Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '11

 
Kategori
Deneme
 

Eylül sonu

Eylül sonu
 

Ah Eylûl... (Sabahattin Gencal)


Hiç değilse Pazar günleri iç açıcı yazılar okumalıyız. Yazarlar okuyucuya bunu çok görmemeliler.

Bir çok yazar Pazar günleri deneme yazıyor, sohbet yazıyor; yazılarını alıntı şiirlerle, fıkralarla süslüyor. Okuyucular Pazar keyfi yaşasın diye anlatım biçimlerine bile dikkat ediyor bazı yazarlar.

Ben de bazı yazarlara özenerek Pazar yazıları yazmaya kalktım. Onlar gibi alıntılarla zenginleştirmeye çalıştım yazılarımı. Ama çok değişik bir tarz kullandım:

Sandviç yazılara başladım. Sandviç yazı kavramını sanırım ilk kez ben kullandım. Oldu olmadı, tuttu tutmadı bilmiyorum; sürdürdüm tarzımı: Sandviçin arasına peynir, domates, biber…vb. koyarlar ya ben de yazımın arasına dört ayrı köşe yazarından aldığım cümle ve paragrafları koydum. İlk haftalarda şiir, fıkra…vb. alıyordum. Sonraları ağır, gizemli düşüncelere yer verdim. On yıllar sonra okunduğunda Türkiye’mizin durumu hakkında az çok fikir edinilsin diye. Kendimi buna kaptırdım.

Biraz önce kendi kendime; “Seçeceğim yazarlar Türkiye’yi temsil edebilmeli” diye düşünüyordum. Böyle sorunlara objektif olarak bakabilen yazar olup olmadığını düşünmeye başladım. Sonra aklıma acaba kura ile mi yazar seçsem, ya da her gruptan mı seçsem…diye   düşünürken kafama dank etti. Kendime geldim gibi. Şekilciliğe devam ediyoruz; ama amacı saptırdık. Amacımız Pazar yazısı yazmaktı. Ağır olmayan, endişelendirmeyen yazılar yazmaktı. Ne yaptık biz? Özür dilemek bir işe yaramaz. Hiç değilse bundan böyle  öyle ağır alıntılara, hazmi zor, kalori değeri yüksek düşüncelere yer vermemeliyim. Evet, evet sandviç yazılara devam ; ama içeriklerde bir değişiklik olacak.

Sandviçin içine ne koysam ki? Sıkıntı yaratmayacak bir haber mi var? Karamsarlık bulaştırmayacak bir köşe yazarı mı var? En iyisi Bir şiir okuyalım:

 

Eylül Sonu    

   

Günler kısaldı. Kanlıca'nın ihtiyarları

Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları.

 

Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa...

Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...

 

İçtik bu nadir içki'yi yıllarca kanmadık...

Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!

 

Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;

Lakin vatandan ayrılışın ıztırabı zor.

 

Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sahile,

Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile.

 

Yahya Kemal Beyatlı

 

Bu şiiri, bu şiire özel bir anlam verdiğim için, herhangi bir duyguyu öne çıkarmak için seçmedim. Öylesine seçtim. Siz de öylesine okuyun. Şiirin içeriğine girmeye kalkmayın; yoksa?

Ben bu sandviç yazılardan vaz mı geçsem ? Öyle ya insan yedikçe acıkıyor… 

 

Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 25. 09. 2011

 

 

 

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..