Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ey sosyal demokratlar...

Ey sosyal demokratlar...
 

Adamın biri, İzmir’de kordon boyunda denizi seyrediyormuş. O kadar dalgın ki, bir anda kendini denizin içinde bulmuş. Yüzmeyi de tam bilmediğinden neredeyse boğulacak. Hemen yardımına yetişmişler ve adamı denizden çekip çıkarmışlar. Adam ilk şaşkınlığı geçince, çevresindekilere şöyle bir bakmış ve “Beni denize kim iteledi” diye sormuş…

Evet, Cumhurbaşkanlığı makamı ve köşkü, reddedilecek gibi bir yer değil. Ülkede ne işle uğraşır olursanız olun, varabileceğiniz en yüksek makam orasıdır. Herkes için cazibe merkezidir ama cazibe insanı çekmeye başladı mı, sonunun nereye varacağı belli olmaz.

Abdullah GÜL, aslında bu makamın cazibesinde değildi. Daha doğrusu, öyle olması gerekir diye düşünüyorum. Ülkeye, siyaseten hizmet etme imkânı daha varken, nasıl oldu da “KÖŞKE” doğru yol almaya başladı?

Bana kalırsa, o da şimdi kendine “Kim iteledi beni” diye soruyordur. Aslında kimin itelediği belli de niye itelediği belli değil.

Recep Tayyip ERDOĞAN, bütün isteğine rağmen “Köşk” yollarının kendisine kapalı olduğunu görmekte gecikmedi. Eğer köşke çıkacak olursa, anladı ki 7 sene Cumhur’un başkanlığını yapmak burnundan gelecek. Öte taraftan partinin üç ayağından biri olan Bülent ARINÇ’ı o makama gönderse, kendisine gösterilen tepkinin beş misli gelecek. Parti içinden “Söz dinler” ve “Uslu” birini göndermek lazım ama…

İşte burada bir kör düğüm var ki, çözebilene aşk olsun…

Ya kılıcı çalıp kökünden halledeceksin, ya da güğümün etrafından dolanacaksın…

Recep Tayyip ERDOĞAN ikinci şıkkı seçti. Düğümün etrafından dolandı ve üstüne bir düğüm daha attı. O düğüm Abdullah GÜL oldu…

Hem Bülent ARINÇ faktörünü bertaraf etti, hem de Abdullah GÜL faktörünü…

Ve bu oluşuma da en büyük desteği, hiç kuşkum yok ki CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL verdi. Arkadaş, sosyal demokrat çizgiyi o kadar kalın çizdi ki, üzerinden kendi de atlayamadı.

Şimdi sormak geldi içimden…

Ey sosyal demokratlar… Bana bir şeyler anlatın, eğer yüreğiniz varsa… Diye sesleniyorum, bakalım bir cevap gelecek mi?

Sorum çok net… Bu ülkede “İktidar” olabilmek için bu güne kadar ne yaptınız, ne geliştirdiniz? Ne ürettiniz, ne başardınız?

Yani kısaca hangi çamda kertiğiniz var?...

Bir tarafta darmadağınık olmuş sosyal demokrat (!) parti enflasyonundan geçilmezken, diğer taraftan birbirine “Kenetlenmiş” bir sağ, sağın da biraz sağında bir parti…

Gelin bu soruya bir cevap verin arkadaş. Biz de bilelim sosyal demokrat mıyız, yoksa oraya buraya çamur atan bir adam mıyız?

Bilelim…

Bilelim de “Kemikleşerek” yoluna devam edenler nereye gidiyor, biz nereye gidiyoruz, gözümüzün önünü görelim…

26 NİSAN 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..