Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '12

 
Kategori
Bilim
 

Evrim teorisinde can alıcı noktalar - Hayat Ağacı 1

Evrim teorisinde can alıcı noktalar - Hayat Ağacı 1
 

Hayat ağacı


Dünya, şimdilik, üzerinde canlılık olduğu bilinen tek gezegendir. Hayvanlar, böcekler, bitkiler, algler ve tek hücreliler olarak olağanüstü bir canlılık çeşitlemesi vardır. Sayı olarak bu çeşitlenme 6-100 milyonu bulur. Hiç kimse kaç farklı türün olduğunu bilmiyor. Hayat her yerdedir. Tek bir türün birçok alt türü vardır. Örnek olarak, 200’den fazla maymun türü bin çeşit yarasa, tahmini olarak 350 bin böcek türü, 500 bin kadar bitki türü vardır.

Bu çeşitlilik onların incelenmesini güçleştirir. Benzer olanların yan yana getirilmesi ve bir sınıflamanın yapılması bu zorluktan kaynaklanmıştır. Böylece ortaya çıkan ve gözler önüne serilen türler arasındaki benzerliklerin büyüklüğü ve farklılığı, bu canlıların değişiklikler geçirerek birbirinden türemiş olabileceğini, yani evrim teorisini gündeme getirdi.

Yahudilerin kitabı ve Hıristiyanların birinci kitabı Tevrat’a göre Tanrı evreni altı günde yarattı. Yaratılış sırasında üçüncü günde bitkileri, beşinci günde balıkları ve kuşları, altıncı günde memelileri ve Adem’i, Adem’in kaburga kemiğinden de Havva’yı yarattı. Bunun böyle olduğuna yaklaşık 3 bin yıl inanıldı.

1831 yılında, İngiliz Beagle gemisiyle araştırma gezisine çıkan 22 yaşındaki Charles Darwin, gözlemlerine dayanarak ve 28 yıllık bir çalışmanın sonucunda bu inancı değiştirmiştir. 1859 yılında, canlılar arasındaki türleşmenin nasıl olduğunu açıklayan Türlerin Kökeni adlı kitabı yayınlanmıştır.

1835 yılında Galapagos Adalarında, birbirine benzeyen fakat her biri ait olduğu adaya özgü, adanın özelliklerine uyumlu kaplumbağaların, kuşların ve böceklerin var olduğunu gözlemledi. Acaba bunların her biri Tanrı tarafından adaya özgü olarak mı yaratılmış, yoksa bir türden farklılıklar göstererek türeyip yaşadıkları adanın şartlarına uyum mu sağlamışlardı?

Darwin İngiltere’ye dönüşünde topladığı bütün örnekleri sınıfladı ve konunun uzmanlarına yolladı. Sonuçta başta kendisi olmak üzere birçok uzman bir türleşmenin var olduğunu kabul etti. Bugün evrim teorisine en çok karşı olanlar bile en azından tür içinde türleşmenin varlığını kabul ederler. Etmek zorundadırlar. Yoksa örnek olarak insanlar arasındaki çeşitlilik nasıl açıklanabilir? Havva 40 siyah derili, 40 beyaz, 40 Çinli ve 40 Kızılderili doğurdu diyerek mi? Gerçekte insanlar arasındaki çeşitlilik bu dört temel farklılıktan daha fazladır. Bir Hintli, siyah derili olmasına rağmen Afrikalılara benzemez. Beyazlar arasında da bilindiği gibi farklılıklar vardır. Bu böyle gider.

Günümüz DNA ve genetik çalışmaları Darwin’i doğrulamıştır. Bir canlının özelliklerini sahip olduğu genler belirler. Genler bir canlıdan başka bir canlıya transfer edilirse, o canlının özellikleri değişir. Örnek olarak karanlıkta ışık saçan bir fare türü elde edilebilir.

Doğal ortamda türler nesilden nesle çok küçük farklılıklar gösterir. Ancak uzun süreler söz konusu olduğunda bu farklılıklar birikerek büyük farklılıklara sebep olur. Öyle ki farklılıklar artık önceki ve sonraki türün genlerini taşıyan canlıların çiftleşmeleri durumunda yeni bir canlı oluşturmaz. Gen uyuşmazlığı ve artık ortada iki farklı tür vardır.

Canlılar soylarının devamını garanti altına almak için gerektiğinden fazla döl verirler. Bir köpek veya kedi bir kerede 6 yavru doğurabilir. Doğal ortamda bunların hepsi yaşayacak gücü bulamaz. Bir kedi, veya köpek 15 yıllık ömrü boyunca omlarca yavru doğurur. Gerçekte 2 tanesinin hayatta kalması soyun devamı için yeterlidir. Peki o zaman neden cu kadar çok yavru doğururlar? En güçlü ve iyi durumda olanın çevre şartlarına en fazla uyum gösteren ve direnebilenin hayatta kalabilmesi için. Bu şart çok önemlidir ve evrimin şartı olan doğal seçilimi oluşturur. Doğal seçilim (Natural selection) adını Darwin vermiştir.

Doğal Seçilim ve Türlerin Kökeni yayınlandığı zaman bütün dünyada tepki topladı. Tepkilerin en büyüğü de insanın maymun benzeri bir canlıdan geldiği iddiasıydı. Bugün, bilimsel verilere dayanarak bu iddianın doğru olduğunu biliyoruz.

Bir de insanlar tarafından yapılan yapay seçilim vardır. İnsanla içli dışlı olmuş hayvanlar çok çeşitlidir. Atlar köpekler, kümes hayvanları, büyük ve küçükbaş hayvanlar, buğday gibi bitkiler çok çeşitlidir. Bu çeşitliliğin sebebi insanlardır. Örnek olarak bütün köpekler kurt soyundan gelirler.

Yapay seçilim birkaç yüzyıldır varken doğal seçilim milyonlarca yıldır olmaktadır.

Nasıl Einstein’ın genel görelilik teorisi büyük patlamanın ilk anlarını açıklamazsa, Darwin’in evrim teorisi de hayatın nasıl başladığını açıklamaz. Hayatın nasıl başladığı konusu evrim teorisinin kapsamı dışındadır. Evrim teorisi hayat başladıktan sonra olanlarla ilgilenir. O bakımdan yaratılışçıların evrim teorisine yaptıkları ‘bir proteini bile yapamazsınız’ eleştirisi tümüyle geçersizdir. Bunun gibi, Miller deneyi ve benzeri deneyler hayatın nasıl başladığına ait deneylerdir ve onların da evrim teorisiyle ilgisi yoktur. Evrimin nasıl oluştuğu ise, gözlemler, genetik bilgisi ve  fosillerin yardımıyla, teori tarafından çok iyi, şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde açıklanmaktadır.

Kaynak: BBC yayınları

 
Toplam blog
: 125
: 6625
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

İstanbul 1980 doğumluyum. Yüksekokul mezunuyum. İstanbul'da oturuyorum. Dünya ve çevre hakkında düşü..