Ey Akıl

Bu bölgeye biz sonradan geldik. Bizden önce de Ermeniler, Rumlar, Gürcüler bu bölgelerde yaşıyorlardı. Gürcülerin yaklaşık 3’üncü asırdan itibaren adlarının bu bölgede geçmesi, aynı şekilde Ermenilerin de yaklaşık aynı zamanlarda bu bölgede yaşıyor olmalarına ilave olarak, bölgenin Doğu Roma veya Bizans İmparatorluğu adıyla uzun yıllar varlığını koruması ve Ermenileri de himaye altına almaları en son 1453 yılında Osmanlılar tarafından yıkılmasıyla birlikte esas faktör olarak Türkler ve Kürtlerle beraber bu bölgede yaşıyor, kimse kimsenin vergisini ödediği, kurallara uyduğu takdirde ne yaptığı ile pek ilgilenmediği uzun asırlar geçmiştir.

Türk boyları doğudan kuzeyden ve güneyden sürekli Anadolu’ya girerken yalnız başlarına gelmeleri düşünülemez. Boylar halinde geldiler, sürekli Batıya gittiler. Kalanlar ise diğerlerinin dinine pek karışmadıkları gibi, Türklerin bir kısmının Ortodoksluğu seçtiği rivayet edilir. (Karamanoğlu Beyliği bünyesinde çok sayıda Hıristiyanlığı seçmiş kimseler olduğu ve bu kişilerin Cumhuriyet yıllarına kadar dinlerini muhafaza ettikleri ancak dinlerinden dolayı mübadeleye tabi tutuldukları söylenir. Hatta bizim sadece dinimiz farklı biz de sizler gibi Türk’üz diye itiraz ettikleri tek kelime Rumca bilmemelerine rağmen yaşlı gözlerle Yunanistan’a sürüldükleri kimi yazarlarca rivayet edilir.)

Aynı şekilde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bulunan Ermenilerin Ortodoks oldukları, batıda yaşayanların Bizans etkisiyle olsa gerek Katolik oldukları da belirtilir. Aynı şekilde Türkler arasında da manen bölünmeler meydana gelir. Birincisi Timur ile Yıldırım Beyazid arasında kalan Türk boylarının önemli bir kısmı Timur’un tarafına geçtiği, Yıldırım Beyazid’in yanında kalanların Hırvatların kaldığı belirtilir. Beylerin taraf değiştirmeleri üzerine Yıldırım Beyazid savaşı kaybetmiştir. Timur hükümdarlığı esnasında çok kısa bir zaman zarfında neredeyse dünyanın yarısını fetheden bir deha ve Müslüman olduğunu unutmamak gerekir.  Türkler arasında ikinci önemli bölünme Şah İsmail ve Yavuz Sultan Selim arasında yaşanan Türk boylarında görülür. Netice kandır çeker. Şah İsmail’in de önemli taktik zekâya sahip bir lider aynı zamanda “Türk”  olduğu rivayet edilir. Başka tarihi kaynaklar, yazarla ise Atina’da Site devletinin ta Aristo zamanında güvenliği sağlayan askerlerin Türk olduğunu belirtir. Yani Türkler zannedilenin aksine 1071’de Anadolu’ya girmiş değildir. Yine başka kaynaklar Anadolu’yu istila eden Moğolların dünyanın her yerinde olduğu gibi gittikleri yerlerde sistematik tecavüzler yaşandığını söylerler. Moğollar barbardı lakin Amerikalıların 21’inci yüzyılda Irak’ta tecavüz ettiği kadın sayısı da azımsanmayacak ölçüdedir. Özgürlük getirirken bir şeyler bırakmaları gerekiyor.

