Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '14

 
Kategori
İnançlar
 

Ezan ve Salâ

Ezan ve Salâ
 

Görsel alıntı


Ezan, ilahi bir duygudur. İslâm Âleminin tek amacı olan namaza yönelmesini sağlayan etkili davettir. Yüce Allah'ın emrettiği şekilde, Ezan'a saygı çok önemlidir. Ezan sesiyle birlikte insanlar Allah'ı anmalı ve dua etmeli. Bütün meşguliyetlerde Ezan sesi duyulduğunda, buradaki hayatın geçici, esas ve daimi hayatın ahret hayatı olduğu, namaza yönelme vaktinin geldiği hatırlanır.

Ezan'ın faziletleri: 

Ezanı, müezzinin söylediklerini tekrar ederek sonuna kadar dinlemek, bitince de dua etmek fazileti sünnetlerdendir. Ezan vakitleri duaların reddedilmediği vakitler olup, her ezandan sonra dua etmek faziletli kabul edilmiştir.

Ezandan sonra duaya devam etmek hayırlara ulaşmanın sebebi olduğu gibi, kıyamet gününde Peygamberimizin şefaatine nail olabilmenin de vesilesidir. Ezan bittikten sonra, Peygamber Efendimizin öğrettiği dualardan biri ezan duası olarak okunmalıdır. Vesile, fazilet ve makam-ı Mahmud kıyamet gününde sadece Peygamber Efendimize has üstün mertebe ve makamlardır. 

Peygamberimiz Hz. Muhammed ( S.A.V ) şöyle buyurdu.

“Kim ezanı işittiği zaman, Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın Rabbi Allah’ım! Muhammed’e vesileyi ve fazileti ver. Onu, kendisine vaat ettiğin makam-ı mahmuda ulaştır, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefaatim vacip olur.”

İslam inancının şairidir. O ki Ezan okunduğunda ayağa kalkar işi gücü bırakır ezan bitene kadar ayakta dimdik durur ve dua okurmuş. Bunu gören çevresindeki insanlar ona şöyle dua etmişler. "Bir gün öyle bir şiir yaz ki insanlar onu okuduğunda senin gibi dimdik ayakta dursun, Allah senden razı olsun" Dualar kabul gördü ki, İstiklal Marşımız Mehmet  Akif Ersoy'un eseridir.  

Bu Ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,

Ebedi yurdumun üstünde benim, inlemeli.

Ezan sesleri namaz vakitlerine göre ayarlanmış. 

Sabah Ezanları daha yüksek sesle okunur. Öğlen ve ikindi Ezanları normal sesle okunur. Akşam Ezanları hızlı sesle okunur. Yatsı Ezanları yavaş sesle okunur.

Ezan ile Bayrak kalplere nakış olmuş sökülmesi, mümkün değildir. Biri dinin, biri ülkenin temeli.

Kadim bir gelenek olan sabah Ezanı öncesi okunan salâ ve sonrası Ezan bir mahalleyi değil, bir şehri yataktan ayağa kaldırırdı. Hüzün içinde dinlenirdi. O tarihlerde sesin yayılması ve herkese duyurulması amacıyla minarenin yüzlerce basamaklarını çıkıp salâ ve Ezan okumak zorunluydu.

Oralarda maneviyatın değeri yüksekti. Dünya ve toplum henüz bu kadar kirlenmemişti. Yalansız, hilesiz, Yüce Yaradana şükretmek, onun emirlerini yerine getirmek birinci görev sayılırdı. Ter dökerek helâl kazanç peşinden koşan, tarlasında, bağında ve bahçesinde çalışan insanlar, Ezan sesini duyduklarında çalışmaya ara verirlerdi.

Bingöl’de Ağa dayının oğlu tenekeci Fikri müezzin değildi. Lakin, Yüce Allah ona bir ses İhsan etmişti. Öyle içten, yanık ve yankılı bir ses sahibi olduğu için sabah salâsını ve Ezanı onun okumasını isterlerdi. 

Tenekeci Fikri’nin okuduğu Salâ ve Ezan takriben yirmi dakika sürerdi. Öyle bir hüzünlü sesi vardı ki ne Bağdat’ta, ne Arabistan da bile duyulmamıştır. Hiçbir canlının o hüzünlü sesi işitip uykuya devam etmesi mümkün değildi. İnsanların tüyleri diken, diken olurdu. Tenekeci Fikri sabah salâsını ve Ezanı okurken, ağladığım zamanlar olmuştur.

