Ezoterik'ler...

Şimdi de, koyu softalardan, yobazlardan arta kalan yere “Ezoterik” diye kendilerine unvan bulan kişiler yerleşmektedirler. Bunlardan bir kısmı, falcılık, astrologluk yoluyla para kazanmakta, bir bölümü de kendilerini “üstad” ilan ederek, başkalarına gizli bilgilerini aktarmaya uğraşmaktadırlar.

 

Demek ki, insanlar “iş bulamayanca, it taşlıyorlar..”  (Öyle derler..!)

 

Böyle adamların öylesine çok, derin ezoterik bilgileri vardır ki, bir ömür boyu aktarsalar (tabii, parayla..) hiçbir şekilde o derin hazineleri tükenmemektedir. Ve bu üstadların kendileri  gibi ezoterik tipler olan şürekası da hiç tükenmemektedir. Bir süre sonra da bu mollalar kendi kendilerini “Üstad” ilan edip başkalarına ders vermeye, gizli sırlarını açıklamaya başlamaktadırlar…

 

Tabii, gizli sır, gizli sır… derken. Bunların peşine düşen, bunların rahlei tedrisinden geçen şürekası da bir süre sonra… Kafayı üşütmektedirler. 

 

Diyeceksiniz ki, bunların üstadı nedir ki, mollaları ne olsun… Ama ders derstir. Bunlar kendilerini Yüksek bir eğitimden geçmiş olarak kabul etmektedirler ama çoğu zaman bilgileri, derinlikleri kendilerinden makuldür. Ama ne var ki, bunların genellikle çeneleri çok iyi laf yapar; karşıdakilerini ne söylerlerse söylesinler, inandırırlar ve o insanları önce derin  bir boşluğa sokup, sonra kendi  söylediklerine inandırırlar.

 

Nedir Ezoterizm?

 

Ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve gizlerin ehil olmayanlardan gizlenerek, bir önüt tarafından sadece ehil olanlara sezgisel yolla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç dizgesi değildir. Bunlar, belirli kişilerin içselliği ile sınırlandırılmış felsefî öğretilerdir. 

 

“Ezoterizme göre, ezoterik bilgiler, yani hakikatler ve sırlar, herkese açıklanmamalı, ancak belli eğitimlerden geçip o bilgileri almaya hak kazanmış, layık olmuş kişilere belirli bir zaman içerisinde derece derece açıklanmalıdır.” 

 

Ezoterizm, sık sık, mistisizm ile karıştırılarak dinsel alana sokulmaktadır. 

 

Ezoterik üstadlar asıl kaynaklarını nereden alırlar? Bir kısmı bu derin bilgileri doğrudan İlk Kaynak’tan aldıklarını söylerler; bir kısmı ise bağlı oldukları dinlerin kitaplarına ve onların içsel anlamlarına eğilirler.

 

Çünkü onlara göre her kutsal kitabın; bir, herkes tarafından anlaşılabilecek dış anlamı vardır. İki, bir de o kitapların “içsel” anlamları vardır ki, onu ancak derin eğitimden geçmiş, üstadların önünde uzun yıllar harcamış kişiler,  “Ezoterikler” bilir, öğrenebilir.

 

Ezoterik bilgilere sahip olmak isteyenler genellikle dünya seyahatine çıkarlar ve ararlar… Genellikle yolları “Dünyanın tepesi”ne düşer; Nepal’de üstadlarını bulurlar ve aydınlanmış olarak ülkelerine dönerler.

 

Bir bölüm Ezoterik’in ise asıl kitabı , Yahudilerin eski kutsal kitaplarından biri olan “Kabala”dır.

Ezoterikler … Gelirler, gelirler en sonunda Kabala’nın derin bilgilerine toslarlar. Onun için Ezoteriklerin, Astrologların, Üstatların en büyükleri Yahudi’dir.. Diğerleri ise onların mollalarıdır. 

