Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '09

 
Kategori
Deneme
 

Ey "dil"im nedir senden çektiğim? (1)

Ey "dil"im nedir senden çektiğim? (1)
 

Ey "DİL"im nedir senden çektiğim?


Nice deyimler söylenmiş üstüne,

Nice türküler derlenmiş,

Nice sevdalar yıkılmış sebebinden.

Parayı pula çevirmiş,

Pulu ise altına.

Fakiri vezir etmiş,

Veziri rezil.

Gün olmuş harman dönmüş

Devir değişmiş….

Aslında kimse çekmemiş dilinden çektiği kadar….

BAKIN NE DEMİŞ ATALARIMIZ;

"Bin düşün bir konuş.”

''Tatlı söz yılanı ininden, acı söz insanı dininden çıkarır.''

''Kılıç yarası iyi olur dil yarası olmaz.''

“Cebinde para bulunmayanın hiç olmasa dilinde bal bulunmalı”.

“Tatlı kelam dinletir tatsız kelem esnetir.”

“Susma dayanılması çok zor bir hazır cevaptır.”

“Söz gümüş ise sükut altındır.”

“Konuşmak bir ihtiyaç olabilir ama susmak bir sanattır.”

“Dil kılıçtan keskindir.”

“Dilim senden çektiğim zulüm.”

“Dilin kendi küçük, cürümü büyüktür.”

“Dilin kemiği yok.”

“Bülbülün çektiği; dili belasıdır.”

“Lâf torbaya girmez.”

YA DÜŞÜNÜRLER;

"Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağılı aşı
Bal ile yağ eder biz söz"

Yunus EMRE

Eğer hor eğer hürmet, kişiye sözden gelir.

Yunus EMRE

Ağızdan çıkan söz bil ki, yaydan fırlayan ok gibidir. O ok gittiği yerden geri dönmez. Seli baştan bağlamak gerek.

Mevlâna

İnsan yalnız sözle insandır ve yalnız sözle bağlanırız birbirimize.

Montaigne

Sonradan pişman olmaktansa ağzından çıkan sözlere dikkat et.

Charles Burney

Söylenmediği müddetçe söze sen hâkimsin. Bir kere söylendi mi, o sana hâkim olur.

Sadi

***

Ne güzel demiş Montaigne ”İnsan yalnız sözle insandır ve yalnız sözle bağlanırız birbirimize.”

Kargaşa ile geçen günlerinizin birinde hiç düşündünüz mü? “Söz” olmasaydı, kimse kimseyle konuşmasaydı tanıyabilir miydik birbirimizi? Sevebilir miydik? Kızabilir miydik? Ya da nefret edebilir miydik? Evet, “konuşmak” dışında da iletişim kurulabilir; yazarak, çizerek, bakışarak, sevişerek ya da dövüşerek. İnsanoğlu kendini ifade etme açlığı içinde her yöntemi kullanarak kendini dışa vurur; sözsel ve de fiziksel.

Son zamanlarda artan fiziksel şiddet olaylarında iletişimin payı ne kadar sizce?

Yoksa iletişe-me-me mi demek gerek? Peki, niye anlamıyoruz birbirimizi? Oysaki insanlık en ileri çağlarından birini yaşıyor; Bilgi çağı. Her şeyi biliyoruz da konuşmayı niye bilemiyoruz. Ne oldu sözcüklere?

Aşkın heyecanı bedenden uzaklaşınca niye rahatsız etmeye başladı sevgililer?

Uzun yıllar boyunca anlayış ve saygı içinde evli kalan kaç tane çift kaldı etrafınızda?

Astlar niye yöneticilerinden nefret ediyor?

Çocuklar niçin ebeveynlerinin katili olmaya başladı?

Bu sorulara karşı birçok yanıt var şimdi aklınızdan geçen; Bunalım, çaresizlik, yoksulluk, sabırsızlık, değerlerin yitirilmesi, kültürel yozlaşma ……vs.vs. Peki ya kendi çocuğuna “bir gün ya sen beni öldüreceksin ya da ben seni” diyen bir anneye ne demeli? Kocasına “sen erkek olsaydın şimdi bu hallerde olmazdık” diyen kadına? Karısına “Bir gün elimde kalacaksın” diyen adama? Elemanına “sen neyi becerebiliyorsun ki zaten?” diyen patrona? Peki ya sevgilisini “Ya benimsin ya toprağın” şiddetiyle seven bir sevgiliye?

Hangi insan bu sözlere maruz kalmak ister ve hangi sağlıklı insan bu sözleri sarf eder?

- devam edecek.

 
Toplam blog
: 83
: 998
Kayıt tarihi
: 05.01.09
 
 

 "İnsan olmak başka bir şeydir. Ne dil, ne din, ne de milliyet ayırır. Ne seni, ne de beni kayırı..