Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilkte güç dengesi

Evlilkte güç dengesi
 

Ortalarda bir yerlerde buluşabilmeyi başarmak gerekiyor...


Bizim toplumumuzun eski kuşakları erkek egemen bir geleneğin etkisinde, ömürlerini geçirmişler. İslamiyetin- birçok konuda olduğu gibi- kadının, aile ve toplumdaki yeri önemi konusunda da yanlış yorumlanması yüzünden, bu gelenek din olgusu ile daha da hakim konuma gelmiştir.

Oysa tarih derslerimizde İslamiyetten önceki Türk toplumunda kadını; devlet idaresinde, savaşta, ailede erkekle eşit söz hakkına sahip olduğunu gördük.

Çalışma yaşamında sıkça görülmeye başladığı, son 35-40 yıl içinde kadın, varlığını şöyle ya da böyle kabul ettirmeye başladı toplumumuzda. Doğal olarak ülke ekonomisinin getirdiği zorunluluklar nedeni ile ailede sadece erkeğin çalışıp eve para getirmesi yeterli olmamaya başladı. Dolayısıyla kadınlar da, sayıları hızla çoğalarak çalışma hayatında aktif olarak yer almaya başladılar.

Kırsal kesimde zaten birlikte savaş veren kadın ve erkek, kent yaşamında da hemen her sahada birlikte görünür oldular.

Ama ne hikmetse,geleneksel aile eğitimi alan Türk erkeği, karısının da kendisi gibi çalıştığını, para kazandığını evin kapısından girince hemen unutuverir. Mutfağa yemek hazırlamak için değil karnını doyurmak için girer çoğunlukla.

Zavallı kadın! ... Eve geldiğinde, en az kocası kadar yorgun, sinirli, ve açtır. Ama kariyeri hangi düzeyde olursa olsun ,kolları sıvayıp işe girişmesi gereken odur. Çünkü kadındır. Çocukların sorunlarıyla ilgilenmesi gereken de odur çünkü, annedir.

Yetiştiği ortamları, dünya görüşleri, karakterleri farklı insanların, aile kavramına bakış açıları da farklıdır mutlaka.

Karısını, çocuk bakımı ve ev işleri gibi konularda yalnız bırakmayan kocalar da vardır. Eve gelince, ayaklarını uzatıp ,karısının eline çay vermesini bekleyen kocalar da...

Dediğim dedik deyip, karısını kendi ailesine ezdiren, buna göz yuman, aile ekonomisini kendi bildiğince yöneten kocalar da vardır. Annesi ile karısı arasındaki dengeyi başarı ile kuran, evin gelir gideri konusunda da karısına söz hakkı tanıyan kocalar da...

Bir evliliğin uzun ömürlü olması, güç dengesinin sağlamlığına bağlıdır.Her iki taraftan biri, He-man gibi "güç bende" der , diğerini kendi egemenliği altına almaya çalışırsa, çatışmaların başlaması kaçınılmazdır. Ev hanımları için de aynı durum söz konusu kuşkusuz.Ama; çalışan bayan, insan olarak elbette, haksızlığa uğramanın ezikliği ile bir başkaldırı içine girecektir. " Ben de bu evin giderlerine katkıda bulunuyorum, ben de yoruluyorum, benim de evimde dinlenme hakkım var" demesi kadar doğal ne olabilir.

Bir evliliğin yürümesi için, bir taraf sürekli ödün vermek zorunda kalıyorsa, ödün veren taraf beden ve ruh gücünün elverdiği ölçüde dayanacak, dayanamadığı yerde de "benden bu kadar" deyip çekip gidecektir . Veya çevre koşulları, ailevi nedenler, en önemlisi de çocukların üvey anne _üvey baba elinde büyümemesi için yaşlanıncaya kadar çekecek, kabullenecektir. Yaşlandıktan sonra da zaten çoğu şeyin önemi kalmamıştır veya karşı tarafın baskılarını iyiden iyiye kanıksamıştır. Bazen de yaşlanan çiftlerin rol değiştirdiklerine şahit oluruz. Baskıcı eş, baskı uygulayıcı konumuna gelir çeşitli nedenlere bağlı olarak.

Sürekli ezilen, değeri bilinmeyen, şiddet gören "kan kusup, kızılcık şerbeti içtim" diyen eskinin kadınları mı; günümüzün ayakları yere basan ama aşırı özgürlükçü, tahammülsüz kadınları mı takdire değer. Bunun cevabını sanırım, gençler başka, yaşlılarımız başka vereceklerdir.

Fikrimce; her konuda olduğu gibi en güzeli orta yol.

Ben diyorum ki, geleneklerimize bağlı olalım, kocamıza önlük takıp ben de çalışıyorum deyip ayaklarımızı uzatmayalım, aklımıza estiği gibi sorumsuz hareketlerden kaçınalım. Ama aynı zamanda ; kendini saydırmayı, onunla eşit haklara sahip olduğu gerçeğini sezdirmeyi, kabul ettirmeyi becerebilenlerden olalım.

Evlilikte güç dengesinin; sevginin, saygının devamlı olmasını sağlayan en önemli etken olduğunu düşünüyorum.







.














 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..