Ey Türkiye, artık çek kılıcını kınından...

“Savaş anında siz öldürmezseniz sizi öldürürler,

Siz merhamet ederseniz size merhamet etmezler. “

Bugün savaş anıdır.

Ey Müslüman, inandığın dinin sana diyor ki; “düşmanın sana ne yapmışsa senin de ona aynını yapman hakkındır. Fazlası zulümdür” Peki sen ne bekliyorsun?

Artık kurşun sıkmanın zamanıdır.

Onlar, Müslümanları sinsice hep öldürdüler, öldürüyorlar peki Müslümanlar neden onlardan öldürmüyor? Artık öldürmenin zamanı geçmektedir. Onlar seni yok etmeden sen onları yok etmelisin. Savaşı başlatanlar onlar.

Bakınız yine son günlerde intihar eden polis numaraları, intihar eden savcı numaraları duyuyoruz. Dahasını da duyacağız. Senin en sağlam adamlarını öldürüyorlar. Eğer senin de öldüreceğini bilseler bunu yapamazlar.

Biz Müslümanları yalan ve yanlış dini söylemlerle hep kandırdılar; “sana sopa ile vurana sen ekmekle vur, bir yanağına vurana sen öteki yanağını çevir” gibi aptalca sözlerle kandırıyorlar. Ayet açık ve net ortada, “kısasa kısas hakkındır” diyor.

Bu ülke büyüdükçe, büyümeye devam ettikçe düşmanlar da yok etmek için savaş açacaklardır, bizden öldürmeye devam edeceklerdir. Hem de en acımasız şekilde. Ama biz bunu hiç yapmadık. Onlar, M. Kemal Atatürk’ü, A. Menderes’i, U. Mumcu’yu, A. Kahveci’yi, E. Bitlis’i, G. Okkanı, T. Özal’ı, M. Yazıcıoğlu’nu, R. Yazıcıoğlu’nu, mühendislerimizi ve daha nicelerini öldürdüler.

Bakınız asalayı nasıl çökertmiştik? Asalanın bize yaptığının aynısını biz de onlara yaptık. Şimdi bunlara aynısını yapmalıyız; asalayı çökerttiğimiz gibi onları çökertmeliyiz, bundan başka çare yoktur.

Biz, demokrasi toplumun hürriyeti için kullanırken onlar demokrasiyi toplumu çökertmek ve sömürmek için kullanıyorlar.

Elimizi çabuk tutmaz ve hep savunmada kalırsak onlar bu ülkede çok daha büyük suikastlar ve katliamlara yapacaklardır. Onlar operasyon yapmadan biz yapmalıyız.

Taşların arasında büyümek isteyen ağaç büyüyüp genişledikçe etrafındaki taşları iter. Eğer o taşlar ağacın büyümesine ve genişlemesine engel olurlarsa ağaca zarar verirler.  O taşları ağacın etrafından yok etmek, temizlemek gerekir. Aksi halde ağacın büyüme şansı olmaz!

“zalime acımak, zalime merhamet etmek zulmün en büyüğüdür.”

Türkiye nükleer enerjiye sahip olmaması için çok büyük bir mücadele veriliyor. Ne pahasına olursa olsun bunu önlemeye çalışıyorlar. Bütün bu sarsıntının sebebi budur. Eğer bu hükümet giderse Türkiye nükleer santralden vazgeçecektir/ geçireceklerdir! İsrail nükleer santrale sahip olabilmek için ABD başkanı Kennedy’yi öldürdü.