Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '13

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evliliklerde boşanma üç nedenle olur: Eşini sevmezsin, evliliğe karşısındır ya da başkası vardır

Evliliklerde boşanma üç nedenle olur: Eşini sevmezsin, evliliğe karşısındır ya da başkası vardır
 

Eşinden boşandığın zaman sadece onu sevmediğin düşünülüyor. Ayrılık panosunda “geçimsizlik” diye bir ana konu var ama bunun neyi içerdiği pek belli değil. Genelde fikirlerin uyuşmadığı, ailede şiddet olduğu gibi standart konular öne çıkarılıyor ama bizim bilmediğimiz konular da pekâlâ boşanmanın nedeni olabilir.

Tüm bunları üç ana başlıkta toplayabiliriz. Boşanmanın nedeni ya eşini sevmezsin ya evliliğe karşısındır ya da başkası vardır. Yani başka bir detay neden olsa bile asıl gerekçe bu üçünden biridir. Evlenirken eşinizin zamanla alışırım diye kabul ettiğiniz durumlarına zamanla alışamayışınız bile nedendir. Fark edemedim boyu uzunmuş, sonra gözüme batmaya başladı, ben parlak saçları severim yeteri kadar parlak değilmiş gibi bir sürü neden çıkarılsa da en popüler ayrılma nedenleri eşini sevmeme, evliliğe karşı olma ya da başka birinin olmasıdır.

Ve bunlardan sadece eşini sevmeme, biraz da başka kadın boşanma nedeni olarak görülür ama evliliğe karşı olma hesaba katılmaz. Oysa bu önemli bir nedendir. Ama hiç kimse ben evliliğe karşı olduğum için eşimden ayrılıyorum demez. O zaman da madem evliliğe karşıydın neden evlendin derler. “neden öyleydi de böyle oldu” söylemleri kulağıma girmez zira insanlar düşüncelerine aykırı davranabilirler, yaptıklarının farkında olmayabilir ve sonradan hatalarını anlayabilirler; bu durum suçlama konusu olamaz.

Zaten evliliğin başında kişi ne düşüneceğini pek bilmez. Ahu gibi bir kızla kol kolayken evliliğin yanlış bir şey olduğunu düşünemezsiniz. Bunu ancak o ahunun ahuluğu kalmadığı zaman fark edersiniz. Kişilerin hata yapıp sonradan pişman olma hakları vardır, bu nedenle onları suçlayamayız; ancak sonradan fark edebilmiştir yanlışını. Ve evliliğe karşı olmak da evlenmeme ya da zaten evliyse ayrılma nedenidir. Kişi bunu yaşayarak görmüş ve anlamıştır. Bunu ileri sürerek eşinden ayrılabilir.

Eşini sevmeme de benzer durum vardır aslında. İstisnalar dışında işte bu kızı bu erkeği alacaksın diye ensenize silah dayamıyorlar. Beğendin aldın/vardın şimdi de sevmiyorum diyorsun. Burada biraz üçkâğıtçılık vardır. E tabii ki o zaman güzeldi, şimdi eski güzelliği kalmadı. Yani artık beğenmiyorsun. Biraz iyi niyet yok ama yine de insanların maalesef buna da hakkı var, olmalı. O zaman güzeldi, beğeniyordum ama şimdi çirkinleşti beğenmiyorum demeye yani.

Yani yaşlanmak (daha orta yaşlarda) insanı bu kadar değiştirmemeli. Hastalık vs durumlar dışında bir kişi eşini severek beğenerek almış şimdide beğenmiyorum diyorsa o eş kızmak yerine kendini sorgulamalı. Eşinizin beğendiği şekilde olmak zorundasınız. Eşinizin sizi beğenmeme ve bunu söyleme hatta buna dayanarak sizden ayrılma hakkı vardır. Ama burada sahtekârlık olmayacak. Yani başka bir kadın var ve sizi onun için beğenmiyorsa, sen güzel değilsin diyorsa olmaz.

Başka kadın da olabilir ve eşiniz bunu gerekçe göstererek sizden ayrılabilir. Yalnız bunu gizli kapaklı değil açık olarak yapmalı. “Ben Ayşe’yi/Gökhan’ı seviyorum (beğeniyorum) bu nedenle senden ayrılıp onunla evlenmek istiyorum” Başka kadın konusunda hep kavgalar oluyor ama başka kadın/ya da erkek çok normal bir ayrılma gerekçesidir. Yanlış olan hem karınla/kocanla yaşayıp hem de başka kadınlarla/erkeklerle ilişki içinde olmaktır. Ve eğer yakalanmıyor, gizlice sürdürebiliyorsan (karın /kocan ya da hiç kimse bilmiyorsa) zaten ortada olmayan bir şey vardır ve hatadan bahsedilemez. (Becerebilene yar helal olsun)

Görüldüğü gibi Kerim Korkut düzenleri az biraz şeytani; ama zaten ben hiçbir zaman dürüst biri olduğumu söylemedim. İnsanlar mutlu olsunlar (ama birbirlerini de üzmesinler) ne yaparlarsa yapsınlar. Daha önce söylemiştim, mutlu etmek kavramını ben kabul etmiyorum. Hiç kimsenin böyle bir görevi/mecburiyeti yoktur. Ortada mutluluk verici şeyler vardır, isterseniz alırsınız. Ama ana yaklaşım kendin mutlu olmaktır. İnsan çiçekten bal alan arı olmalı. Elbette bu mutluluktan çiçek de kendine düşeni alacaktır. Zaten mutlu olduğunuz zaman mutlu edersiniz. Başkasını düşünerek yapılan şeyler mutluluk vermez. Siz kendiniz için mutlu olun, mutlu olmak için vadilerden geçmek zorundasınız. İsteğiniz/arzunuz o vadileri de coşturacak mutluluk tam olacaktır.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..