Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

Ey Türk istikbalinin evladı!..

Ey Türk istikbalinin evladı!..
 

Bir tünelin içinden geçiyoruz; bu kesin… Kimi entellerimiz bu tünele, “kaotik ortam, ” diyor. Kimileri, iğneli fıçı… Kimileri ise, içine itildiğimiz karanlık, diyor…

Evet… Bu noktada [yani bu ortamda] ilk sorumuzu soruyoruz: Gazi Mustafa Kemal Atatürk niçin aşağıdaki sözleri söylemek zorunluluğunu hissetmiştir?.. <ı>“Bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir…”

Evet, hangi pencereden bakmıştır Gazi Paşa?.. Ve nasıl böyle bir “ön-görünün sahibi olabilmiştir?.. Bu önemli noktayı daha iyi sorgulayabilmek için, şu aşağıdaki soruları da sormamız gerektiğini düşünüyoruz:

- Cumhur, halk demek değil midir?.. Dolayısıyla, Cumhuriyet rejimi de, halkın kendi kendisini yönettiği bir rejim değil midir?

- Peki, halkın kendi kendisini yönettiği bir sistem, nasıl oluyor da, bu sistemi yok edebilecek bir tehlikeyi kendi eylemleri [ya da eylemsizlikleri] ile yaratabiliyor?.. - Halkın kendi kendisini yönettiği bir rejimde halk, ülkenin bağımsızlığını nasıl oluyor da koruyamaz bir konuma getirilebiliyor?.. Gazi Paşa, işte bu “olabilirliklerin” her birinin zaman içinde gerçekleşebileceğini, halkın kendi kendisini yönettiğini sandığı bir ortamın nasıl yaratılabileceğini sezmiş… Ön-görmüş… Ve geleceğin çok önemli tehlikesi hakkında, henüz düzenin çarkları tarafından öğütülmemiş olan gençliği uyarmak gereğini duymuştur… Ve Türk gençliğine, çok açık bir biçimde, bu düşmanın emperyalistler ve onların yurt içindeki işbirlikçileri olduğunu [daha o günden] anlatmış, iletmiş, uyarmış ve onu özellikle bu konuda uyanık olmaya çağırmıştır… İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün aşağıdaki satırlara aktarmış olduğumuz sözlerinin anlamı budur. Evet, büyük bir olasılıkla ezbere biliyorsunuz bu metni…

Ama, acaba gerekli uyarı alabiliyor musunuz?.. Verilen mesajları bilincinize damarlarına kazıyabiliyor musunuz? - İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler… Bütün bu şeraitten [şartlardan] daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin [emperyalistlerin] siyasi emelleriyle tevhit edebilirler [birleştirebilirler] Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Ve bilmemiz gerekiyor ki, Mustafa Kemal Paşa’nın gözlerinin rengine şiirler ve şarkılar düzüp, gözyaşı dökmekten çok, bilmemiz ve edinmemiz gereken bilinç budur, sergilememiz gereken duruş budur… İşte ancak o zaman o “sarı saçlı – mavi gözlü” insanı anlamış ve O’nun yanında saf tutmuş olabiliriz… Demek ki acilen yapılacak ilk iş, vitrini bırakıp, dükkânın içine girmektir. O dükkânın içini yeniden, ilk günkü gibi, tertemiz eylemektir…

http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/ http://www.kitlecizgisi.com/
 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..