Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evliliklerde krizler fırsata dönüşebilir mi? (Bölüm: 3)

Evliliklerde krizler fırsata dönüşebilir mi? (Bölüm: 3)
 

‘’Geçenlerde düğün cd mi izliyordum. Kendime inanamadım. Ağzı kulaklarında, mutluluktan şıkır şıkır oynayan, hayran hayran damadının gözlerinin içine bakan gelin ben miyim? Eğer o bensem bugün suratından düşün bin parça, mutsuz, yorgun, bu adamla nasıl evlendim ben diyen kim?

Evlendiğim adam, damadım, eşim, hayran olduğum kişi düğün cd imdeki adamla, bugün birlikte olduğum, ama her yaptığı ve söylediğiyle adeta varlığı bana batan adam aslında aynı adam. Öyleyse değişen ne?’’

Sorusu ile başladı kendini ifade etmeye danışanlarımdan biri ve devam etti.

‘’Aklımı kaçıracağım, inanamıyorum, neden bu kadar farklı şeyler hissediyorum. Sürekli düşünüyorum nerede hata yaptım? O gün göremediğim, bugün gözüme batanlar kendilerini nasıl sakladılar?

Aslında saklı falan da değillerdi. Ama o zaman bunları anlayışla ve hoşgörüyle karşılıyordum. Herşey çok kolay üstesinden gelinebilir, aşılabilir geliyordu bana. AŞK vardı aramızda ve AŞK HERŞEYİ HALLEDERDİ nasılsa…

AŞK bitti.

Önceleri sürekli şikâyet ediyordum. Sonra bıraktım. Yıldım, Yoruldum. Asla dinlemiyor ve hiçbir şey değişmiyor yaşamımızda. Bıraktım ben de. Ama bu bırakma kabul etme anlamını taşımadı asla sadece arkama attım ve biriktirdim sorunlarımı üstünü örterek ve g örmezden gelerek her geçen gün patlamaya hazır bir yanardağın üstünde oturarak. Böylece biriktirdiklerim farklı kanallar kullanarak aktı dışarıya. Ben de onu önemsemiyorum eğer o beni önemsemiyorsa diyerek kendime bakmaktan vazgeçtim önce. Sacımı taramadan, üstümü değişmeden, karşıladım akşamları onu. Nasılsa benimle ilgili değişiklikleri fark etmiyordu. Çok bilirim saçımı boyattığımı anlamadığını, ya da yeni bir elbise giydiğimde fark etmediğini. Eee öyleyse…

Zaten o da bakmıyor artık kendine dişlerini bile fırçalamıyor geceleri. Özensiz ve dikkatsiz. Ama işine asla bakımsız gitmez. Her sabah duşunu alır, tıraşını olur, tertemiz giyinir ve jilettt gibi gider işine tabi iş ve iştekiler önemli… Ben eşim sadece.

Konuşamıyoruz bile. Yorgun oluyor çünkü kafası çok doluymuş ve boşaltmak istiyormuş TV izleyerek. Bunu da anlayamıyorum her kanalda aynı olan haberleri izleyerek saatlerce aynı şeyleri duyarak o kanaldan bu kanala geçmesini. Sesim bile artık onun için yorgunluk artırıcı demek ki. Zaten ben de mutfakta dizilerimi izliyorum aman rahatsız olmasın dinlensin diye.

Her geçen gün daha da yabancılaşıyoruz biz iki âşık. Her akşam kapıyı sanki bir yabancı adama açıyormuş gibi hissediyorum. Eskilerden aşina olduğum bir yabancı.

Çok mutsuzum. Hani bir resim vardı. Denizin ortasında bir denge çubuğunda iki kafes olan. Kafeste kapalı olan kuş boğulmasın diye diğer kafesin dışındaki kuşun beklediği. Ben hangisiyim diye düşünüyorum.

Akışa bıraktım kendimi. Vazgeçtim her şeyden. Çözümü olmadığın düşünüyorum. Değişmiyor ve değişmeyecek biliyorum. Yıldım artık; bıktım usandım uğraşmaktan…’’

 
Toplam blog
: 32
: 1690
Kayıt tarihi
: 16.09.08
 
 

1970 yılında istanbul'da doğdum. Marmara üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunuyum. Psik..