Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Eyvah! Başbakanın papaz elbisesi!

Eyvah! Başbakanın papaz elbisesi!
 

Hayır ,hayır, hayır yüz bin kere hayır. Sevgili Barış Manço'nun bu şarkısı tam da bu günler için .


Başbakana hakikaten bir haller oldu. Geçmişten medet uman başbakan oluverdi.

“Vergi vermediler diye Dersim’i kim bombaladı? CHP bombaladı.” diyebilen bir başbakan acaba, halkı bilhassa Kürt vatandaşlarımızı oy uğruna CHP ye karşı kışkırtmıyor mu?

Memleketi açılım diyerek ikiye bölmeye kalkması yetmedi, şimdi de bir başbakana yakışmayacak şekilde konuşmalar yapması hiç şık olmuyor.

CHP ye bu şekilde atıfta bulunması bence bir suçtur. Bunun hukuki yanı var mıdır bilemem ama halkı kışkırtmaya girmiyor mu bu sözleri?

(Bizler BDP sözcülerini kınıyorduk değil mi?)

Başbakan saltanatı bitecek diye korkuyor galiba.

Başbakan CHP in hızla yükselişi ve Genel Başkanı Sn. Kılıçdaroğlu’nun doğruları halka anlatmasından ve de halkın Kemal’i olmasından çok rahatsız oldu.

Nasıl karalayacağını, ne diyeceğini bilemez oldu. Memur dedi olmadı, efendi dedi olmadı. İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’yü Hitler’e benzetti tutmadı..

Daha önceleri de CHP ye bunların cibilliyeti belli değil dedi. Oysaki CHP in Cibilliyetini dünya bilir. O cibilliyet Atatürk tür. O cibilliyet Atatürk’ ten başlamıştır. ”O cibilliyet olmasa idi, analar olurdu ama babalar belli olmazdı. Bu hepimiz için geçerlidir.

O cibilliyet hiçbir şey yapmamış olsa en azından babalarımızın belli olmasını sağlamıştır. Bunun için başbakan Atatürk ve silah arkadaşlarına teşekkür etmelidir.

****

Tarihimiz boyunca asla tasvip edemeyeceğimiz çeşitli katliamların olduğunu görüyoruz. Dersim de bunlardan birisidir

Dersim Harekâtı.

Şu anki adıyla Tunceli’nde 1937 yılında merkezi hükümetle Dersim aşiretleri arasındaki anlaşmazlıklar sonucu yaşanan acı olayların genel adıdır. Aynen günümüzdeki PKK olayları gibi devlete baş kaldırı olmuş ve devlette hâkimiyetini sağlamak için o günlerdeki şartlarla harekât düzenlemiştir. Başbakanın anlattığı gibi değildir.

Düşünün kapı kulluğundan Cumhuriyete geçilmiş ve Türkiye henüz yaralarını sarıyor.

Cumhuriyeti tanımayan ve yıkmaya çalışan kendi başına buyruk bir isyan çıkıyor o sıralarda.

İsyancılar zor şartlar altında yapılan köprüleri yıkıyorlar ve karakolları basıyorlar yüzlerce askeri öldürüyorlar. Başbakan ne için doğruyu anlatmıyor? İş sadece vergi meselesi değil. Aşiretlerin çıkar meselesi. Bu isyanı başka kökenli birileri de çıkartabilirlerdi. Orada Kürt oldukları için değil isyan çıkarttıkları için harekât olmuştur.

Ha! bu harekât doğru mudur? Elbette büyük bir hatadır. Asla olmamalıydı.

Bunu başka türlü saptırarak anlatmak ta ayıptır, günahtır. İki tarafın da hatası vardır bence.

Maraş Katliamı, Madımak katliamı ve Kubilay’ın katledilmesi gibi neler olmuştur tarih boyunca.

Sn. Başbakan eskileri anlatıyor madem, Kubilay’ın başının nasıl kesildiğini de anlatsın bari.

Neyse, başbakanın hakaretlerini burada tekrar etmeyeyim.

Şehitlerimiz dâhil, işçimiz, köylümüz, çiftçimiz herkes nasibini aldı nasılsa.

“Gerekirse amaca ulaşmak için papaz elbisesi bile giyerim.” Diyen bir başbakandan her şey umulur.

Başbakan geleceğini garantilemek için geçmişten medet umar hale geldi. Gerçekten üzülüyorum haline. İyice saçmalamaya başladı.

CHP i kötülemek için elinden gelen ardına koymaması ona aslında eksi getiriyor farkında değil.

Neden bu kadar alevleniyor? Mademki Türkiye kendisinin anlattığı gibi güllük gülistanlık,

Her şey tıkırında, o zaman rahat olsun.

Bu kadar koruma ordusu ile gezmesine gerek bile yok demektir i

Sn. Kılıçdaroğlu ne kadar rahat değil mi? Çünkü hakkında ne kalpazanlık, ne ihaleye fesat karıştırma, ne naylon fatura, ne bir suç duyurusu ne de bir fezleke var.

Vallahi, Kılıçdaroğlu’nun demir gibi bir sakinliği var. Sanki sinirleri alınmış. Kızmıyor, bağırmıyor ve de halk ile saatlerce değil, yarım saat konuşuyor ve işi bitiriyor.

Çünkü alnı ak korkacak bir şeyi yok.

Dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyor. Ama başbakan hep yan çiziyor.

Hakkında bir sürü suçlama olan insan şayet söylenenler doğru değilse, halkın karşısına aklanarak çıkmalıdır. Söyleyenleri utandırmalıdır ama ner-de-ee-ee ?

12 Eylül Yasasını kendine uyarlayarak işten sıyrılmak istiyor. Halka kendisini acındırmaya kefenlerden filan bahsetmeye kalkıyor. Bu da Kasımpaşa raconuna hiç yakışmıyor.

Birde Sn. Kılıçdaroğlu’nun boyuna takmışlar şimdi. Bir söz vardır diyeceğim ama haydi vaz geçtim.

Sadece bir deyim aklıma geldi onu söyleyeyim bari. Hani derler ya, ufak tefek gördün Karamürsel sepeti mi sandın? (Ayrıca kısa olan Rahmetli Özal’dı. Kılıçdaroğlu Türk standartlarına göre boy olarak normaldir.)

Devletin başına geçecek insanlarda ben boy pos aranmaz. Halka lazım olan dürüstlük ve halkın çıkarına çalışmaktır.

Bu arada Melih Gökçek te Kılıçdaroğlu’na en son konuşacak insandır. Sözlerine sadece güldüm. Ey Sn. Gökçek, sen önce kendi kapının önünü süpür ve aklan sonra laf at.

Velhasıl başbakan istese de, istemese de en azından tek başına iktidar saltanatını sürdüremeyecek artık. Kendi yandaşlarının dışında olan halk sadece bu iktidardan kurtulmak istiyor. Ve bu insanların sayısı gün geçtikçe de artıyor.

Devamlı halkın içinde olduğumdan bunu çok iyi analiz edebiliyorum.

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..