Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilik ve aşk; bir mutluluk yada bir hayal kırıklığı

Evlilik ve aşk; bir mutluluk yada bir hayal kırıklığı
 

Evlilikte ortak yönlerin varlığı önemli.


Evlilikte mutluluk üretmenin bazen zor, bazen önemsiz ,bazen de anlamsız olduğunu düşünülür.Çoğu kezde evliliklerde mutluluk üretmek akla gelmez, hayatın akışına bırakılır.  Oysa uzun süreli olmasını istediğimiz bir evlilikte, sürekli yenilenmek, sürekli mutluluk üretmek ve bundan farklı tadlar almak ilişkiyi ve yaşamı güzelleştirir. Bir söz var çokça dolaşır sosyal paylaşım sitelerinde.  Tanışarak evlendiğimizi sanıyoruz, oysa evlenince tanışırız diye. Bu yargı kesinlikle her  evlilik için geçerlidir diyemem ama çoğunlukla böyle olduğunu söyleyebilrim. Hemen her gün medyaya yansıyan ailevi olaylarda bir patlama mı var yoksa sadece bu olaylar gündeme geldiği içinmi biz çok sanıyoruz. Buda tartışılır... Ancak yinde de evliliklerimizin çoğu anlamından uzak paylaşımsız sıradan geçiyor. Yaşam koşullarının sürekli farklılaştığı iş hayatının yorucu geçmesi,iş ev  ve sosyal hayat ile varsa çocuklar  üçgeninin bir türlü dengeye oturtulamadığı yaşam çoğu kez hayatı çekilmez dayanılmaz hale getirebiliyor. İşte bu noktada özellikle farklı heyecanlar yaratmak uğruna eşler dışarda kısa süreli mutluluklar peşinde olabiliyor. Bu durum aldatma, aldanma ve daha büyük kırgınlıklar ve hayal kırıklıklarıyla geçebiliyor.

Tanımadan evlendiğimiz için evlenince tanıdığımızda   eğer  sürekli özleme umut ve heyecan duymuyorsak yaşam sıradanlaşıyor. Bir anda hiç bir aynı yönünün olmadığını farkediyor insan.  Oysa bu en önemli birliktelik konusu. Aynı tadı almak aynı duyguyu hissetmek  paylaşım açısından ruhsal doyum açısından çok önemli. Hepimiz mutlu bir anımızı paylaşmaktan en yakın arkadaşımıza anlatmaktan  sevinç  duymuyormuyuz?  İster romantik olsun ister gerçekçi günlük yaşamdaki bizi etkileyen bir çok şeyi bir dostumuza  anlatmaktan haz alıyoruz. Gerek alışverişte gördüğümüz güzel bir elbiseyi gerek bir sinema filmini gerekse yeni çıkmış bit kitabı okuduğumuzda, yada yağmur sesini dinlerken,  radyoda aniden yakaladığımız sevdiğimiz şarkı yada türküyü,bir akşam gün batımını bunun bizde yarattığı olumlu duyguları hemen paylaşma ihtiyacı hissediyoruz.  Bunun nedeni yanlız olmadığımız hissetmek ve paylaşma duygusunun verdiği çoşku, tatmin ve haz bence. Bu nedenle evlilikte de paylaşma dinleme ve anlama en önemli yere oturuyor. Bu açıdan sizi tatmin eden bir birliktelik cinsel istek ve ona karşı duyulan heyecan ile taçlandırılarak tamamlanıyor. Fiziksel olarak hiç te uyumlu görünmeyen insanların nasıl olupta bu birlikteliklerinden zevk aldıklarını merak ederiz. Bence burda göremediğimiz şeylerin daha önemli olduğudur. Yani beyinde olanları göremediğimizden sadece dışa yansıyanlar bizi yanıltabiliyor.

