Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Eyvah! Sıra bloglarda!..

Eyvah! Sıra bloglarda!..
 

Kaynak:readme.com


“Blog da ne ola” diyenlere kısacık bir açıklama yapayım önce: Blog internet günlüğü demektir; yani hani bildiğimiz günlüklerin internet ortamındaki karşılığıdır bir anlamda… Tek farkı yazdıklarınızı yalnızca kendinize saklamayıp başka kişiler ile paylaşmanızdır.

Bir geziye mi gittiniz misal; gördüklerinizi, hissettiklerinizi yazarsınız bloğunuza… Arzu ederseniz fotoğrafları da eklersiniz…

Yemek tarifleri yapar, canınız isterse denemeler yazabilirsiniz…

Şiir de yazabilirsiniz bloğunuza, güncel bir konudaki görüşünüzü de…

Yazmayı seven ve yazdıklarının okunması isteyen kişiler işte bu blog diye adlandırılan kendilerine ait internet sayfaları aracılığı ile yaşama kendilerinden bir şeyler katmak ister.

******

Barış Ünver’i tanır mısınız? Ben tanımıyordum düne kadar… 22 yaşında üniversite öğrencisi Barış Türkiye’de blog yazanlar arasında bir ilk oldu!

Barış Ünver Türkiye’de yazdığı blog nedeniyle hakkında dava açılan ilk blog yazarı ünvanını kazandı!..

Evet, evet… Yanlış okumadınız!

Kişisel görüşünü ifade ettiği kişisel sayfasında yazdıkları nedeniyle hakkında dava açıldı!

Davacı kim? Başbakan Erdoğan!..

Hımm… İleri demokraside demek ki kişisel sayfalar da gözlem altında tutuluyor…

******

Barış ne yazmış?

Şu meşhur ileri demokrasiye geçişimiz için yapılan referandum süreci vardı ya, hah işte o süreçte başbakanın bir ifadesi doğrultusunda bir blog, yani yazı yazmış ve başbakanın ifadesini baz alarak şahsi düşüncesi doğrultusunda bir benzetme yapmış!

Başbakan meydanlarda “CHP, MHP terör örgütüyle ruh üçüzü oldu” deyince Barış da “Erdoğan da Öcalan ile ruh ikizi oldu” demiş.

Başbakanın kulağına gidince bu yazı, hop, “kişilik haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır, katlanılması ve tahammülü gayri kabil hakaretlerde bulunulduğunu” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuş!

Suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Savcısı Osman Atalay, Ünver hakkında 2 yıl hapis istemiyle Sulh Ceza Mahkemesi’ne dava açmış.

******

Barış, soruşturmada alınan ifadesinde, yazının amacının sadece eleştiride bulunmak olduğunu, hakaret amacı taşıyan kelimeleri kullanmadığını özellikle vurgulamış.

Eee, haksız mı şimdi bu genç?

Başbakan bir şey söylüyor, genç bir beyin de o hapı yutmak istemeyince karşı bir tez geliştiriyor! Eleştiri ötesi bir durum yokken ortada Barış neden kurban seçiliyor?

******

Biliyor musunuz, Barış Ünver ceza alırsa atama veya seçilmeye tabi tüm memur hizmetlerinden de yararlanamayacak.

******

Kim bilir kaç kez yazdım, yine de kaç kez yazarım, bilemem, son belediye seçimlerinde gözaltına alınan gençler vardı, kimi kuaförde çalışan 17 yaşında genç kız, kimi 18 yaşında delikanlı; suçları AKP mitinginde “yuh” demekti! Ya da konvoy geçerken… Suç nedenleri başbakana hakaretti!...

Bir başbakan belediye seçimleri için işini gücünü bırakıp da mitinglere gider mi?

O mitinge giderse başbakan sıfatını taşıyor olabilir mi?

O mitingde parti başkanı olarak bulunurken yuhalayanlar nasıl olur da hakaret davasından gözaltına alınabilirler?

Alınıyorlarsa demokrasiden söz edilebilir mi?

******

Vallaha hem demokrasiden söz edildi, hem de ilerisine geçildi!

Yuhalama demokratik bir tercihten çıkıp “hakaret” oldu, bir şerh konularak: Öbürlerine yapıldığında demokratik hak!..

Misal, TT Arena’da yaşananlar…

Gündem değişiyor da Allahtan, unutuluyor!

Yoksa, az daha birleşiverecekti tüm taraftarlar!..

Yine, misal, TT Arena’da yuhalanan CHP, MHP parti başkanları olsaydı yuhalama yalnızca “demokrasi budur işte” denilerek alkışlanacaktı ileri demokrasi destekleyicileri tarafından.

******

Barış neden kurban seçildi dersek; rastgele bir seçimdi bence!

İnternet ortamında da peşinizdeyiz, hele ki siz gençler, yumurta atmaya meyilli, yuhalamaya hazır olan üniversiteliler…

Ayağınızı denk alın!

Bakın Barış’a, ahanda sizde onun gibi davayı yer, cezayı alır oturursunuz!

Hayatınız biter oğlum, hayatınız!

******

Peki… Diyelim ki CHP’liyiz, MHP’li, biz dava açsak Başbakan’a “Hakkımızda hakarettir” diye, hangi cevabı alır da otururuz yerimize?

******

İlle de yerimizde oturmamız gerekiyor bu pek ileri demokraside!

Öğrenciler yerlerinde otursun, işsizler yerlerinde…

Emekliler zaten hepten kalkmasınlar yerlerinden!

Kadınlar en az üç çocuk doğursunlar; nasıl olsa o çocukları büyütene kadar akılları da başlarından gider!

İşçiler Allah’a emanet, artık çalıştıkları fabrika mı bakımsızlıktan yanar, zararlı maddeler yüzünden kanser mi olurlar; Hakkın kararı…

******

Patronlar vergi mi ödememiş, aman bir yasa çıkar, gelir geçer, hele bir de gündem değişti mi, ooo her şey unutulur gider!

Ama var ya, bizden olmayan bu üniversitede okuyanlara gözdağı verilmezse olmaz!

Birleşip ayaklanmaya kalkarlar maazallah!

Mısır’da o kadar baskıya rağmen internet aracılığı ile toplaşmadı mı insanlar?

Direkt interneti yasaklamak tepki alır, şöyle bir korkumuzu salalım bakalım!..

Gerekirse, daha da fazla önlemler alırız, evelallah!

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..