Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '14

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilik teklifinde Yüzük seçimi

Evlilik teklifinde Yüzük seçimi
 

Meğer ne kadar hazır hissettiğimi sanıyormuşum evliliğe... Halbuki evlilik teklifi için bir yüzük almaya bile hazır değilmişim. Ne kadar hazırlıksız, bilgisiz ve cahil olduğumu da evlilik teklifi için yüzük almaya karar verdiğimde anladım.

Her şeyden önce ilk olarak kafamda evlenmeye karar verdim. Tabi bu bir anda oluşan bir fikir değil. Her geçen gün gelişen, olgunlaşan ve sonuca eren bir karar. Kolay da verilmiyor bunu söylemek lazım. Bu kararı verene kadar pek çok şeyi ölçüp tartıyor insan kafasında. Karar verdikten sonra ilk olarak bir yüzük almak icap etti. Yaklaşık 10 gün bununla uğraştım. Hiç bilmediğim ve anlamadığım bu konuda artık epey bilgi sahibi oldum diyebilirim. Öğrendiklerimden bahsetmek gerekirse; ilk düşüncem pırlanta mı olsun altın üzerine pırlanta olmayan taş mı olsun buna karar vermekti. Biri ortalama 300 - 500 lira arasındayken diğeri 1000 liradan başlıyor alabildiğine gidiyordu. Aslında bazı modellerde pırlanta mı değil mi ayırt etmek oldukça güçtü. Bu yüzden gözle görülmesi bile  zor olan birkaç gramlık bir taşa onca para vermek normal mi diye düşündüm ve araştırdım. Ona o kadar para verinceye kadar başka sürprizler  mi yapsam diye düşündüm. Daha kullanışlı başka hediyeler mi alsam dedim. Aklımın bir köşesinde de böyle bir an insanın hayatında kaç kere oluyor, olmuşken yapabildiğimin en iyisi olsun fikri vardı. Bu yüzden bir 10 gün bu konuya odaklandım.

Başlangıçta tek bildiğim pırlantalarda karat denen değerini etkileyen bir şey olduğuydu. Karat büyüdükçe fiyatın arttığını anladım, zor da olmadı bunu anlamak! Sonra bu işten anlayan bir yakınıma sordum nelere dikkat etmeliyim diye. İşte o zaman pırlantanın karattan ibaret olmadığını ve renk gibi berraklık gibi özelliklerinin olduğunu da öğrendim. Rengin; D'den Z'ye kadar gittiğini ve Z'nin en kötüsü olduğunu öğrendim. Piyasada tercih edilen rengin "H" olduğunu, markalarda "I" rengin daha fazla pazarlandığını anladım. Yüzüklerde bile "markalaşma" olduğunu, aynı özellikte ( renk, berraklık ve karat gibi ) bir yüzüğün markalarda bir hayli farklı fiyatlara satıldığını keşfettim.  O an aklım hepten karıştı. Başladığım noktaya geri döndüm; pırlanta mı olmalı altın üstüne değersiz taş mı olmalı?

Sonra kararımı verdim; hangisinden alırsam alayım zaten hayatımın anlamından daha değerli olmayacaktı aldığım. Ama yine de madem bu an hayatımızda ilk olacak hatta belki (inşallah Allah böyle nasip eder ) son olacak o zaman bütçemin el verdiğinin en iyisini almaya karar verdim. Böylece iki seçenek kafamda bire düşmüş oldu. Başta sevindim karar vermek daha kolay olacak diye! Ama yanıldığımı anlamak uzun sürmedi. Yüzlerce çeşit, onlarca marka, binlerce farklı fiyat. Seçim işi daha zor olmaya başladı.

Bu yüzden önce bütçemin el verdiği kadarıyla bir hedef belirledim; 20 karatlık pırlantası olan, 18 ayar beyaz altından imal edilmiş, "H" renginde "VS1" parlaklığında bir yüzük almak. Yaşadığım şehir küçük ve seçenek azdı. Piyasa araştırması yaptım. Bildiğim bir şeyi fark ettim bu esna da; çok pahalı bir şehirde yaşadığım! Şöyle ki; renk ve berraklığı istediğim gibi olan ancak karatı hedefimden daha düşük olan yüzükler için 1650 liradan başlayıp 2800 liralara kadar giden fiyatların talep edildiğini gördüm. Tabi 2800 liradan fazla olanlardan bahsetmiyorum bile. Tabi daha önce de dediğim gibi alacağım hiç bir yüzük onu alacağım insandan daha değerli olmayacaktı. Pahalı bir yüzük onu daha çok sevdiğimi, ucuz bir yüzük ise daha az sevdiğimi göstermeyecekti. Burada tek yapabileceğim kendi bütçemin el verdiği en iyisini seçmek olacaktı. Yaşadığım şehirden ümidi kesip internet üzerinden araştırmamı sürdürdüm.

Tabi başta internetten böyle bir şey almak ne kadar doğru diye tereddüt ettim. Bu yüzden bu konuda da araştırma yapmak zorunda kaldım. Sağ olsun firmalar da bu konuyu düşünmüş olacaklar canlı müşteri temsilcileri yada telefon ile her türlü bilgileri verdikleri bir sistem oluşturmuşlar. Kafanıza takılan ne varsa soruyorsunuz cevaplıyorlar. Sizin fikirlerinizin yanında yeni fikirler üretiyorlar. Bundan oldukça memnun kaldığımı belirtmeliyim.

Ayrıca tüm bu aşamalarda çevremdeki bazı dostlarımın kafasını şişirdiğimi de itiraf etmeliyim. Ama dostluklar böyle zamanlar için değil mi? Onların fikirleri, benim hedefim ile birleşti ve sonunda kararımı verdim. Hem bütçemin en iyisi, hem dostlarımın tavsiyeleri, hem edindiğim bilgilerin sonucu, hem de bir cesaret ile internet üzerinden kırk yıldır bu işin içinde olan bir firmadan, alabileceğimin en iyisini yani hedeflediğim tek taşı, hayatımın geri kalanında yanımda olmasını istediğim insana aldım.

Şimdi düşünmeye başladığım husus belli; nerede ve nasıl bir evlilik teklifi yapacağım?  

 
Toplam blog
: 30
: 822
Kayıt tarihi
: 19.10.11
 
 

Öncelikle Merhaba... 1982 Zonguldak doğumluyum. Üniversite mezunuyum. Özel bir bankada yaklaş..