Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '16

 
Kategori
Bilim
 

Evrimin en kısa tanımı

Evrimin en kısa tanımı
 

Internette, sitelerde dolaşırken bir vatandaşın sorduğu şu soru ile karşılaştım: “Bana bir cümleyle evrimin tanımını yapabilir misiniz?” Bu vatandaşın profiline baktım, inançlı bir arkadaş. Ama soru ciddi bir soru ve dikkate alınması gerekli. Başkaları da yanıt vermeye çalışmışlar ama bir yerlerden kopya yazılar almışlar, alakasız şeyler yazmışlar, soruya yanıt verememişler. Ben de düşünmeye başladım ve şöyle bir cümle kurdum:

Evrim, bir canlının DNA’sını yavrusuna aynen aktaramamasıdır.

Bence bu evrimin en kısa tanımıdır. Ama okuyucuyu tatmin eder mi? Bunun için evrim konusunda ve DNA üzerine bilgisi olması gerekir. Bunlar o kadar korkutucu ve anlaşılmaz şeyler değildir. Zor olan ön yargıları aşmaktır.

Sözel olarak daha kolay anlaşılacağı için evrimden başlayalım. Evrim, canlıların nesiller boyunca anne-babadan yavruya farklılık göstermesidir. Bu farklılıklar zamanla, nesiller geçtikçe birikir ve öyle bir duruma gelir ki yavru yeni bir türe dönüşür. Bu değişime, canlıların değişime açık olan DNA yapısı sebep olur (Karşıt görüş olarak, “canlı mükemmeldir, ilk başta nasıl yaratıldıysa hiç değişmemiştir” filan gibi sözlere kulak asmayın. Eğer öyle olsaydı her türden tek bir tip olurdu. Örneğin bütün insanlar siyah derili, saçları kıvırcık, gözleri kara olurdu. Ya da hepsi sarışın, mavi gözlü, beyaz tenli olurdu).

Biraz da DNA’dan söz edelim. DNA (açılımı deoksiribonükleik asit) bir canlı hücre içinde, ikili sarmal zincir biçiminde bulunan, hücre bilgilerini barındıran devasa bir moleküldür. Hiç çözülmeden öyle olduğu gibi kalsaydı, hiçbir işe yaramazdı. İşe yaraması için çözülmesi, bilgilerini başka yerlere gönderebilmesi ve –sonraki işler için- yeniden toparlanması gerekir. Bir protein üretmek için bir genin açılması gerekir.

Hücre canlılık kazandıktan sonra önünde iki yol vardır. Ya ölecek, ya da bölünerek çoğalacak. Bu ikisinin ortası yoktur. Çoğalma sırasında DNA boydan boya ikiye bölünür (dikkat edin, enine değil). İki zincirin eksik parçaları çevrede bulunan malzeme ile tamamlanır ve hücrenin ayrı noktalarına çekilir. Hücre zarı ortadan boğulup bağlar kopunca birbirinin benzeri iki hücre oluşmuş olur.

Çevre şartları (örneğin güneş ışığı veya kimyasal maddeler) DNA’ya zarar verir. DNA’nın bütünlüğü bozulur. Öyle kalsa iş göremez hale gelir. O yüzden hücre bölünmek ve eksik bölümleri yenilemek zorundadır.

Bir virüs DNA’sı ile normal bir hücre DNA’sı aynı malzemeden oluştuğu için, virüs DNA’sını hücrenin DNA’sına yamarsa virüs DNA’sı artık hücrenin bir parçası gibi çalışmaya başlar. Bu da bir çeşit değişikliktir.

Hücreler ortak yaşama gidebilirler. Ortak yaşam ilerlerse küçük olan büyük olana DNA’sını aktarabilir. Bu da öncekine göre değişiklik anlamına gelir.

DNA dışından ona destek olan gen kilitleri mekanizması genlerin çalışmasını etkiler.

Çok hücreli canlılarda üremek daha derin bir izlek uygulanır. Dişi yumurta hücresinde DNA’nın boydan yarısı, erkek sperm hücresinde de DNA’nın boydan yarısı bulunur. Ama bunlar birleşince iş bitmez. Bazı bölümler karşılıklı olarak diğeriyle yer değiştirir, sonraki nesle de bu şekilde aktarılır.

DNA hücre bölünmesi sırasında bir protein yardımıyla fermuar gibi boydan açılır. İki protein yardımıyla, ortaya çıkan iki şeridin biri ucundan, biri açıldığı son yerden olmak üzere iki faklı şekilde çevredeki bulunan malzeme ile yine ikili sarmala tamamlanır. DNA, hücrenin ömrü süresi içinde defalarca ve yeni bir hücre oluştururken her seferinde açılır, toplanır, açılır, toplanır, güneş ışığından, kimyasallardan zarar görür, toplanır. Toplandığı zaman eskisi gibi olması beklenir ama öyle olmaz. Her şey mükemmel işlemezse, önceki durumuyla  100 bin kopyada bir hata ortaya çıkabilir. Bu hata burada kalsa o kadar önemli olmayabilir, ama kalmaz. Bir nesil sonra bir tane daha, bir tane daha, hatalar nesiller geçtikçe birikirler. Bir süre de ikili sarmal ve dominantlık sebebiyle hatalar yine bastırılır ama öyle bir zaman gelir ki artık bastırılamaz olur. Gen kilitlerindeki küçük bir farklılık, canlıda büyük değişikliklere sebep olur.

Mutasyon dünyasına hoş geldiniz!

Öyle bir an gelir ki, değişiklikler nedeniyle, eğer canlı tek hücreliyse, yaşadığı ortama adapte olmada daha başarılı yada daha sıkıntılı olabilir. Başarılıysa başkalarına üstünlük sağlar, sıkıntılıysa yok olur, gider. Çok hücreliyse buna ek olarak geçmişteki akrabaları ile üreyemez hale gelir. Ona ancak kendisine benzeyen canlılar eşlik edebilir. Buradan canlılar başka tür canlılara doğru yelken açarlar.

Evrim mekanizması yüz milyonlarca yıldır bu şekilde işlemiştir ve işlemeye devam etmektedir.

Not: Evrim canlılığın ortaya çıkışını açıklayan bir teori değildir. Tanrı var mı yok mu soruları da konusu dışındadır. Evrim yalnızca mevcut bir canlının değişime uğramasıyla ilgilenir.

 
Toplam blog
: 153
: 18932
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Antakya 1955 Doğumluyum. O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi 1982 Mezunuyum. O zamandan beri firmalarda m..