Eylül

Eylül, gizemli görüntülerin ve huzur veren günlerin başlangıcı.

Hassas, narin, dokunsan yaprakları dökülecek bir ağaç, sert rüzgarlara teslim olmamış bir çiçek gibi.

Yazdan kalan son gün damlalarını eylülde yaşamak, yaşarken bazen yazın kavuruculuğunu, bazen sonbaharın serinliğini, bazen de ilkbahardan kalan taze güneşin tebessümünü tüm ruhumuzda hissedebilmek huzur verici.

Eylül; Tüm narinliğiyle bulutların arasından güneşin yakmadan ısıtmasını, denizin pastel renkli maviliğinde karşı ki adacıkları, giden gemileri ve balıkçı sandallarını seyretmenin tadına varmayı sağlayan mevsimin en genç ayı, sonbaharın başlangıcı.

Duru, hassas, gizemli ve ürkek.

Bazen yakan güneşi gölgelemek için gri bulutlar kaplar gökyüzünü, bazen de tül perde gibi bembeyaz bulutlar dolaşır güneşin önünde.

Nedense ayrılıkların başladığı, vedaların geri dönmemek olduğunu, alınan adres ve telefonların sadece kağıtlarda kaldığını hatırlatan bir mevsimin başlangıcı.

Eylül; Doğduğum ve sevdiğim ay. İkinci baharın geldiğini müjdeleyen günlerin başlangıcı.

Köpüklerin ahenginde ve bir bağ bozumu sonrasında içilen en tatlı şarap gibi eylül.
En huzurlu ve en sevdalı bir mevsimin başlangıcı.