiniz mi? kaç kişi kendi evliliğinden memnun?

Ben şahsen şöyle bir bakıyorum da etrafıma,aman ne iyi ettim de evlendim,kaç sene geçti tadına da doyamadım falan diyen yok.Herkes genelde bir şeylerden şikayetçi,ya eşlerden yaa eş ailelerinden...

Evlendiği günden beri mutsuz olan, bir şans verilse hemen ayrılmayı seçecek o kadar çok kişi var ki,hepiniz görüyorsunuzdur.

Rahmetli anneannem derdi, kızım evlilik kumar gibidir,genelde çoğu kimse kaybeder.Arada kazanan olur tabii ama sayıları az...Bir de çöpçatan davulundan bahsederdi ve, davulunu hep ayrı ayrı diye çalar,ancak bin yılda bir de; "dengi dengine" der ve ancak o zaman evlenenler mutlu olurmuş diye eklerdi.

Ama bu arada... aman kızım fazla geç kalmayın hemen evlenin demeyi de ihmal etmezdi. Bu ne tezatlık bir türlü anlayamadım.İnsan sevdiklerini bile bile %80 diyebileceğimiz (bu rakamı ben uydurdum) oranda mutsuzluk olasılığı bulunan bir davranışa neden sürüklemeye çalışır?

Sebep sadece çocuk mu? Aman geç kalırsan çocuğun zamanı geçer...geçsin,isterse de olmasın diyecek kimse var mı? vardır belki ama çok az.

Şimdi diyeceksiniz ki,sen de evlilik aleyhtarısın ama değilim. Ben evlilik kurumunun çok önemli olduğuna inanıyorum,bu mutsuzlukların nedeninin de; tanımadan ve kendini yanlış tanıtmadan kaynaklandığına inanıyorum.

Bir de aşk meselesi var tabii...Bu aşk, zaten insanı çoğunlukla yanlışa sürüklüyor,insan aşık olduğu ile değil sevip saydığı,iyi arkadaş olabildiği kişiyle evlense daha mutlu olur diye düşünüyorum.

Neyse bu kadar ahkam yeter,bu tamamen benim düşüncelerim şimdi ise biraz gülümseyelim.Evlilik konusunda epey şey söylenmiştir ama bunu hiç duymamıştım,benim çok hoşuma gitti paylaşmak istedim. Bazı işi olmayanlar, düşünmüş taşınmış evliliği sakızla karşılaştırıp benzeyen yönlerini bulmuşlar ve demişler "Evlilik sakız gibidir"

- Çünkü sakız ne kadar faydalı ve eğlenceli olursa olsun gerekli değildir, çiğnemesen de olur.

- Sakız ilk zamanlar ağıza ferahlık verir hoş olur ama zamanla çürür ve tadı acılaşır.

- Çürüyen sakız yapışkandır. Bulaştığı yerden temizlemek, ondan kurtulmak çok zor, bazen imkansızdır.

- Sakızın ağızda bıraktığı tadı sadece çiğneyen bilir. Tatlı mı yoksa acı mı olduğunu başka kimse bilemez. Onlar sadece senin sakız çiğnediğini bilirler o kadar.

- Sakız çene kemiklerini güçlendirir. Evlilik de öyle... Sürekli tartışma ve bağrışma zamanla çiftlerin güçlü birer çene kemiğine sahip olmasını sağlar.

- Sakız çiğnerken başka birşey yiyemezsin yoksa sakız bozulur...

- Sakızın kağıdını açıp fıkra veya falı okuduğunuzda çok eğlendirir gülersiniz. Ama bu çok kısa sürer. Evllilikteki balayına benzer.

- Çam sakızı ya da hakiki damla sakızları vardır. Kolay kolay çürümezler çiğnendiği sürece zevk verirler. İşte bu da aşk evliliği denen olaydır.

- Sakız; sigarayı bırakmak ve abur-cubur yememek için tercih edilir.

- Sakız çiğneme olayının gerçekleşmesi için ezmek ve çiğnemek gerekir. Evlilikte de kim dişliyse o ezer. Sakız tokluk hissi verir. Karnın aç olsa da kendini tok hissedersin.


Ben çok güldüm şahsen,laf aramızda benzer yanları da yok değil hani:)))

Sevgimle...








 
Toplam blog
: 351
: 3216
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Emekli olmaya çalışan bir sanatçı,yazmaktan büyük keyif alıyorum. Kocaeli Gölcük' de oturuyorum e..