Eyvah, çocuğum spora başladı (!)

Tabi böyle bir şey için “eyvah” denmeyeceği gibi yatıp kalkıp şükretmek gerekir. Bizim toplumumuz, geneli itibarıyla çok da spor yapmaya meyilli bir toplum değildir malumunuz. Bizim, genelde spordan anladığımız; ölümüne bir klüp futbol takımını tutmak, pazara kadar değil mezara kadar o renklere gönül vermek, çerez-bira eşliğinde maç seyredip, aynı gecenin bir yarılarına kadar da maç yorumlarını dinlemektir.

Düzenli spor yapma ve bilinçli egzersiz programlarıyla hareketli yaşama alışkanlıklarımız, kültürel kodlarımıza, maalesef ki işlenmemiştir. Daha yeni yeni, bu tarz alışkanlıkları edinmeye başlamaktayız. Belki bizden üç-beş sonraki kuşak; toplum olarak spor yapan, düzenli yürüyen, yüzen, koşan, jimnastik, yoga yapan bireyler topluluğu olabilecek.

Bu anlamda çocuklarımızı, daha okul öncesi dönemden başlamak kaydıyla spor yapma ve sporu günlük hayatın değişmez bir parçası haline getirme konusunda yönlendirmeli, bu kültürü onlara vermeliyiz.

5 ve 6 yaş grubu, okul öncesi dönemdeki çocuklarımız için en ideal spor dallarının başında jimnastik-bale ve yüzme gelmekte. Takım sporlarına uyum sağlamak noktasında 7-8 hatta 9 yaşlarının beklenmesinin doğru olacağına inanılmakta. Bu nedenle 5-6 yaş grubu için bireysel sporlar daha doğru alternatifler olarak karşımıza çıkıyor.

Jimnastik sporu çok ilginç bir dal. Yeryüzündeki tüm spor branşlarının atası ve temeli diyebiliriz. Daha o yaştaki çocukların, bedensel ve kas-kemik gelişimlerinin kontrol edilebilmesi, yönetilebilmesi; spor sistematiği anlamında körpe vücutlarının disipline edilebilmesi açısından jimnastik, inanılmaz doğru bir seçenek.

Geçtiğimiz günlerde, bir lisanslı basketbol antrenörü ile sohbet etmekteydik. Öğrencileri içerisinde, daha evvelden jimnastik formasyonu almış, bu tip bir altyapısı olan çocukların çok daha başarılı olduklarından bahsetti.

Yüzme sporu da keza, aynen jimnastik gibi, 5-6 yaş grubu için en ideal spor dallarından biri. Tüm vücudu, tüm kas ve eklemleri çalıştırabildiğiniz, son derece zevkli bir branş. Güçlü kol, karın ve bacak kaslarının habercisi.

7-8-9 yaşlarda, çocuğumuz arzu ediyorsa, artık takım sporlarına da yönlendirilebilir. Burada tercih yapmak oldukça zor ama basketbol ve voleybol bana göre en ideal olanları.

Sporla iç içe olan bir çocuğun, gelecek olan sağlıklı ve bilinçli nesillerimiz için bir kazanım olduğunu unutmamak gerekiyor. Unutulmaması gereken bir diğer husus da bedensel gelişimi için faydalı olduğu kadar ahlaki gelişimi açısından da sporun son derece yararlı bir uğraş olduğu gerçeği. Bir takım kötü alışkanlık ve arkadaşlıklar edinebileceği boş zamanlarını, dolu dolu sporla geçiren bir çocuk ve gencin, hayata bakışının dahi, çok sağlam temelli olacağı kaçınılmaz bir hakikat.

Değerli anne ve babalar, çocuklarınızı, mutlak bir spor dalının içine itiniz. Kendilerinden bu türde talepler geliyorsa, onlara bu imkanları tanıyıp, bunun sizin için bir şans olduğunu, lütfen unutmayınız.

Sağlıklı, huzurlu, mutlu ve spor dolu günler dilerim.

@Geçen sene bugün "Foça'dan Yaza Merhaba": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=37287