- Kategori
- Yılbaşı
Ey insan! Zaman sensin
Zaman bir saat vuruşu ile geçiyor. Tik tak, tik tak...
Hızla birbirine eklenen anlar yumağı yaşam çıkınlarımızla yol boyu gidiyoruz işte. Gözlerimizi diktiğimiz ufukta biz ne görmek istiyorsak o var. Ardımızda kalanlarsa, yaşam çıkınımızın azıkları. Elimizde ki tek! gerçeklik ise nefes aldığımız an...
Geçmez bitmez sandığımız yaşam parçalarımız saçılmış ortalığa. Hep bir yaşam çarpışması yapar "-ben daha..." diye başladığımız söz düellolarına gireriz. Oysa seninki benden iyi değil, benimki ötekinden kötü değil. Artılar ve eksiler ile kar zarar hesaplarını yapmayı unuttuğumuz anlar ise çoğunlukta... Yaşadıklarımızdan acı olanların faturasını başkasına kesmak, tatlı olanları başarı hanesine yazmak ise alışkanlığımız... Her yaşam; iyiler kötüler, acılar tatlılar, eğriler doğrular, sevgiler nefretler, sukut ve öfke çatışmalarından derlenen bir bütün. Ne kadar sevgi varsa o kadar zengin, ne kadar nefret varsa o kadar fakir, ne kadar dua varsa o kadar taze ne kadar inançsızlık varsa o kadar çürük bir nefes sıralanması yaşam...
Ardarda sıralanan an'lardan koca bir demet daha geride kalırken, faturanın tamamını kendimize kesme doğruluğunda olmak dileğim. Kaçamak işler yapmayıp; cansız ve ruhsuz hesap yumağı olan YIL'a anlam yüklememek, anlamı tam bedenimizin sağ üst köşesinde ağrıyan, acıyan, sevinçten kuş gibi çırpınan yerde aramak umudum... YÜREK dilinden konuşmak, insan olmak...
Hepimizin yaşama atacak bir anlık imzası var biliyorum. Attığımız imza kan nefret öfke yerine sevgi koksun diliyorum...
"EY İNSAN! ZAMAN SENSİN. SEN İYİ OLURSAN ZAMANDA İYİ OLUR. SEN KÖTÜ OLURSAN ZAMANDA KÖTÜ OLUR."
MUAVİYE
Hızla birbirine eklenen anlar yumağı yaşam çıkınlarımızla yol boyu gidiyoruz işte. Gözlerimizi diktiğimiz ufukta biz ne görmek istiyorsak o var. Ardımızda kalanlarsa, yaşam çıkınımızın azıkları. Elimizde ki tek! gerçeklik ise nefes aldığımız an...
Geçmez bitmez sandığımız yaşam parçalarımız saçılmış ortalığa. Hep bir yaşam çarpışması yapar "-ben daha..." diye başladığımız söz düellolarına gireriz. Oysa seninki benden iyi değil, benimki ötekinden kötü değil. Artılar ve eksiler ile kar zarar hesaplarını yapmayı unuttuğumuz anlar ise çoğunlukta... Yaşadıklarımızdan acı olanların faturasını başkasına kesmak, tatlı olanları başarı hanesine yazmak ise alışkanlığımız... Her yaşam; iyiler kötüler, acılar tatlılar, eğriler doğrular, sevgiler nefretler, sukut ve öfke çatışmalarından derlenen bir bütün. Ne kadar sevgi varsa o kadar zengin, ne kadar nefret varsa o kadar fakir, ne kadar dua varsa o kadar taze ne kadar inançsızlık varsa o kadar çürük bir nefes sıralanması yaşam...
Ardarda sıralanan an'lardan koca bir demet daha geride kalırken, faturanın tamamını kendimize kesme doğruluğunda olmak dileğim. Kaçamak işler yapmayıp; cansız ve ruhsuz hesap yumağı olan YIL'a anlam yüklememek, anlamı tam bedenimizin sağ üst köşesinde ağrıyan, acıyan, sevinçten kuş gibi çırpınan yerde aramak umudum... YÜREK dilinden konuşmak, insan olmak...
Hepimizin yaşama atacak bir anlık imzası var biliyorum. Attığımız imza kan nefret öfke yerine sevgi koksun diliyorum...
"EY İNSAN! ZAMAN SENSİN. SEN İYİ OLURSAN ZAMANDA İYİ OLUR. SEN KÖTÜ OLURSAN ZAMANDA KÖTÜ OLUR."
MUAVİYE