Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

26 Nisan '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilikte Sorunlar ve Güçlükler

Evlilikte Sorunlar ve Güçlükler
 


Aşk, iki insanın evlenmesindeki temel sebep olabilir; fakat çoğu zaman bu, kısa süren bir evredir. Genellikle, ilişkideki yenilik duygusunun yerini alışkanlığa bıraktığı bir dönem gelir. Eğer eşler ruhsal bakımdan olgunlaşmışsa, bu durumu kabul ederek aşktan sevgiye yumuşak bir geçiş yaparlar. Bu durumda ilişkileri, evlilikdışı ve mesleki çalışmaları için sağlam bir zemin oluşturur.

Eğer eşlerden biri ya da her ikisi olgunlaşmamışsa, kendini eğitmemişse ve en önemlisi, evliliğin yanı sıra kendisine heyecan veren başka bir uğraşı yoksa, o zaman aşkın bitişi evliliği derinden sarsabilecektir. Boşanmaların yüzde kırkı, aşkların parlayıp söndüğü bu ilk beş yıl içerisinde olmaktadır ve en sık görülen boşanma sebeplerinden biri de aslında heyecanın bitmesidir. Bazı çiftler, bir gün şaşılacak bir şekilde aralarında konuşacak hiçbir şey kalmadığını farkederler... Diğer dostlarıyla konuşmaktan zevk aldıkları konuları eşlerine açmak, onlarla tartışmak gelmez içlerinden. Bu, başlangıçtaki heyecanın sağlam bir arkadaşlıkla desteklenmemiş olduğunun göstergesidir.

Bir başka bunalım sebebi de ilk çocuğun doğumudur. Çocuk doğana kadar serbest, kaygısız bir yaşam sürmüş olan çiftler, birdenbire oldukça ağır bir sorumluluğu yüklenince derin bir sıkıntı duyabilir, hatta bir ruhsal çöküntü içerisine girebilirler. Kendilerini hapsedilmiş, sınırlanmış hissedebilir, bu ağır sorumluluktan kurtulmak için evden uzaklaşmak isteyebilirler. Öte yandan kadın eşin kendini bütünüyle bebeğine vermesi, kocasını ihmâl etmesi de ilişkiyi gerginleştirebilir. Bu durumda birçok koca, evde bulamadığı sıcaklık ve ilgiyi dışarıda aramaya başlar. Bu sebeple çiftlerin kendilerini hazır hissetmedikleri ve gerekli maddi koşullara sahip olmadıkları sürece çocuk yapmakta aceleci davranmamaları gerekir.

Buna karşılık, eşlerden birinin kısır olması da düş kırıklıklarına ve çatışmalara neden olabilir. Diğer eşten bir suçlama ya da yakınma gelmese dahi, kısır olan eşin kendini suçlu hissetmesi, bir soğukluk ve uzaklaşmaya sebep olabilir. Bunun olmaması için, aradaki sevgi bağının azami güçlü olması yetmez; aynı zamanda eşler arasında sağlam bir arkadaşlık da olmalıdır. Aksi halde, dile getirilmemiş sıkıntı ve kızgınlıklar bir gün daha da yıkıcı bir şekilde yüze çıkabilir.

Aşk, bir boyutuyla aşık olan insanın temel ruhsal ve duygusal gereksinimlerini sevgilisinde doyurması demektir. İnsan, bu gereksinimlerin ne olduğunu tam olarak bilmese bile bir doyum duygusunu tadar. Evlilik süresince, çoğu zaman farkında bile olunmadan, bu duygusal gereksinimler değişir. İşte eşlerden birinin bu değişimi anlamaması, duyarsız ve tepkisiz kalması, bir boşluk duygusunun doğmasına yol açacaktır. Ruhsal gereksinimleri artık karşılanmayan eş, kendisinin bir yerde, eşinin ise başka bir yerde olduğunu düşünür.

Evlilikte en çok rastlanan problem, bencillik ve onun sonucu olan hoşgörüsüzlüktür. Mesela, eşlerden birinin eşini ihmâl ederek, kendi başına veya arkadaşlarıyla eğlenmesi, en çok şikâyet konusu olan noktalardan biridir. Şüphesiz bu, daha ziyade kadınların yakındıkları bir sorundur. Burada önemli nokta, kişinin eşini sadece bir eş olarak değil, aynı zamanda bir sosyal varlık olarak da görebilmesidir. Bir eşi sadece "evin ekmeğini kazanan adam" ya da "ev kadını ve çocukların annesi" olarak görmek, sonunda evliliği bir çıkmaza sokacaktır.

İlişkinin gerginleşmesine yol açan noktalardan biri de eşlerin cinsel istek ve kapasitelerinin farklı düzeyde olmasıdır. Çoğu zaman erkekler kadınlardan daha isteklidir... Hem birleşmenin sıklığı, hem de aşk oyunlarının çeşitliliği bakımından durum böyledir. Lâkin bunun tam tersi de sözkonusu olabilir.

Aslında bunların, birbirini anlayan eşler arasında önemli bir sorun çıkarmaması gerekir. Evlilik, aynı zamanda karşılıklı bir cinsel eğitim süreci olarak da görülebilir. Zaman içerisinde erkek ve kadın, birbirlerinin cisel eğilim ve kapasitelerine uyum gösterebilirler. Cinsel uyumsuzluk, çoğu zaman başka bir anlaşmazlığın neticesidir. Erkek ya da kadın cinsel birleşmeyi reddederek eşinden öcalıyordur.

Duygusal sebepler kadar pratik sorunlar da bir evliliği çıkmaza sokabilir. İki insan evlenmekle bir ekonomik birim yaratmış olurlar... Ortaya çıkan maddi sorunlar bu birimi sarstığında, bundan evliliğin duygusal yönü de yara alabilir. En sıkça rastlanan sorunlardan biri, yeni evlilerin ayrı bir ev tutamaması ve erkeğin ya da kadının ailesinin evinde oturmak zorunda kalmalarıdır. Bu durumda, ana - babalardan hiçbir müdahale gelmese dahi, başka bir evde oturamamaktan doğan mahremiyet eksikliği eşler arasında sıkıntılı bir gerilimin doğmasına sebep olabilecektir.

Pratik sebepler yüzünden eşlerin birbirleriyle yeteri kadar ilgilenememeleri de bir evlilik ilişkisinin yavaş yavaş tahrip olmasına yol açar. Kadının kendini bütünüyle çocuğuna vermesi veya erkeğin sadece işiyle ilgilenmesi bu duruma örnek teşkil eder.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..