 

Kabala’ya en çok Rus Yahudileri inanmışlar, en çok kafayı onlar yatırmışlardır. Çoğu da Rusya’dan İsrail’e göçleri esnasında bu Kabala bilgilerini ve gizlerini getirmişler ve oradan dünya insanlarıyla paylaşmaya başlamışlardır..

 

Şimdi bile  “Google” a “Kabala” yazın bakalım, hemen size ders vermeye amade birkaç tane Yahudi bilgesi çıkacaktır önünüze. 

 

Buraya nereden geldik..?

 

İnsanlarımız bilip bilmeyip; kendilerini “Üstad” diye satan, böyle olduğunu kabul ettiren kişilerin önlerine hemen oturmakta, onların ağzının içine bakmaktadırlar ve onlar ne söylerse söylesin, doğru sanmaktadırlar.. Ondan sonra, saçmalık çukurunun içine düşüp, ömür boyu oradan çıkmak için uğraşmaktadırlar.

 

Şimdi olayı biliyorsunuz: Beki İkala Erikli’nin katli olayını… Ve onun katili Sinem Koç’u..

 

“Meleklerle Yaşamak” adlı kitabın yazarı Yahudi asıllı Beki İkala Erikli (47)Boğaziçi Üniversitesi mezunu bir kişidir.  İngiltere'de Sir John Whitmore'dan “Executive Coaching” ve “Collin Reeve”den NLP “Practitioner/Business NLP”; Dr.Doreen Virtue'dan “Meleklerle Çalışma” (atp) ve “meleklerle medyumluk” (atm) eğitimi almıştır. Ayrıca yaşam ötesiyle iletişim, geçmiş yaşam şifası gibi spiritüel çalışmalar da yapmış tipik bir  “Ezoterik”dir. 

 

Erikli İstanbul’a geldikten sonra, öğretilerini yaymaya çalışmış, belli ki epeyce ezoterik müşterilere sahip olmuştur… Uzun zamandır, böyle kişilerle bilgilerini paylaşıp, onların da derin bilgilere sahip olmasına çalışırken… Öğrencilerinden biri , Sinem Koç (31) tarafından tabancayla vurularak öldürülmüştür. Mevla günahlarını affetsin.

 

Katili olan Sinem Koç yakalanmış ve şunları söylemiş:

 

Cinayetin ardından, annesinin ihbarıyla Esenyurt'ta gözaltına alınan ve 4 yıl önce eşinden boşandığı belirtilen Sinem Koç, "Sözde o (Beki İkala Erikli)  meleklerle konuşuyormuş. Kitaplarını okuduktan sonra dengem ve dünyam alt üst oldu. Aslında bu bir şeytan. Ben de, benim gibi başka insanlara da zarar vermesin diyerek öldürdüm" diye ifade vermiştir.” (hürriyet.com tr)

 

Bütün bu olaylar hikayeyi ve onun içindeki insanların hal ve hareketlerini; geldikleri noktayı kısaca özetliyor…

 

Deruni bilgiler, kafa bozmalar… Ve yavaş yavaş deliliğe yürüyüş…

 

Bugün yurdumuzda böyle deruni bilgiler, üstadlar, şeyhler yüzünden acaba kaç bin kişi kafayı yemektedir?

 

Amaçsız insanlarımız, böyle insanların elinde çar çur edilmektedir. Doğru yollarını şaşırıp, hiç olmayacak yollara sapmaktadırlar. 

 

Keşke böyle,  kuşkulu insanların elinde yıllarını şaşırıp harcayacaklarına; oturup fizik, kimya, biyoloji öğrenseler… Bilim, okuyup yazsalar.. Hem kendilerine, hem de insanlığa yararları olur ama. Bir türlü insanlarımıza Bilim’in erdemini öğretemiyoruz. Herkes işin gevezeliği ile avunuyor.

 

“İnsan beşer, bazen şaşar..” derler.  Galiba son zamanlarda çok fazla şaşıyoruz…

 

Şu insanlığın gittiği, inandığı yollara bakın…  Doğru yolu gösteremeyince, insanlar bir boşluğa yürüyorlar…

 

Ne demeli : Şaşkınlar..!