Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '10

 
Kategori
Bilim
 

Evrimi kökünden çökerten gerçek

Evrimi kökünden çökerten gerçek
 

Tek Bir Hücre Evrimi Çökertmeye Yeterli


Yüzyılın en büyük yalanı olan evrim diye bir teori var. Ne kadar saçma ve çürük temellere dayandığını her gün ilerleyen bilim sayesinde bir kez daha anlıyoruz. Milyonlarca fosil bize evrim yok yaratlış var diyor. Çünkü bütün canlılar ilk yaratıldıkları gibi günümüze kadar hep aynı kalmışlar. Evrimciler; zoraki izahlarla, sahte çizimlerle, uydurma hikayelerle birçok insanı kandırmayı başardılar taki bu y.y.'a kadar. Tek bir hücre bile tesadüfen oluşamazken nasıl kompleks ve kusursuz bir canlı olan insanın ya da kusursuz bir düzeni olan evrenin tesadüfen olduğu söylenebilir ki? Bir de insanlara evrimi reddetmenin sanki bilimi reddetmekmiş gibi olduğu telkini verildi hep. Oysa ki bilimsel hiç bir kanıtı olmayan bu uydurma teori her nekadar sakallı, gözlüklü, entel insanların savunduğu gayet medeni ve savunmayanın da cahil sayıldığı ancak insanın maymundan geldiğini söyleyecek kadar da dar ve basit düşündüklerini ortaya koymaktadır.

Darwinistler henüz bir tane proteinin nasıl oluştuğuna dair TEK BİR AÇIKLAMA DAHİ YAPAMAMIŞLARDIR. Bu durum, Dawkins’in, Futuyma’nın, Tim White’ın ve diğer bütün Darwinistlerin içine düştüğü içler acısı durumu ifade eder. Yaptıkları hiçbir demagoji, tek bir protein karşısındaki bu büyük ve görkemli yenilginin önüne geçememektedir. TEK BİR PROTEİN, DARWİNİZM’İ TÜMÜYLE ALTÜST ETMİŞTİR. Darwinist demagojinin önemli bir özelliği tüm kompleksliğine rağmen, yaşamdaki her şeyi basit göstermeye çalışmak olduğundan, Darwinistler, hayatın başlangıcı konusunu da hep basite indirgeme eğiliminde olmuşlardır. “Çamurlu suda hücre oluştu”, “DNA kendi kendine oluşup çoğalmaya başladı” gibi hikayelerin temelinde yatan sebep de budur. Darwinistler bu yolla insanları daha kolay aldatabileceklerini düşünürler. Fakat kendileri de çok iyi görmüşlerdir ki, olay artık bu aldatma safhasını çoktan geçmiştir. İnsanlar artık, yalnızca tek bir proteinin bile kendi kendine oluşamayacak kadar üstün bir kompleksliğe sahip olduğunu bilmekle kalmamakta, aynı zamanda bir proteinin, bir DNA’nın veya RNA’nın ya da hücrenin küçük büyük herhangi başka bir parçasının HÜCRENİN TAMAMI OLMADAN HİÇBİR İŞE YARAMADIĞINI DA bilmektedirler. Bu gerçek, Darwinist yenilgi açısından çok önemlidir: - Tek bir proteinin oluşması için DNA gerekir - Protein olmadan DNA oluşamaz - DNA olmadan protein oluşamaz - Protein olmadan protein oluşamaz - Tek bir proteinin oluşması için 60 ayrı protein gerekir - Bu proteinlerin bir tanesi bile eksik olsa protein var olamaz - Ribozom olmadan protein oluşmaz - RNA olmadan da protein oluşmaz - ATP olmadan protein oluşmaz - ATP’yi üretecek mitokondri olmadan da protein oluşmaz. - Hücre çekirdeği olmadan protein oluşmaz - Sitoplazma olmadan da protein oluşmaz - Hücredeki organellerden bir tanesi eksik olsa protein oluşamaz - Hücredeki bütün organellerin var olması ve çalışması için de proteinler gereklidir - Bu organeller olmadan da hiçbir şekilde protein olmaz. Bu sistem, bir arada çalışmak zorunda olan iç içe bir sistemdir. Biri olmadan diğeri olamaz. Tek bir parçası var olsa bile, sistemin diğer parçaları olmadan bu parça hiçbir işe yaramaz. Kısacası, BİR PROTEİNİN VAR OLMASI İÇİN HÜCRENİN TAMAMI GEREKİR. Hücre, bugün incelediğimiz ve çok az bir kısmını anlayabildiğimiz mükemmel kompleks yapısı ile var olmadığı sürece, TEK BİR TANE BİLE PROTEİN MEYDANA GELEMEZ. Bu protein kendi kendine oluşsa bile (ki, bu imkansızdır), hiçbir işe yaramaz. Tek başına etrafta dolanır ve ölür. Dolayısıyla, Dawkins’in “kendi kendini kopyalayan molekül” iddiası, olağanüstü derecede saçmadır ve yalnızca insanları aldatmaya yöneliktir. İNSAN HÜCRESİNDEKİ HİÇBİR MOLEKÜL, BAŞKA HİÇBİR YARDIMA İHTİYAÇ DUYMAKSIZIN, KENDİ KENDİNİ KOPYALAYARAK ÇOĞALABİLME YETENEĞİNE SAHİP DEĞİLDİR.

kaynak:evrimsacmaliklari

 
Toplam blog
: 145
: 1324
Kayıt tarihi
: 08.11.09
 
 

Dünyaya sevginin hakim olması için iyilerin ittifak etmesi gerektiğine inanıyorum. Sevgi, şefkat,..