Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Evrensel acı

Evrensel acı
 

Hayat 

Tümüyle çıkmaz sokak 

Tüm çağların acısı lime lime içimde, ölen ölmeyen, vurulan, boğulan, kırılan, canı yanan kim varsa hepsinin hayal kırıklığı, dehşetli gözleri kocaman açılı duruyor beynimde. Kafamda yer kalmadı, keskin acılardan neyim varsa sağlam duran yandı, yandım ben, kafamı öte yana çeviremiyorum. İki kaşım ayrılamaz oldu ortadan, gözyaşımı tutamıyorum. Ben akıllı, her gün onlarcasını dinleyen ben, kendi sesimi duyamıyorum, bittim. Geçmiyor hezeyan gibi çakıldı kafama, itemiyorum. 

Dünya bomboş
Ortadan ikiye çatlasam da bir anlam bulamıyorum
Bir evrensel umut heyecan, bir din, bir ilham tutturamıyorum.
Bitti
Bu sefer gittiğim yerden gelemiyorum.
Tüküreyim aşkına, bu sefer ben içime dolan kanı boşaltamıyorum
Kafamı önümden kaldırıp, boynumu dik tutup da masama bakamıyorum. 

Hepsi taze
Çığlıklar, korkular…
Capcanlı zihnimde.
Minik avuçlar, korkulu sözler
Boş umutlar
Keskin öfkeler
Dönmüş gözler
Çakıldı. 

Çakıldı kafama Kayseri’nin minik maktullerinin onlardan çok ömrü olan şekerleri ve yine şeker için bilmeden çıkardıkları minik ayakkabıları, çorapları… Genç Osman’ın çaresizliği, Hrant Dink’in ayakkabıları sonra, benim kafamda capcanlı duruyor trafikte yitmiş bir isimsizin çantası, içinde görmediğim faturası, dişçinin numarası ve eskimiş kenarıyla hem de. Boşu boşuna saçı tutturan toka, öğlen yenen yemek, bin kişiden seçilen lala, dipten çıkartılan kum, gönül alma, iyi bir söz, bin yıl, üç bin yıl, halıya dökülen dondurma, seneye giyilecek hırka, vara yoğa bağıran anne, yok bağlanma yok ayrışma, çıkarma, çarpma, toplama, yok tutarsızlık, yok adalet saplantısı… 

Beni al
Ben gelemiyorum, yine de yiyorum, yine de korkuyorum çünkü
Al artık
Dayanamıyorum 

Hepsinin yası tek bir ruha ağır geliyor bir yana, aynı hayvan benim içimde de barınıyor.
Dün olan, bin yıl öncekiler ve bir de kendi öfkem yaşayamıyorum bu ağırlıklarla ben. Varsa katlin, ölümün bildiğimden başka bir anlamı öğrenmek istiyorum acilen, bir dergâhta 70 sene çorba yapmaksa sırrı ona da razıyım, Şems’in kendi ölümüne baktığı gibi bakabilmek istiyorum tüm bu hayat denen vahşete. 

Devam edemiyorum, yarışa dönemiyorum, tıkandım.
Bittim.
Kulaklarım sağır oldu.
Şimdi artık benim belki tek tutar yanım,
Ömrüm oldukça, sıcak kaldıkça avucumda tutacağım iki inci tanesidir.
Selim'im
Can'ım
Başka bir şey yok
Hayat için benim gözümde “ama” da yok “öte yandan” da.
Hayat önce kısa şaşkınlık ve ardından gelen balta, çuval, acı, ama...
Hepsi bu.
Gerisi boş şaşaa
Boya
Uyum
Açlık
Tabi o da inanana? 

 
Toplam blog
: 39
: 625
Kayıt tarihi
: 31.07.07
 
 

34 yaşına girdim profilde hala 30 yazıyor bir türlü değiştirmeyi beceremedim, dur bakalım bu sefe..