Tüm bunları neden anlattım. Bölgede insanlar açısından tam bir karışıklık vardır ve saf bir ırktan söz etmek de kesinlikle zordur. Bu bölgede ırka dayalı bir milliyetçilik ölü doğumdur. Bölgede yaşayan etnik yapılar arasında “kripto”  Ermeni, kripto Rum gibi, Sebatayist gibi unsurlar var olmuştur, olabilir ve bu belki de bir kooperatif ve yardımlaşma şekli de olabilir. Ancak bu bölgede bölge haricindekilerden gelecek her yardım misliyle geri ödendiği unutulmamalıdır. Ermeniler tuzağa düşmüş, başka milletlerin hülyalarını gerçekleştirmesine katkı sağlamıştır. Kendilerini Türkler ve diğer unsurlarla birlikte felakete sürüklemişlerdir. Rumların Samsun ve civarında Türkmen köylerinde yaptıkları herkesin malumudur.  Allah’tan korkutan din tacirleri vardır ve (en sonuncusu 15 Temmuzda neler yaptı hepimiz gördük, bu diğerlerini görmediğimiz anlamına gelmiyor.) var olmayan düşmandan korkutmak, barbar Türklerden korkutmak, terörle korkutmak, daha olmadı öcü ile büyü ile korkutmak yönetmek için uygun araçlar sağlar. Günahı çıkar, parayı kap. Duayı oku parayı kap. İkna et parayı kap. Korkut, sen yat başkaları çalışsın. Bunlar bir yönetim belki de tarzı gütme tarzıdır.

Bizler insanız. Yiyebileceğimizden fazlasını yersek çatlarız. Ölümlüyüz. Zamanımız kısa. Bölge karmaşık. Bu bölgede yaşarken ekmeğini bu bölgedeki ile paylaşmayan, aklı geriye itip, korkularına ve aç gözlülüklerine yenik düşenler başkası ile mutlaka paylaşmak zorunda kalacaktır.

Türkler Anadolu’ya gelmeseydi. Burası bir Yunan devleti olsaydı, Ermeniler Kürtler çok mu mutlu olacaktı? Ermeni devleti olsaydı Rumlar Kürtler, Yahudiler, Lazlar Gürcüler çok daha mı mutlu olacaktı? İspanya’yı parçalayan, Portekiz’i Yunanistan sömüren bir anlayış burada yine aynı sorunları kaşımaz mıydı? Evet, olmazdı diyenle Yugoslavya’ya bakmalıdır. Naklen parçalandılar. Çekoslavakya’ya bakmalılar. Daha niceleri. Bu yaşanan durumun dinle alakası olmadığı gibi dünyada inancınıza gerçek Müslümanlar ve Türklerden daha saygılı bir millet bulamazsınız. Umarım, mesajlarımdaki derinlik ve mana yerine ulaşır. At sırtındaki eyeri değişince başka bir şeye dönüşmez. Bizans’tan geçen Haçlıların İstanbul’u nasıl soyup soğana çevirdiğinden herhalde herkes haberdardır. Tarık Bin Ziyad komutasında bir avuç askerin üççeyrek asır sonunda ciddi bir savaş yapmaksızın tüm İspanya’yı fethettiğini diğerlerine de hatırlatmak gerek. Gönül kazanmak gerek, Amerikalardan gelip kazanılan gönüller ülkeyi yerle bir ediyorsa herkes kendi komşusunun gönlünü alarak böyle bir tehlikeyi bertaraf edebilir de nasıl olacak bu iş?

(1)    http://www.abebooks.com/9786059833028/Emperyalizm-Evanjelizm-ve-Osmanli-Ermenileri-6059833020/plp

(2)    http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-61/cumhuriyet-doneminde-yabanci-okullar-1923-1938

(3)    http://www.kerimusta.com/19-yuzyilda-osmanli-yonetiminde-ermeni-okullari-ve-faaliyetleri/

(4) https://www.google.com.tr/search?q=barbar+T%C3%BCrkler&rlz=1C1AVNE_enTR683TR683&espv=2&biw=1348&bih=594&source=

lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwi_hZTZxajOAhXC6xQKHVmfDmUQ

_AUIBigB#imgrc=9Z51ZHnet4FPpM%3A