Erkek için en önemli değer dinlenme anlaşılma ve şefkat ve sevgi ile dokunmaktır  bence. Çünkü erkekler kadınlara göre daha güçsüzdür duygusal olarak. Kim ne derse desin bence erkekler daha zayıftır. Fiziki güç bu konuda bir anlam ifade etmez. Evlilikte aldatanların daha çok erkek olması bu zayıflıklarındandır. Sürekli kendilerini anlayacak dinleyecek onay verecek şefkat gösterecek sevgi ve aşk ile dokunacak bir sevgili bir karşı cins ararlar. Kendilerinin güçlü olduklarını sanarak güçsüzlüklerinin görünmesini bilinmesini istemezler. Daha çok şiddete baş vurmaları bundandır. Çünkü güçlerinin fiziksel güçten geldiğini düşünürler. Oysa güçlü olmak güçlü bir irade ve güçlü bir beyin gerektirir.Küçüklüklerinden beri bu şekilde büyütülen erkekler olgunluktan sonra bu yapının kendilerine dönen bir silah olduğunu anlarlar. Burada bu erkekleri bu şekilde büyütenlerin de bir kadın olduğu unutulmamalı. Her ne kadar gençlik yaşlarından sonra çevreden de etkileneselerde. Bu erkeklerin illaki egemen olması gerektiği yapı beyinlerine empoze edilince hayatta eş ve sevgili ile yaşanılan olaylarda duygusal olarak zayıf kalabilmekte iken farklı nedenlerle şiddet ve güç gösterisinde bulunurlar. Eğer sevgi ile şefkat ile anlayış ve paylaşma ile olgunlaştırılabilseler evlilikler ve birliktelikler çokdaha güzel çok daha yaşanılası olabilirdi.

Kadınlar asıl güçlerini kadın olmaktan alırlar.Yani inatçılıktan yani doğurganlıklarından yani aile içinde  erkek kardeşe göre ikinci sıraya konulmak onlarda çoğu kez farklı bir gücün büyümesine neden olur. Evlilikte  yaratılacak küçük mutluluklar aniden oluveren süprizler  her gelecek zamana umut ile özlem ile bakmayı sağlayacaktır. Erkeklere göre daha zeki olan kadınları eşlerin asla küçümsememesi gerekiyor. Bir çok şeyi eşleri için yaptıklarını onlara hissetirebilseler umuyorumki kadınlarda onlar için dünyayı cennete çevirebilecekler. Ancak evlilik öncesini iyi geçirmek ve bir çok ortak noktanın beraberce paylaşılabileceğine inanmak gerekiyor.  Erkekler Kurtlar Vadisi ni izlemekten zevk alıyorsa kadın Umutsuz Ev Kadınları dizisini yanlız izliyorsa, erkek futbol maçı izlerken kadın örgü örüyor yada evi temizliyorsa, kadın yemek yaparen erkek gazete okuyor yada internette kalıyorsa bir uyum ve paylaşım nasıl olabilirki. Bir mutluluk nasıl olabilirki. Oysa hepsinden her ikiside zevk alıyor olabilir. Bunu ayrı ayrı yapmak beraberce yapmaktan daha az mutluluk verir. Paylaşmak mutluluğu artırır. Futboldan hiç anlamayan hiç sevmeyen kadın eşi izlerken ona maç ile ilgili bir şey sorsa bu erkekte ona karşı olan hislerini artıracaktır. Mutfakte yemek yapan kadına eşi  salatayı ben yapabilirmiyim, yada yemeği de ben karıştırayım diyebilse, bunu yapmıyorsa bile masayı ben hazırlıyayımmı diyebilse kadın onun için yemeğe sevgi tadınıda katmazmı.?  Her sabah erkenden uyanarak kahvaltı hazırlayan kadına, haftada bir yada  ayda bir ondan erken uyanıp kahvaltı hazırlasa erkek, ve sonra eşini, sevgilisini sadece saçlarından öperek uyandırsa günün o muhteşem saatlerinde. Kadın  ne hisseder.? O değeri o güzelliğin karşılığını verebilmek için ne çok şey düşünür.

Ya Kadın.? Erkeğin beklediği ilgi ve sevgi onun elbiselerini gömleğini ütülemekten ona her öğün yemek hazırlamaktan geçmez. Senin için ne çok şey yapıyorum demek erkek için hiç bir şey ifade etmez.  Ne çok şeyi yapmasından çok yapıyor olmasını hissettirmesi gerekir erkeğe. Çünkü erkek görmez, görmek istemez göremez yapılanları. Ama hissederse unutmaz asla. Ona hissettirmek gerek.Çünkü kadınlara göre daha dugusaldır. Kadının yaptıklarında bir sıradanlık bir monotonluk varsa gittikçe  daha çok yorulacaktır. Erkeği için yaptıklarına sevgiyi ekleyemiyorlarsa bu yorgunluk artarak devam edecektir. Oysa yaptıklarının hissedilmesi karşısında bunu sözle  yada eylemle küçük süprizlerle dile getirmek ve paylaşmak onların bütün yorgunluklarını alıp götürmezmi.? Erkeğin bunu  yapması için hissetmesi ve özlemesi gerekiyor o anı. 