Cuma ve cenaze namazlarından önce, özellikle sabahları okunan salâ ( essalavat ) ve anlamı 

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Rasulallah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Habiballah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Nûre Arşillah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Hayra Halgillah!
Es Salâtu Ve's-Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!
Vel Hamdü Lillahi Rabbil Âlemin! 

Türkçe meali.

Ey Allah'ın Resûlu Salât-u Selam Senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Habibi Salât-u Selam Senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Arşının Nuru Salât-u Selam Senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Mahlûkatının Hayırlısı Salât-u Selam Senin üzerine olsun!
Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi Salât-u Selam Senin üzerine olsun!
Hamd Âlemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!

Eskiden Cuma ve cenaze namazları haricinde de sabah salâsı okumak bir gelenekti. Vakit salâlarda Efendimize selam ve övgü sözleri söylenir. Cenaze salâsında ise farklı olarak ölümle ilgili hadis ve ayetler okunur. ” Vakit geçmeden önce namaz kılmakta acele ediniz, ölüm gelmeden tövbede acele ediniz hadisleriyle,  Her canlı ölümü tadacaktır, Allah’tan geldik Allah’a gideceğiz” ayetleri okunur.

Salâ bazı kaynaklara göre Fatimiler zamanında Mısır’da başlamış, bazı kaynaklara göre ise Hz. Ömer’in torunu Abdülaziz döneminde Emeviler tarafından okunmaya başlanmış. Osmanlı ise, bu geleneğe diğer Müslüman toplumlardan daha çok sahip çıkmış.

Salâ dinleyenin ve okuyanın içini titretecek formlarda bestelenmiş. Âlemlere Rahmet ve Şefaat edecek olan Yüce Peygamberimize selam ve övgü sözlerini dile getirmekten daha güzel ne olabilir.

Salânın tarihi Ezana göre oldukça yenidir. Müslümanlığın başlangıcında minarelerden salâ vermek adeti yoktu. Cuma namazından önce salâ verilmesi usulü ilk defa 1300 yılında Mısır hükümdarı Melik Nasır Kalavun’un emriyle uygulamaya konulmuştur. Salâvat, Hz. Muhammed’e ve onun soyundan gelenlere saygı ifade etmek için okunan dualardır.  

Salâ vermek bir açıdan minareden salâvat okuyarak namazı haber vermek olarak da kabul edilebilir. Eskiden cenaze salâsı sadece önemli, hatırlı, varlıklı, yaşadığı çevreye Şeref ve itibar kazandırmış kişiler için okunurmuş. İçinde bulunduğumuz zaman da ise cenaze sahiplerinin talebi üzerine vefat eden her kes için salâ verilmektedir.

Yukarıda da arz ettiğim gibi eskiden sabah Ezanından önce salâ okunması çok yaygındı. Her vaktin salâsı ayrı makamda okunur, özellikle Pazarı, Pazartesiye bağlayan gece ve sabah salâsı okunmasının sebebi o günün Hz. Muhammed ( S.A.V ) Efendimizin doğum ve ölüm günü olduğuna inanılmasıdır.  

Ümmetine şefaat edecek, Yüce Allahın sevdiği, gel Habib’im gel dediği, huzuruna davet ettiği, Âleme rahmet, Âlem de ona hasret, Hz. Muhammed’e ( S.A.V ) salât etmenin mükâfatı esas dünyada karşılıksız kalmayacaktır. Peygamberimizin selamlanması ve onu saygıyla hatırlanması için okunan salâ nişane olarak kabul edilir.

Bu biçare, Rahmetli Neşet Ertaş, Teslim Budak ve halen hayatta olan ( kendisine uzun ömür, sağlık ve mutluluk dilediğim ) Kırk yıllık arkadaşım, dost kardeşim  Erhan Yılmaz ile yüz yüze, göz göze, söz söze bir araya gelmiş, onlar o güzel sesleriyle nice eserler okuyup bizlere dinletmişler. Ne çare ki ben halâ tenekeci Fikri’nin sesini, sedasını unutamadım.  

Gönül arzu ederdi ki, Bingöl’de Ağa dayının oğlu tenekeci Fikri bu gün hayatta olsaydı, mısraları yukarıda yazılı salâyı ve devamında Sabah Ezanını o yanık ve hüzün veren sesiyle okusaydı. Henüz çağa yaşta o sesi dinlediğim için kendimi şanslı hissediyorum.   

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ /  MERSİN

   

 

 

                                                                                           

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..