Habersizce alınan bir sinema bileti yada   bu akşam yemeği ben yapacağım önce senin  sonra ikimiz için sözleri,belkide akşam yemeğinden sonra gizlice  planlanan bir şarap tadımı anları,kadının en sevdiği diziyi merak edip izlemek,onunla paylaşmak hatta eleştirmek muzip esprilerle kadında harika bir birliktelik davetinin işaretleri olarak algılanabilir ve buda erkeğe nefis bir zaman paylaşımı olarak dönebilir. 

Bir akşam iş çıkışı yağan yağmurda yürümeyi paylaşmak,en çok sevdiği  anları kurgulamak bir süprize dönüştürmek zor değil ama çok şey katacak birlikteliğe. Herkesin bir çocukluk yanı var ne kadar büyüsekte. Herkesin bir çılgın yanı var ne kadar olağan  olsakta. İşte bu yönlerimizi ortaya çıkarabilecek ortamları yaratabilmeliyiz  yaşamda ki, bunları başka yerlerde başkalarıyla aramayalım. Bu arayışlar hep uyumsuz  ve ortak yönlerimizi bulamamaktan yada olmamasından kaynaklanıyor. Dışarda bulduklarımızı bir an daha değerli sanırız ama bir zaman sonra asıl cevherin asıl değerin dışarda olmadığını  anlarız. 

Kadınların yaptıkları en büyük hatalar ise  ev ile olan değerleri eşlerinden daha ön plana almaları bence. Mesela evi temizlemek için erkeğini dışarı göndermek yterine bunu birlikte yapabilecek ortamı ve durumu planlamak daha değerli ve mutluluk yaratıcı olmazmı. Erkeğini bu zamanı paylaştığı için farklı bir kaç yol ile ödüllendirebilmeli kadın. Bu yolları bulabilecek zekaları ve dişilikleri kesinlikle var. Temizlik yapmak insanda çok güzel duyguları yaratabiliyor. Ama al sana süpürge  sen süpürme işini yap bende camları sileyim, yada sen  parkeyi sil bende çamaşırları yıkayayım derse bir kadın erkekten klasik tepkileri alması kaçınılmaz  .Bu nedenle ev ile ilgili maddi değerler ile ilgili konuları ne kadar ön plana çıkarırsa kadın o kadar uzaklaştıracaktır erkeği kendinden.  Erkeğe cinsel beraberliğe yakın haz ve mutluluk verecek paylaşımları yaratabilir kadın. Bu potansiyeli kesinlikle var. Belki bu konuda düşünmüyor yada kendilerini hayatın olağan akışına bırakarak manevi ve hissi değerlerin önemini ve gücünü küçümsüyor. Değerinin erkeğe hizmet ölçüsünde oduğunu düşünmesi yanlışlıklar getirebiliyor. Kadınına onu  değerli anlamlı ve kendisinden daha birikimli olduğunu hissettiren erkek ise bunu mükafatını mutlu bir  paylaşım ve huzur ile kesinlikle fazlasıyla alacaktır. Bir erkeğe ne verdiyseniz onu alabilirsiniz. Ama kadına verdiğiniz den daha fazlasını alırsınız. Bu olumlu da olsa olumsuzda olsa.

Hem kadın hemde erkek için  küçük farklılıklar yaratmak çok zor değil. Küçük mutluluklar hiç uzakta değil. Zaten mutluluk dediğimiz şey  öyle uzun yıllar süren bir olgu değil. Küçük hazların sevinçlerin bir bütünü. Küçük küçük ama çokça yaratabildiğimiz bu anlar  bu paylaşımlar her zaman yaşama ümit ile  sevgi ile bakmamızı sağlayacak ve güzel ümitlerle beklenen geleceği daha yaşanılası yapabilecektir. Geleceğin bize gülümsemesi çok zor değil. Ama kadın rölünü ne kadar iyi yaparsa. Erkek baskın toplumda kendisinin daha güçlü olduğunu kabul ettiremesede bunu uygulayabilecek  gizli  gücü var. 

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..